Aksaray'da Tuz Gölü havzasında düğün çiçeği familyasından yeni bir bitki türü keşfedildi.
Aksaray'da Tuz Gölü havzasında düğün çiçeği familyasından yeni bir bitki türü keşfedildi. Keşif, Aksaray Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seher Karaman Erkul, Doç. Dr. Mehtap Tekşen ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Duman'ın, Tuz Gölü'nün güney bölgelerinde 4 yıl süren arazi çalışmaları sonucunda yapıldı. Doç. Dr. Erkul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuz Gölü ve çevresinde birçok çalışma yürüttüklerini, çorak görünen bölgenin aslında botanikçiler için bir cazibe merkezi olduğunu söyledi. Erkul, düğün çiçeği bitkisinin Türkiye'de 85 ayrı türe sahip olduğunu bildirdi. Erkul: "Bitkiyi söktükten sonra kök yapısı dikkatimizi çekti. Normalde düğün çiçeği bitkisi tek tip köke sahip. Bulduğumuz türün hem saçaklı hem de daha şişkin bir kök yapısı var" dedi. Doç. Dr. Tekşen ise bölgenin endemik türlere hayat verdiğini vurgulayarak, "Ayrıca bu alanlarımız koruma statüsünde öncelikli. Birçok araştırmacı tarafından farklı araştırmalar yapılmış olmasına rağmen biz hala Tuz Gölü ve çevresinde yeni bitki türleri keşfedebiliyoruz” diyor. Bitkiler ekstrem koşullara uyum sağlamak için uzun süreler içinde evrimleşiyor. Ekibin anlattığına göre başka yeni türlerin bulunması ve ilanı yolda.
Kömür santrallarının sağlığa maliyeti 53,6 milyar lira
Sağlık ve Çevre Birliği HEAL tarafından 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde yayınlanan ‘Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği: Kömürün Sağlık Yükü ve Kömür Bağımlılığını Sonlandırmak’ raporu, termik santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin yarattığı sağlık sorunları ve bunun mali yüküne dikkat çekiyor. Türkiye’de santral bazında sağlık etkilerini ve buna bağlı maliyetleri hesaplayan ilk çalışma olan rapor, kömür santrallerinin yarattığı kirliliğin her yıl 53.6 milyar TL’ye yakın sağlık maliyetinin olduğunu ortaya koyuyor. 2019’da Türkiye’de işletmede olan linyit, taş kömürü veya asfaltit kullanan 28 adet büyük elektrik santralini inceleyen raporun başyazarı, HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, “2019’da Türkiye’nin sağlık harcamaları 201 milyar TL olarak açıklandı. Bu meblağının yüzde 27’si ise kömür kaynaklı sağlık sorunlarına harcandı” diyor. 2019’da bu santraller Türkiye’de 26 bin 500 çocuk bronşit vakası, 3 bin erken doğum, 3 bin 230 yetişkin bronşit vakası, bununla birlikte 11 milyon 300 bin hasta geçirilen güne ve hastalık nedeniyle 1,4 milyon iş günü kaybına neden oldu.
Fransa'da tarihi karar
Dünyanın dört bir yanında insanlar, temel hakları arasında yer alan yaşanabilir bir iklimi mümkün kılmaya yönelik yasal mücadeleler veriyor. 2019 yılında Hollanda mahkemeleri, devletin vatandaşlarının haklarını korumak üzere sera gazı emisyonlarını azaltma kapsamında daha yüksek hedefler koyması gerekliliği yönünde karar almıştı. Yakında benzer durum Fransa’da gerçekleşebilir. 2018'in sonunda Fransa’da faaliyet gösteren dört sivil toplum kuruluşu, Fransa Devleti’ne karşı "iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında etkin faaliyet göstermeme" kapsamında dava açmıştı. Paris İdari Mahkemesi, 3 Şubat tarihinde ‘’Yüzyılın Davası’’ olarak nitelendirilen davadaki kararını açıkladı. Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin kutladığı "tarihi karar" aşağıdaki unsurları içeriyor: - Fransız Devleti’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yürüttüğü faaliyetlerin yetersiz olduğu tespit edildi. - İklim değişikliğiyle ilintili olarak ekolojik hasar oluştuğu kabul edildi. - Sera gazı emisyonlarının azaltılması kapsamında belirlenen hedeflere ulaşılmasından sorumlu olan Fransız Devleti’nin kısmen başarısız olduğuna karar verildi. Davada görev yapan yargıçlar aynı zamanda, "ekolojik hasar kapsamında Devlete karşı açılacak tazminat davalarının Medeni Kanun'da öngörüldüğü üzere kabul edilebilir olduğunu" tespit etti. Bu durum, diğer davacıların yaşadıkları zararın tazmini için bu kararı emsal alabilecekleri anlamına geliyor. İdari mahkeme, Fransa Hükümeti’ni iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında ilave önlemler almaya zorunlu bırakabilir. Yüzyılın Davası olarak nitelendirilen davayı yürüten sivil toplum kuruluşları, “2,3 milyon kişi tarafından desteklenen mücadelemizin başlamasından iki yıl sonra alınan bu karar, Fransa’da iklim adına ilk tarihi zaferi ve Fransız hukukunda atılan önemli adımı temsil ediyor. Bu karar aynı zamanda bilimin zafer. Bugüne kadar devlet, karbon üst sınırlarının sürekli aşılmasına yönelik kamu kurumları ya da danışma konseylerince sunulan raporların dahi öne sürdüğü kanıtlara rağmen, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki yetersizliğini reddediyordu” diye açıklama yaptı.
Kadıköy'de örnek karar
Kadıköy Belediye Meclisi‘nde Kadıköy’de inşa edilecek binalarda yağmur suyu ve gri su toplama tankı yapılması kabul edildi. Karara göre, yağmur suyu ve gri su olarak adlandırılan duştan, küvetten, lavabodan toplanan evsel sular, tuvalet rezervuarlarında, bahçe sulamada ve ortak alan temizliğinde kullanılacak. Alınan bu karar susuzluk tehlikesi ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor.
Assos yakınında Büyükhusun Köyü’nde Jeotermal Kaynak Arama Projesi’nin “ÇED Gerekli Değil” kararına karşı 118 yöre sakini, Ege ve Marmara Belediyeler Birliği, Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği ve Çakıl Kooperatifi dava açmıştı, davayı kazandılar!