İzmir Barosu’na bağlı Avukat Hilal Küey, Allianoi Antik Kenti'ni ve Sulukule'yi kurtarmak için verdiği mücadeleler ile tanınıyordu.
İzmir Barosu’na bağlı çevre avukatlarından Hilal Küey, geçirdiği yaklaşık üç-dört yıldır süren kanser tedavisinin ardından yaşamını yitirdi.
Avukat Küey, Yortanlı Barajı’nın suları altında kalan Allianoi Antik Kenti’ni kurtarmak için ve dünyanın en eski Roman yerleşimlerinden biri sayılan Sulukule’nin kentsel dönüşüm gerekçesiyle yıkılmasına karşı verdiği mücadeleler ile tanınıyordu.
Sulukule Platformu da Küey’in yaşamını yitirmesi sonrası bir açıklama yayınladı: “Dünya barışına katkılarının yanı sıra Hilal Küey yerel ve çevresel mücadelelere de kelimenin tam anlamıyla kendini adadı. 5366 sayılı Kentsel Yenileme Yasası’nın ilk ve acımasız uygulaması olan Sulukule Kentsel Yenileme projesinde Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği’nin avukatlığını üstlenerek projenin iptali için mücadele etti. Sulukule Yenileme Projesi ‘sinin tam iki kez iptalini sağladı. Dilekçe üzerine dilekçe vererek, dava üstüne dava açarak verdiği hukuk savaşı günümüze kadar uzandı ve Hilal yılmadan yorulmadan her adımda var oldu. Proje mahkemece iptal edilmesine karşın başlangıçta yürütmeyi durdurma kararı verilmemesi nedeniyle mahalle yıkıldı ve yeni evler yapıldı. Küey yaşamının son anlarına kadar Sulukule davalarıyla ilgilendi. Son dönemde davayi AİHM’e taşıdı ve Kültür Bakanlığı’nı da yıkımın sorumlusu olarak dava etti. Hastalandığı dönemde davanın takipsiz kalmasından korkan Hilal, yakın bir avukat arkadaşına Sulukule dosyalarını teslim ederek onu bilgilendirdi. “Bana bir şey olursa dava sahipsiz kalmasın, devam etsin” diyerek ne kadar kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Hilal Küey Sulukule’de bir hak sorunu olarak gördüğü kültür mirasının korunmasının yanısıra barınma hakkı ve Roman hakları konularında da çalıştı. Proje çerçevesinde Fatih Belediyesi ile anlaşma yapmayan Asım Hallaç, Şükrü Pündük ve Gülsüm Bitirmiş’in avukatlıklarını yaptı. Manisa’nın Selendi ilçesinde 2010 yılında linçe uğrayan Romanların davasını üstlendi ancak sağlık durumu nedeniyle bu davayı sürdüremedi. İstanbul Ataşehir’de yasadışı biçimde evi yıkılan Roman Yüksel Dum’um 12 yıl süren hak mücadelesini kazandı.
Allianoi Antik Kenti’nin Yortanlı sulama barajı altında kalmasını öngören projeye karşı kurulan Allianoi Girişim Grubu’nda da yer alan Küey, gerek İzmir Barosu temsilcisi gerekse kişisel olarak hukuk desteğiyle önemli katkılarda bulundu. Küey aynı zamanda bir dönem grubun sözcülüğünü de yaptı. “Allianoi aslında bir hukuk sorunudur; bir kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarımı bir kültür sorunu olduğu kadar bir hukuk sorunudur diyorum. Çünkü o değerleri görmek, tanımak, korumak gelecek kuşakların hakkıdır. Hak dediğin noktada baro müdahildir” sözleriyle kültür mirası ve hukuk ilişkisini kuruyordu. Allianoi davası yıllarca sürerken barajın yapılması ve kültür mirasının sular altında kalması engellenemedi ancak alanda çalışan arkeoloji ekibi ve sivil toplumun ortak mücadelesinin önemli bir örneği olarak toplumsal belleğe yerleşti.
İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olan Hilal Küey 1980 yılında İzmir’de avukatlığa başladı. Bir dönem Tekel avukatlığı yaptıktan sonra eşi Latif Küey’le kendi avukatlık bürolarında mesleğini sürdürdü.
Hilal Küey 1998-2000 döneminde İzmir Barosu’nda ilk kadın Genel Sekreter olarak görev aldı ve Staj Eğitim Merkezi’nin kurulmasına önayak oldu. “Amacım bu merkezin kurulmasını sağlamaktı. Sonrasında yönetim içinde kalmak için bir çabam olmadı” diyerek her zaman sahada , ön saflarda olma isteğini dile getirdi.
Seni çok özleyeceğiz Hilal…”