30 yıl içinde Akdeniz'de tsunami olasılığı %100'e yakın

-
Aa
+
a
a
a

UNESCO, 30 yıl içinde Akdeniz'de bir tsunaminin meydana gelme olasılığının yüzde 100'e yakın olduğunu açıkladı.

Tsunami riski yol işareti
Fotoğraf: İBB
Gezegenin Geleceği: 27 Haziran 2022
 

Gezegenin Geleceği: 27 Haziran 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 30 yıl içinde Akdeniz'deki büyük şehirleri ya da çevrelerini etkileyebilecek bir tsunaminin meydana gelme olasılığının yüzde 100'e yakın olduğunu açıkladı. Marsilya, İskenderiye ve İstanbul; UNESCO'nun riskli gördüğü kentler arasında. UNESCO, Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) Okyanus Konferansı'nda "Tsunamiye Hazır" adlı programını duyuracak. Bu program, 2030 yılına kadar tsunami riski taşıyan sahil toplumlarını, olası afete karşı eğitmeye yönelik geniş kapsamlı çalışmanın bir parçası. UNESCO Direktörü Audrey Azoulay, küresel tsunami uyarı sisteminin çok hızlı tespit yaptığını ancak alarm vermenin yeterli olmadığını, hayat kurtarmak için kıyı topluluklarının da doğru şekilde eğitilmesi gerektiğini söyledi. Örgütün raporuna göre, "tsunamiye hazır" olmak için tsunami riskini azaltma planları geliştirilmeli, tsunami tehlikesi olan bölgeler belirlenmeli ve haritalandırmalı, eğitim materyalleri hazırlanmalı, kamu dostu tsunami tahliye haritaları ile bilgiler halka açmalı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2018'den beri Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile yaptığı işbirliği sonunda 2020 yılında "İstanbul Tsunami Bilgi Kitapçıkları" çalışmasını tamamlamıştı. Tsunami riskiyle ilgili analiz ve tahliye planlarının yer aldığı bu kitapçıklara çevrim içi olarak ulaşılabiliyor ve indirilebiliyor. Akdeniz kıyılarını vuracak bir tsunami riskinin deniz seviyeleri yükseldikçe artacağı tahmin ediliyor. UNESCO yetkilileri, tsunaminin meydana geldiği Pasifik ve Hint Okyanusu'ndaki toplulukların genellikle tehlikelerin farkında olduğunu, ancak Akdeniz de dahil olmak üzere diğer kıyı bölgelerinde bu felaketin hafife alındığını söylüyor. İngiliz Guardian gazetesine konuşan UNESCO'nun tsunami uzmanı Bernardo Aliaga, "2004 ve 2011'deki tsunamiler, uyarı işaretiydi" dedi. "2004'ten bu yana çok yol kat ettik. Bugün daha güvendeyiz" diye konuşan Aliaga, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak hazırlık konusunda eksikler var ve bunların gidrilmesi gerekiyor. Uyarıların ziyaretçiler ve toplumlar tarafından anlaşıldığından emin olmamız lazım."

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) gıda kıtlığından en çok etkilenen 15 ülkedeki milyonlarca çocuk için harekete geçti Afganistan, Burkina Faso, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Haiti, Kenya, Madagaskar, Mali, Nijer, Nijerya, Somali, Güney Sudan, Sudan ve Yemen'de 5 yaş ve altındaki 8 milyon çocuğun yetersiz beslenmeden dolayı ölme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıklayan UNICEF, çocuk ölümlerinde yaşanması muhtemel patlamanın engellenmesine yardımcı olunması için bu ülkeleri bir "hızlandırma planına dâhil ettiğini" duyurdu. UNICEF, küresel gıda krizinin etkilerinin ağırlaşmasından ötürü sene başından beri 260 bin çocuğun daha ölüm riski seviyesine geldiğini ve bunun dakikada bir çocuk anlamına geldiğini belirterek alınması gereken önlemlerin aciliyetine dikkat çekti. Söz konusu 15 ülkenin acilen gıda ve ilaç yardımına ihtiyaç duyduğunu ifade eden UNICEF, önümüzdeki günlerde Almanya'da bir araya gelecek olan G7 liderlerine çağrıda bulundu.

Sıcaklıkların artması, nemin azalmasıyla orman yangınları için uygun ortam oluşuyor. İTÜ’den Prof. Dr. Levent Şaylan’a göre gelecek yıllarda yangınlar açısından riskler artıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Şaylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, orman yangınlarının meydana gelmesi için bazı şartların olması gerektiğini anlattı. Bunların başında meteorolojik şartlar ve yanacak materyaller geldiğini aktaran Şaylan, orman yangınları için yanacak materyalin kuru, sıcaklığın yüksek ve havadaki nem miktarının düşük olması gerektiğini dile getirdi ve “Dünyada doğal nedenler genelde %5’in altında. Yani 100 yangının sadece 5 tanesi veya daha azı doğal nedenden çıkıyor. Buna örnek olarak ise yıldırımı verebiliriz. Yapay nedenler ise çoğunlukla insan kaynaklı” dedi. Şaylan, ormanların atmosferdeki seragazlarını temizleyen en önemli kaynaklardan birisi olduğuna işaret ederek, “Eğer yangınlar artarsa atmosfere giden seragazları daha fazla atmosferde kalacak ve küresel ısınma daha da artacak” dedi.

İklim Haber’den Şenol Bali’nin haberine göre, Erzincan’ın İliç ilçesinde yarattığı tahribatla gündemden düşmeyen altın madeninde kullanılan siyanürü taşıyan boru patladı. Edinilen bilgiye göre tonlarca siyanür önce madenin altındaki dereye, oradan da Fırat Nehri’ne aktı. 21 Haziran gecesinde yaşanan patlama gece boyunca devam etti ve sabah saat 05.00 sularında fark edilerek vanalar kapatıldı. Ancak gece boyunca yaklaşık 20 ton siyanürlü su, sülfürik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal madde Fırat Nehri üzerinde kurulan İliç Barajı’na karıştı. Uzun süredir tartışma konusu olan maden şirketinin faaliyetleri kapsamında 66 milyon ton siyanürlü ve sülfürik asitli su buharlaştırmak isteniliyor. 197 futbol sahası büyüklüğündeki zehir barajında biriken zehirli su taşmasın diye, “evaporatör” (buharlaştırıcı) denilen bir makine aracılığıyla atmosfere buhar salınıyor. Habere göre İliç ilçesinde son dönemlerde kanser vakalarında büyük bir artış yaşandığı ifade ediliyor. Küçük çocuklar ise solunum hastalıklarına yakalanıyor.