Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali başlıyor

-
Aa
+
a
a
a

Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) 12-16 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek.

Fotoğraf: BIFED
Gezegenin Geleceği: 12 Eylül 2022
 

Gezegenin Geleceği: 12 Eylül 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

12-16 Ekim tarihleri arasında Bozcaada’da düzenlenecek Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) 9. yılına giriyor. Covid-19 salgını sebebiyle son iki sene izleyicisiyle çevrimiçi buluşan festival, bu sene tıpkı önceki senelerde olduğu gibi ziyaretçilerini Bozcaada’ya davet ediyor. Bu sene de filmler ücretsiz izlenebilecek. Seçilen filmler Fethi Kayaalp Büyük Ödülü için yarışacak. BIFED 2022, her yıl olduğu gibi, sorunların büyüklüğünü gizlemeden paylaşan daha güçlü bir dayanışmanın temellerinin atıldığı mecralardan biri olmayı umut ediyor.

Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’yu aşırı sıcaklar bekliyor

Dünyanın önde gelen araştırma kurumlarından Almanya merkezli Max Planck Enstitüsü ve Kıbrıs Enstitüsü'nün ortak araştırmasına göre Doğu Akdeniz ve Orta Doğu yakın zamanda benzeri görülmemiş aşırı hava olaylarıyla sarsılacak. Yayımlanan raporda, Türkiye dahil bölgedeki ülkelerin gelecek yıllarda sıcak hava dalgaları, kuraklık, toz fırtınaları, aşırı yağış gibi krizler yaşayacağına dikkat çekildi. Bilim dergisi Reviews of Geophysics'de yayımlanan araştırmada, gereken önlemler derhal alınmazsa Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'nun iklim krizinin etkilerini kuvvetli bir şekilde hissedeceği belirtildi. Bölgenin “iklim değişikliğinin merkezi” olarak tanımlandığı raporda, sıcaklık artış hızının küresel ortalamanın neredeyse iki katı olduğu vurgulandı. Bu yüzyılın sonuna kadar bölgede sıcaklıkların 5 derece kadar artacağı, özellikle yaz aylarında benzeri görülmemiş kavurucu sıcaklar yaşanacağı tahmin ediliyor. Rapora göre yağış miktarının azalmasıyla bölge çok ciddi su ve gıda krizi yaşayacak, tüm ekonomik sektörler krizden etkilenecek, bölgede yaşayan 400 milyon kişi çok yıkıcı etkilerle karşı karşıya kalacak. Su seviyelerinin yükselmesiyle birçok yerde kıyı bölgeler ve tarım alanları yok olmanın eşiğine gelecek. Raporda bu etkileri yaşayacak ülkeler arasında Türkiye'nin yanı sıra Yunanistan, Katar, Suriye ve Suudi Arabistan da yer aldı. Ayrıca siyasi krizlerin ve çatışmaların yaşandığı bölgede ülkelerin iklim kriziyle mücadele için bir araya gelmesinin zor olduğu da kaydedildi.

Türkiye'nin Rusya'dan petrol ithalatı arttı

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi'nin (CREA) analizine göre Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgale başlamasından bu yana geçen 6 ay içinde petrol, gaz ve kömür ihracatından elde ettiği kazanç, işgalin toplam maliyetini geride bıraktı. Rapora göre Rusya'nın en büyük fosil yakıt ithalatçıları arasında Türkiye üçüncü sırada. Rusya, savaşın başladığı 24 Şubat tarihinden 24 Ağustos'a kadar geçen 6 aylık süreçte fosil yakıt ihracatından 158 milyar euro gelir sağladı. İşgalin şu ana kadar Rusya'ya yaklaşık 100 milyar euroya mal olduğu tahmin ediliyor. Rusya'nın fosil yakıt ihracatının yüzde 54'ünü temsil eden 85 milyar dolarlık alışveriş Avrupa Birliği ülkeleriyle yapıldı. Savaşın başlangıcına kıyasla, toplam fosil yakıt ihracatında yüzde 18’lik, AB'ye yapılan ihracatta yüzde 35'lik düşüş yaşandı. AB'nin kömür ithalat yasağı, Rusya'nın başka alıcı bulamaması nedeniyle en etkili yaptırım oldu. Sadece Çin, Rusya'dan kömür ithalatını artırdı. Türkiye'nin Rusya'dan petrol ithalatı son altı ayda işgal öncesi döneme göre yüzde 30 arttı. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) raporlarına göre Haziran ayı sonunda Türkiye'nin ham petrol ithalatında Rusya, Irak'tan sonra ikinci sırada yer aldı. 

Amazon’da ağaçlar yıkılmanın eşiğinde

Yapılan yeni bir çalışmaya göre, çevresel yıkım nedeniyle Amazon yağmur ormanlarının bir kısmı devrilme noktasına ulaştı ve bir daha asla toplanmayacak. Raporda şu ifadelere yer verildi: 

Devrilme noktası bir gelecek senaryosu değil, daha ziyade bölgenin bazı bölgelerinde hâlihazırda mevcut olan bir aşama.

Amazon Jeo-referanslı Sosyo-çevresel Bilgi Ağı’ndan (RAISG) bilim insanları, şimdiye kadar yapılan en büyük çalışmalardan biri olan Amazonia Against the Clockun ortaya çıkması için Amazon Havzası’nın Yerli Organizasyonları Koordinatörü ile birlikte çalıştı. 511 ulusu ve müttefikleri temsil eden Amazon Yerli Örgütleri, 2025 yılına kadar Amazon’un yüzde 80’inin kalıcı olarak korunması için küresel anlaşma çağrısında bulunuyor. Orijinal ormanlık alanın yalnızca yüzde 74’ünün kaldığı göz önüne alındığında, yüzde 80 hedefi büyük bir mücadele gerektiriyor. Acil eylem sadece hâlâ ayakta duran ormanı korumak için değil, aynı zamanda bozulmuş araziyi eski haline getirmek ve yüzde 80 seviyesine geri dönmek için de gerekli. Raporu koordine eden Ekvadorlu bilim insanı Alicia Guzmán, yerli gruplara daha fazla arazinin yönetimini vermenin -ve en önemlisi, bu arazi için devlet koruması sağlamanın ve madencilik sektörlerine izin veren yasal boşlukları ortadan kaldırmanın- korumayı garanti etmenin en kesin yolu olduğunu söyledi. Guzmán, hedef hakkında şunları dile getirdi:

Zor ama yapılabilir. Her şey ormanda yaşayan yerli insanların katılımına bağlı.