Kocaeli‘nin Kartepe ilçesinde çöpler, karların erimesiyle ortaya çıktı.
Kocaeli‘nin Kartepe ilçesinde kayak merkezinin bulunduğu bölgede, kış aylarında karla kaplı alanlarda piknik yapanların yerlere attığı çöpler, karların erimesiyle ortaya çıktı. Kartepe yolu kışın günübirlik tatilcilerle doluyor. Kimi tatilciler ormanda çadır kurarken, kimileri ise karlar üzerinde mangal yapıyor. Tatilcilerden geriye ise çöp yığınları kalıyor. Yağışla birlikte çöpler karların altında kalıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte karlar eriyince, özellikle Suadiye ve otel bölgesi arasında yol kenarlarında çöplerin yoğunluğu dikkat çekti. İstanbul Sultanbeyli’den gezmek için Kartepe’ye geldiklerini söyleyen Erol Yetkin, DHA’ya yaptığı açıklamada “Maalesef çevremiz çöp içinde. İnsan gerçekten böyle görünce üzülüyor. Böyle olmamalı” dedi ve kendi çöpünü arabasına koyup müsait bir yer bulana kadar yanında taşıdığını ekledi.
"Tozlayıcılar yok oluyor"
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu 20 Mayıs Dünya Arı Günü açıklamasında arılar ve diğer tozlayıcıların insan ve doğa için önemine dikkat çekerek, tozlayıcılar yok oluyor dedi : “Kamu ve politik karar vericilerin tozlayıcıların korunması gereğine dikkatlerini çekme, küresel gıda krizi ilgili sorunların çözümü için arılar ve diğer tozlayıcıları koruma, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistemlerin bozulmasının durdurulması, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleştirilmesine katkı hedefiyle Dünya Arı Günü kutlanıyor. Yabani çiçekli bitkilerin yaklaşık yüzde doksanı, tarım ürünlerinin ise yüzde yetmiş beşinden fazlası tozlaşmaya bağlı. Tozlayıcılar sadece gıda güvenliğine doğrudan katkıda bulunmaz. Tozlayıcılar aynı zamanda biyoçeşitliliği korumanın da anahtarı. Hepimiz, yaşamımızda tozlayıcılara bağlıyız. Arılar, tozlayıcılar tehdit altında. Mevcut türlerin yok olma oranları, insan etkileri nedeniyle normalden yüz ile bin misli daha yüksek. Arıların ve kelebeklerin yaklaşık yüzde 35'i küresel olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Böyle giderse tarımsal üretim etkilenerek, gıda güvenliği artarak sorun olacak. Tozlayıcı biyoçeşitliliğini korumak için önlemler almalıyız. Arazi kullanım değişiklikleri, yoğun tarım, tek tip ürün yetiştirme, tarım kimyasalları kullanımı, iklim krizi kaynaklı yüksek sıcaklıklar arı nüfusunun azalmasını ve gıdamızı etkilemekte. Bu yıl Dünya Arı Günü’nde arıcılık iyi uygulamalarının desteklenmesine odaklanıp, Arı Dostu Yaşam teması ile kutlama yaparak, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmada arıların önemini vurguluyoruz” dedi.
En sorumlu 20 şirket!
Yeni yapılan bir araştırma çevre felaketine yol açan dünyadaki tek kullanımlık plastik atıkların yarısından fazlasından yalnızca 20 şirketin sorumlu olduğunu ortaya koydu. Kapsamlı analizlere göre plastik atık ambalajlarının yüzde 55’inden sorumlu olan bu işletmeler çok uluslu aralarında devlet şirketleri de var. Bazıları ise petrol ve doğalgaz ile kimya şirketlerinden oluşuyor. Avustralya merkezli Minderoo Vakfı’nın hazırladığı “The Plastic Waste Makers” analiziyle ilk kez yüz maskelerinden plastik poşetlere ve şişelere kadar bir kez kullanılabilen ve sonrasında yakılan, çöp sahalarına terk edilen veya okyanusları kirleten polimerlerin sorumlularına işaret edildi. Analize göre, en büyük 20 küresel şirketin muazzam plastik atık ayak izi, 2019’da atılan 130 milyon metrik ton tek kullanımlık plastiğin yarısından fazlasını oluşturuyor.
Meclis Komisyonu toplandı
TBMM’de küresel iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan ‘Meclis Araştırması Komisyonu’, Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı. Komisyona katılan Devlet Su İşleri Genel Müdür Vekili Kaya Yıldız, DSİ faaliyetleri ve özellikle küresel iklim değişikliği ile ilgili yapılan çalışmaları anlattı. DHA’nın aktardığına göre Yıldız, kurak ve yarı kurak iklim kuşağının, suyun üzerindeki baskıyı artırdığını anlatarak şu tespitleri aktardı: ‘’İklim değişikliği, küresel ısınma dediğimiz kavram, suyun hidrolojik çevrimine mekânsal ve zamansal dağılımı üzerine gittikçe daha da artan bir baskı oluşturmakta. Yine iklim değişikliği ve su kaynakları yönetimiyle ilgili iklim, aslında birçok sektöre sağlık, enerji ve ulaştırma gibi etki eden ve bunların faaliyetlerini, planlanmasını gerektiren yine gelecekle ilgili planlamalarda etki unsuru olan bir varlık.” Doğal afetlerin de arttığına dikkat çeken Yıldız, yıllık yağış ortalaması ile ilgili “Ülkemizde şu an 574 milimetre yıllık yağış ortalaması kullanılıyor. Su potansiyelimiz olarak yıllık toplam yağışımız 450 milyar metreküp. Kullanabilir su potansiyelimiz de 112 milyar metreküp bunun içerisinde 18 milyar metreküp yer altı suları rezervi de dâhil” dedi.
Bu arada Güneş enerjisi santrallarında insansız hava araçları ile yapay zeka kullanımına dayalı yapılan denetimlerin santrallerin elektrik üretiminde önemli oranda artış sağlayabildiği bildirildi. Bu alanda hizmet veren özel firma, geliştirdikleri işbirliği ile 2014 yılında devreye girmiş olan 8 MW kurulu gücündeki lisanssız bir güneş enerjisi santralinde yapılan bir çalışmada santralde %7 oranında üretim artışı sağlandığını açıkladılar. Açıklamada sağlanan bu artışın, santral için bugünkü fiyatlar ile 400 bin ABD doları tutarında ek bir yatırım ile elde edilebilecek bir kazanıma denk geldiğine dikkat çekildi.