Gökkız ve kuyruklu çiğdemleri 1993'ten beri ilk kez Kayseri'de görüldü

-
Aa
+
a
a
a

1993 yılındandan beri ilk kez Crocus albocoronatus (gökkız çiğdemi) ve Crocus kerndorffiorum’un (kuyruklu çiğdem), Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde fotoğrafı çekildi.

Fotoğraf: AA
Gezegenin Geleceği: 10 Ocak 2022
 

Gezegenin Geleceği: 10 Ocak 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

AA’nın Kayseri Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nün açıklamasından aktardığına göre 1993 yılında Türkiye’de keşfedilip kayıt altına alınan ancak lokasyonu belirtilmeyen Crocus albocoronatus (gökkız çiğdemi) ve Crocus kerndorffiorum’un (kuyruklu çiğdem), Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde fotoğrafı çekildi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü personeli Uğur Kara ile araştırmacı Mehmet Ünlü tarafından ilçede gözlemlenen bitkilerin fotoğrafları İstanbul Üniversitesi herbaryumuna gönderildi. Bitkilerin 28 yıldır gözlemlenemeyen gökkız ve kuyruklu çiğdem olduğu uzmanlarca teyit edildi. Bitki popülasyonunun devamlılığı ve türün tehditlere karşı güvenliği için gerekli tedbirlerin alınacağı belirtildi.

Küresel fiyatlardaki hızlı yükseliş nedeniyle enerji krizine giren ve elektrik kesintileri yaşanan Kosova'da hükümet elektrik tüketimini kısmak amacıyla kripto para madenciliğini yasakladı. Yetkililer güvenlik güçlerinin kripto para madenciliğinin kaynaklarını tespit edip durduracağını söylüyor. Çok güçlü ve büyük bilgisayarlarla yapılabilen kripto para madenciliğinde büyük miktarda enerji kullanmak gerekiyor. Avrupa ülkelerinin tümünde enerji fiyatları yükselirken Kosova'da elektrik sıkıntısı yüzünden dönüşümlü kesintiler uygulanıyor. Ülkenin kömürle çalışan en büyük enerji santrali geçen ay teknik bir sorun yüzünden kapanınca hükümet yüksek fiyattan elektrik satın almak zorunda kalmıştı. Aralık ayında ilan edilen 60 günlük bir olağanüstü hal ile hükümete hem enerji ithalatına daha fazla bütçe ayırma hem de enerji kullanımını kısıtlayıcı önlemler alma yetkisi verildi.

Yeşil Gazete yer alan habere göre, Atmosferdeki karbondioksit gazının okyanusa karışmasının neden olduğu okyanus asitlenmesi, deniz yaşamının yapısı ve işlevi için önemli bir tehdit. New Phytologist‘te yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar okyanus asitlenmesinin diatom adı verilen fitoplanktonların yani sudaki besin zinciri için kritik olan tek hücreli bitkilerin, enerji depolaması üzerindeki farklı etkilerini ortaya çıkardı. Çalışma, karbondioksite maruz kalan bir Antarktika fitoplankton topluluğundan gelen diatomlara odaklandı. Bazı diatomlar, yüksek karbondioksit seviyelerindeki proteinlere yönelik uyum gösterirken, diğerleri hem lipid hem de protein depolamasını artırdı. phys.org‘da yayımlanan habere göre, karbondioksit seviyelerinin  canlılardaki etkisini incelemek, iklim krizine karşı fitoplankton tepkilerinin dünya okyanuslarındaki besin ağı dinamikleri üzerinde nasıl katmanlı etkilere sahip olabileceğini ortaya çıkarabilir. Araştırmayı yapan Sidney Teknoloji Üniversitesi‘nde Doç. Dr. Katherina Petrou, çalışma bulgularıyla ilgili, “Bugüne kadar okyanus asitlenmesinin fitoplanktonun besin değerini nasıl etkileyeceği hakkında çok az şey biliyoruz. Çalışmamız asitlenmiş koşullara maruz kalan diatom türlerinin fazla enerjiyi benzersiz şekillerde depolama şeklini değiştirdiğini gösterdi” dedi. Doç. Dr. Petrou, deniz ekosistemlerinin üretkenliğinin etkileneceği uyarısında bulundu ve şunları söyledi: “Çalışmamız, okyanus asitlenmesinin besin ağının tabanında mevcut olan canlı türünü etkileyeceğini ve bu da nihayetinde deniz ekosistemlerimizin üretkenliğini etkileyebileceğini gösteriyor.” Okyanus asitlenmesi, atmosferdeki karbonu giderek daha fazla soğuran okyanusların daha da asidik hale gelmesiyle oluşan bir fenomen. Atmosferdeki karbon miktarı, insan faaliyetleriyle artıyor. Son 200 yılda toplam emisyonların yaklaşık yüzde 30’u okyanuslar tarafından yutuldu. Günümüzde deniz sularının her yıl soğurduğu karbon miktarı yüzde 25 civarında. Okyanus asitlenmesi, deniz sularının atmosferden emdiği karbondioksitle tepkimeye girmesiyle meydana geliyor. Bunun sonucu olarak daha fazla asidite artırıcı kimyasal açığa çıkıyor ve deniz organizmalarının varlıklarını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu kalsiyum gibi önemli mineraller azalıyor. Okyanusların milyonlarca yıldır oldukça istikrarlı olan ortalama yüzey asiditesi, son son 150 yılda yaklaşık yüzde 26 oranında arttı. Laboratoire d’Océanographie de Villefranche, CNRS ve Sorbonne Üniversitesi’nin Araştırma Direktörü Dr. Jean-Pierre Gattuso, 1950’lere kadar çok yavaş seyreden asitlenme oranının sonradan hız kazandığına dikkat çekerek, “Asitlenmenin ana nedeni insan faaliyetleriyle oluşan karbon emisyonları olduğu için, gelecek projeksiyonları bunların seviyesine bağlı. Hiçbir şey olmamış gibi devam edilirse, okyanus asitlenmesi 2100’e kadar bir yüzde 150 daha artar” diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Kastamonu’da Halife köyü, Karasapaca köyü ve Hanönü Mahallesi ile Manisa’da Eskihisar Mahallesi, Emlakdere ve Kayapınar mahallelerinde bulunan, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerlerden veya üzerinde 28 Nisan 2018 tarihinden önce yerleşim yeri bulunan yerlerden krokiler ile sınır ve koordinatları gösterilen alanlar orman sınırları dışına çıkartıldı. Her iki ilde toplamda 714 dönüm alan orman sınırları dışına çıkartıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre de, Mersin’in Çavak, Bozön, Tekmen, Çayırekinliği, Narlı Evci Mahalleleri ile Ankara’nın Yenice ve Akçay mahallelerinde bulunan yerlerden, krokiler ile sınır ve koordinatları gösterilen alanlar orman sınırları dışına çıkartıldı. Karar kapsamında, orman sınırları dışına çıkartılan alanların iki katından az olmamak üzere devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis etmek üzere tahsis yapılacak.