Kırıkhan'daki Dağ Ceylanı Üretim İstasyonu'nu geçen yıl 3 bin 600 kişi ziyaret etti.
Kırıkhan'daki Dağ Ceylanları Üretim İstasyonu'nu geçen yıl 3 bin 600 kişi ziyaret etti. İlçenin Suriye sınır hattına yakın Dağ Ceylanları Üretim İstasyonu'nda, yaşamlarını sürdüren ve nesli tükenme tehlikesi altında olan koruma altındaki "gazella gazella" türü dağ ceylanları, yerli ve yabancı konukların ilgisini çekiyor. Dağ ceylanı popülasyonun son yıllarda artış gösterdiği alanı ziyaret edenlerin sayısı geçen yıl 3 bin 600 oldu. Doğa Koruma ve Milli Parklar Hatay Şubesi Kırıkhan Şefi Nuri Akın, AA muhabirine, doğa bilincinin oluşması açısından vatandaşların istasyona ziyaretlerini önemli buldukları söyledi. Vatandaşların "gazella gazella" türü ceylanlara ilgi gösterdiğini aktaran Akın, "Bir yaban hayvanını doğal ortamında görmek herkes için önemli" dedi. Ziyaretçileri bilgilendirdiklerini ve neslin tehlike olduğunu anlatarak doğa bilinci yaratmaya çaba gösterdiklerini belirten Akın, "Türü korumak istiyorsak önce o türü tanımak durumundayız. Ziyaretçilerimiz, sahamızda dağ ceylanlarını yakından görme ve onları hissetme şansını elde ediyor. İstasyonumuz vatandaşlar tarafından fazla bilinmemesine rağmen yoğun ilgi görüyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde 3 bin 600 kişiyi ağırladık. İstasyonumuz neslin devam ettirebilmesi açısından önemli, bu yıl yaklaşık 10 bin ziyaretçi bekliyoruz." diye konuştu.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Queensland Üniversitesi’nden uzmanlar, insanlar tarafından tahrip edilen ve hiç el değmemiş kıyı bölgelerini tespit etmek için bir çalışma yürüttü. Çalışma kapsamında, insan faktörünün dünya çapındaki kıyı bölgelerine olumsuz etkisi haritalandırıldı. Araştırma küresel ölçekte acil kıyı rehabilitasyonu ve korunması ihtiyacı olduğunu ortaya koydu. EurekAlert‘in aktardığına göre, bilim insanları, 2013’ten bu yana dünya genelinde yüzde 15 kıyı bölgesinin bozulmadan kaldığını ve bozulmayan en geniş kıyı bölgesinin Kanada’da olduğunu tespit etti. Üniversiteye bağlı Yeryüzü ve Çevre Okulu’ndan Brooke Williams, deniz otları, savanlar ve mercan resifleri bulunan kıyı bölgelerinin insan baskısına sahip en yüksek alanlar olduğunu kaydetti. Williams çalışma kapsamında ücretsiz bir veri setinde derlenen bulguların, insanlığın Dünya’nın değerli kıyı ekosistemleri üzerindeki yaygın etkileri hakkında değerli bilgiler sağladığını söyledi. Brooke Williams şu ifadeleri kullandı: “Bozulmadan kalan kıyı bölgelerini korumak ve bozulmuş olanları eski haline getirmek istiyorsak hızlı ve kararlı şekilde hareket etmemiz gerekiyor” Williams, “Bu bölgelerin bozulma hızı, yalnızca kıyıdaki türler ve habitatlar için değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki kıyı bölgelerinde yaşayan sayısız insanın sağlığı ve ekonomik güvenliği için de büyük tehditler oluşturuyor” dedi. Kıyı bölgelerinin tahribatının sadece kıyıdaki türler ve habitatlar için değil çok sayıda insan sağlığı için de büyük tehdit oluşturduğu aktarıldı. Araştırmanın ayrıntıları, Conservation Biology dergisinde yayımlandı.
Kocaeli‘nin içme suyu ihtiyacının büyük kısmının sağlandığı Yuvacık Barajı‘nda geçen yıl kuraklığın etkisiyle su seviyesi, ocakta yüzde 15’e düşerken, yağışlarla 8 Şubat’ta yüzde 33’e yükseldi. Bu yıl ise kar yağışı ve yağmurun etkisiyle su seviyesi, geçen sene şubat ayına göre iki kat artarak yüzde 67’ye yükseldi. Bu yıl ise kar yağışı ve yağmurlar, barajda su seviyesini yükseltti. Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin verilerine göre su seviyesi, 34 milyon 60 bin metreküp ile yüzde 67 seviyesine ulaştı. Geçen yıl Şubat ayı ile bu sene Şubat ayı karşılaştırıldığında su seviyesinin iki kat arttığı görüldü. İlerleyen günlerde yağışlarla tam kapasiteye ulaşılmasının beklendiği belirtildi.
İngiltere’nin maliye bakanı Rishi Sunak, potansiyel olarak ülkenin iklim hedeflerini rayından çıkaracak bir açıklama ile, yeni fosil yakıt sondajına daha fazla yatırımı teşvik etmek istediğini söyledi. Bilim insanları, geçen yıl COP26 iklim zirvesi öncesinde, fosil yakıt kullanmaya devam ederek net sıfıra ulaşmanın mümkün olmadığını söylediler. Ancak bakan Sunak yeni yaptığı açıklamada, Kuzey Denizi altında sondajı teşvik etmenin “İngiltere’nin işlerini destekleyeceğini” ve buna yeşil ışık yakılması gerektiğini söyledi. Bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “İnsanların yerli kaynaklarımızı da kullanmamız gerektiğini kabul ettiğinden emin olmak istiyorum. Kuzey Denizi’nde kaynaklarımız var ve buna yatırımı teşvik etmek istiyoruz çünkü net sıfıra geçişimizin bir parçası olarak doğalgaza ihtiyacımız olacak. Ve bu dönüşüm sürecinde, eğer Kuzey Denizi’nde İngiliz istihdamını destekleyen bir yatırım alabilirsek, bu iyi bir şey olur. Dolayısıyla bu bakış açısı da karışımın bir parçası olmalı” dedi. Sunak’ın yorumları, İngiltere’nin COP26 başkanı Alok Sharma’nın pozisyonu ve geçen yıl yeni petrol ve gaz üretiminin 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmakla bağdaşmadığı konusunda uyaran Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan bir raporla çelişiyor. Ancak hükümet tarafından yürütülen ayrı bir incelemede, sondajın bazı koşullara tabi olarak devam edebileceği belirtildi. Bu koşullar kısmen, hangi sondaj projelerinin devam edebileceğine karar verecek bir “kontrol noktası” geliştirmeye davet edilen endüstrinin kendisi tarafından belirlenecek.