Beykoz'da bir aydır tırtıl istilası yaşanıyor

-
Aa
+
a
a
a

Beykoz’un Akbaba Mahallesi yaklaşık bir aydır tırtıl istilası yaşanıyor.

Gezegenin Geleceği: 22 Temmuz 2021
 

Gezegenin Geleceği: 22 Temmuz 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeşil Gazete’nin aktardığına göre Beykoz’un Akbaba Mahallesi yaklaşık bir aydır tırtıl istilası yaşanıyor. Mahalle sakinlerinin iddiasına göre, meyve ve fındık ağaçları tırtıllar tarafından sarıldı. Ayrıca, tırtılların ağaçlardan sonra ekinlere, lahanalara da dadandı. DHA‘da yer alan habere göre, mahallenin muhtarı Yüksel Kılıç durumu Beykoz İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü‘ne bildirdi. İstanbul Ziraat Odası Başkanı Murat Kapıkıran, ise tırtıl istilasının kısmen iklim krizinin etkisi nedeniyle görüldüğünü söyledi: “İklim değişikliğinin etkisiyle dünyada çeşitli bölgelerde bulunan çeşitli canlı türlerinin farklı bölgelerdeki uygun ekolojik şartlar nedeniyle uzun yıllar içerisinde göç ettiğini gözlemliyoruz. Özellikle fındık zararlısı olan Amerikan beyaz kelebeğinin Türkiye’ye gelişi. İstanbul’da ve Türkiye’nin birçok yerinde görülmeye başlanan bu tırtıl sorunu aslında kısmen iklim değişikliğinin etkisiyle, uygun hava koşullarının dar bir zaman aralığına sıkışmasıyla çok yaygın bir popülasyon görüldüğünü söyleyebiliriz ” dedi.

Opah balığı kıyıya vurdu

Amerika Birleşik Devletleri‘nin Oregon eyaletindeki kıyıya ilk defa nadir rastlanan bir balık türü olan Opah balığı vurdu. Balığın incelenmek üzere dondurulduğu kaydedildi. Uzmanlar, yaklaşık bir metre uzunluğunda ve 50 kilo ağırlığındaki balığın okyanus sularının ısınması nedeniyle kıyıya geldiğini belirtti. Ulusal Okyanus ve Atmosfer Kurumu’ndan (NOAA) biyolog Heidi Dewar ise, balığın karaya oturmasının alışıldık bir durum olmadığını ifade ederek, bu durumun iklim krizinin etkisiyle yaşanmış olabileceğine işaret etti.

Türkiye'nin yüzde 60'ı maden ruhsatlı

Gazete Oksijen’den Öge Demirkan’ın haberinde, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60’ı maden alanı olarak ruhsatlandırılmış durumda. Maden ruhsatlarının bir kısmı ormanda, bir kısmı yerleşim yerlerinde bir kısmı meralarda. Bu ruhsatlar faaliyete geçerse bir daha geri dönüşü mümkün olmayan bir tahribata yol açacak. İşte bütün bu veriler TEMA Vakfı’nın yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı maden alanları araştırmasında yazıyor. 15 kentte ruhsatlık alan oranı yüzde 62. Ruhsatların en yoğun olduğu bölgelerin başında yüzde 79 ile Kaz Dağları geliyor. Çanakkale ve Balıkesir’in sınırları içinde yer alan bölgede toplam 1634 maden ruhsatı düzenlenmiş durumda. Artvin, Eskişehir, Zonguldak-Bartın, Ordu ruhsatlılık oranının yüzde 70’in üstünde olduğu kentler olarak dikkat çekiyor. İşletme ve arama safhasındaki ruhsatların en yoğun olduğu kentler ise Zonguldak-Bartın, Çanakkale ve Balıkesir. Ormanların ortalama yüzde 58’i, tarım alanlarının yüzde 60’ı madenlere ruhsatlanmış durumda. Orman ruhsatlılığının en yoğun olduğu alan yüzde 80 ile Kaz Dağları bölgesi; onu yüzde 68 ile Tekirdağ ve Kırklareli izliyor. Tarım alanlarında da yüzde 78 ile Kaz Dağları ilk sırada geliyor. Onu yüzde 66 ile Eskişehir takip ediyor. Korunan alanların ortalama yüzde 59’u, önemli doğa alanlarının yüzde 64’ü için yine maden ruhsatı verilmiş durumda. Ve en çarpıcısı milli parklar ile ilgili olan veri. Doğal nitelikleri ve nadir canlı türleri ile milli park ilan edilen alanların da yüzde 51’i maden sahası olarak işlenmiş durumda. Araştırmaya göre çalışma alanındaki orman varlığının yüzde 80’i madencilik yapılabilecek alan olarak belirlenmiş. Ayrıca gen koruma, kent ormanı, muhafaza ormanları, tohum meşcere alanı, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, milli park, özel çevre koruma bölgesi ve doğal SİT alanı gibi farklı koruma statüleriyle korunan alanların yüzde 55’i madencilik yapılabilecek alanlar olarak belirlenmiş. Milli parkların yüzde 54’ü ihale ruhsat alanlarında kalıyor. TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç ise farklı bir noktaya dikkat çekiyor: “TEMA Vakfı olarak biz madenciliğe karşı değiliz, sahip olduğumuz değerleri koruyarak, çevreye, doğaya, hatta geleceğimize zarar vermeden madencilik yapılabilir. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ‘Sürdürülebilir Kalkınma için Maden Yönetimi Raporu’nda “madencilik yapılan alan bir daha geri getirilemez” deniyor. Yani karar vermeden önce madencilik yapılan alanın hiçbir restorasyon projesi ile geri dönmeyeceğini, verilen tahribatın giderilemeyeceğini baştan kabul etmek gerekiyor. Burada fayda-zarar hesaplaması çok iyi yapılmalı. Toprağın altındaki madeni çıkarmak için kamu yararı yok sayılmamalı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın beyanına göre 2020 yılında 44 ton altın üretilmiş, bu rakamın 2025’te 100 tona çıkarılması hedefleniyor. Yani üretimin yüzde 127 artırılması planlanıyor. Ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2019-2023 Stratejik Planı’na göre 2019-2023 yılları arasında yerli kömürden üretilmesi planlanan enerji miktarının 10 bin 204 megawatt’tan 14 bin 664 megawatt’a çıkarılması hedeflenmiş. Bu da yüzde 43 oranında artış demek. Bu hedefleri yakalarsın ama sonunda nasıl bir hasar çıkacak? Bunun geri kazanım maliyeti nedir, hiç tartışılmıyor. İlgili bakanlıklar da yetki ve sorumluluk taşımalı.”  

Çin'de sel can aldı

Almanya’dan sonra Çin’in Henan’a bağlı Zhengzhou kentinde şiddetli yağışlar nedeniyle sel felaketi yaşandı. Arama kurtarma ekiplerinin sel felaketi nedeniyle en az 12 kişinin cansız bedenine ulaştığı açıklandı. Şehrin metro ağı sular altında kaldığı için birçok yolcu da suda mahsur kaldı. AFP haber ajansına göre, bölgede en az 200 bin kişi tahliye edildi ve güvenli bölgelere yerleştirildi. Zhengzhou yerel yönetimi sel felaketiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “selin kontrol durumunun çok zor olduğunu” belirtti ve felaketin seviyesini olağanüstü yüksek olarak tanımladı.