Silivri’den gelen mektup: Kavala’nın şarkıları

-
Aa
+
a
a
a

Değer bilir Açık Radyo ailesinin yakından tanıdığı ve takip ettiği, tutukluluğu bugün 1142 günü bulmuş olan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala’nın sözünün ve sevdiği şarkıların elçisi olduk. 

Çizim: Zeycan Alkış

10 Aralık İnsan Hakları günü sonrası ve 18 Aralık’ta yapılacak olan duruşması öncesinde bu programı, Kavala’nın sevdiği şarkı yazarlarından, şarkılardan oluşturmak isteyip, kendisine ulaşma çabasına girmiştim.  ‘Anadolu Kültür’den dostumuz Asena Günal ve Kavala’nın avukatlarının yardımlarıyla, sorularıma yanıtlar ve beraberinde bize gönderilmiş bir mektup aldım. 

Bu akşamın programı Osman Kavala’nın mektubu, bu program için seçtiği şarkılarla ilgili söylemek istedikleri ve şarkıların kendisinden oluşacak. Şarkılar her zaman yaptığı gibi, duyduklarınızın canlandığı bir alan açacak. Birlikte geçireceğiz bu dakikaları Osman Kavala ile... Nerede olursa olsun ve biz nerede olursak olalım, Kavala’nın şarkılarına kulak verdiğimizde biz de, daha güzel ve diğerkam olacağız kuşkusuz. 

Sevgili Banu Hanım,

Açık Radyo’da sevdiğim şarkıların çalınacağı bir program yapma düşünceniz, beni çok heyecanlandırdı. Ama sonra da telaşlandırdı. İnsanın en sevdiği şarkıları seçmesi hiç de kolay değilmiş. Sonunda Türk müziğini ve klasik Batı müziğini ayrı tutmak suretiyle karara varabildim.

Düşünceniz için tekrar çok teşekkür ederim. Bu vesileyle Prince Claus Ödülü’nü kazandığı için Açık Radyo ailesini en içten dileklerimle tebrik ediyorum.

Çok sevdiğim Yunan ezgilerinden birini seçmek, özellikle Theodorakis ile Hadjidakis arasında seçim yapmakta zorlandım. Yunanistan’la ilişkilerin gergin olduğu 80’li yıllarda Aziz Nesin ve Theodorakis barış girişimi başlatmışlardı. Ben de kurulan “Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği” üyesi olarak bu büyük sanatçıyı, barış insanını tanıma fırsatı buldum. Daha sonra Hadjidakis ile de tanıştım. O da parlak zekaya sahip son derece yaratıcı, esprili bir sanatçıydı. “Türkler ve Yunanlıların birlikte başardığı en önemli iş, yarattıkları düşmanlıktır. Mikis, Türkiye’ye gelip bunu bozmaya çalışıyor.” demişti. Anlaşılan, geçen yıllar bu ortak eserimizde hasara yol açmamış. Hadjidakis’in “Pire’nin Çocukları” (Ta paidia tou Peiraia) şarkısı ile başlayabilir misiniz?

Burada, avluda yürürken en sık aklıma gelen ve ıslıkla seslendirmeye çalıştığım Georges Moustaki’nin “En Méditerrannée” şarkısı. Gökyüzü bazen buradan da deniz gibi görünüyor.

Burada, avluda yürürken en sık aklıma gelen ve ıslıkla seslendirmeye çalıştığım Georges Moustaki şarkısı.   Gökyüzü bazen buradan da deniz gibi görünüyor.

diye yazıyor Osman Kavala ve şöyle devam ediyor mektubuna ...

Suzanne”de melodiyle sözler arasında müthiş bir uyum var. Leonard Cohen, İsa’nın hikâyesini yalın bir biçimde yorumlayarak Suzanne’e olan hislerini tinselliğin alanına ulaştırmış. Biliyorum Açık Radyo’da âdet değildir ama bu şarkıyı Ayşe Buğra’ya yollayabilir miyim?

Bu akşam, birkaç şarkı bulutunda, sevgili Osman Kavala ile bir araya gelmediğimizi kimse söyleyemez. Aynı anda tüm dinleyenlerle birlikte, onun hissedişine yaklaşmış olmak nasıl bir ortak bilinci ya da iradeyi harekete geçiriyordur acaba? Mektubundan son bölümü okuduktan sonra, çalacak son şarkı süresince, yine hep birlikte bu çok güzel şarkının titreşiminde, 18 Aralık Cuma günü özgür bir Osman Kavala hayal edebilir miyiz mesela? Güleryüzle, umutla, sevgiyle... birlikte bu özgürlüğü dileyelim mi? 

Önce mektubunun son satırlarına, sonra şarkının kendisine geçiyorum.  

Ayşe ile gittiğimiz Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserinde Mercedes Sosa, “Sólo le pido a Dios”u söylerken sahnenin arkasından dolunay yükselmeye başladı. Sosa, “Gracias a la vida”yı da seslendirdi. Bizi söylediklerine inandırmak için Sosa’nın doğa üstü güçlerini kullandığını düşünmüştük. Tercihimi “Gracias a la vida” için kullanayım. Ben de sık sık hayata teşekkür ederim.

Sevgilerimle,

Osman Kavala

Bu akşam, hakkında hiçbir delil bulunmaksızın, 1142 gündür tutuklu olarak yargılanan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala’nın Silivri cezaevinden “Sahibine Şarkılar” programı için gönderdiği mektubu okuduk. Bizim için seçtiği şarkıları, satır aralarında nefes alan hikayeleriyle birlikte dinledik.

Tutukluluğunun 1000. günü, bir anket yapılmış ve  “Kavala”yı bir sözcük ile anlatsanız ne söylerdiniz?’ sorusuna arkadaşlarından, sevenlerinden gelen yanıtlar derlenmişti. Bu sözcükler içinde en çok tekrarlanan ‘vicdan ve vicdanlı’ oldu. Onu, insan, mütevazi ve tevazu, nezaket, iyilik ve iyi, umut, diğerkam takip etti. Ve liste, zarafet, dayanışma, özgürlük, barış, cömert, adalet sözcükleriyle devam etti. 

Tüm bu sözcükler içinde bir sözcük kanımca tüm diğer sözcükleri çevresine bir mıknatıs gibi çekiyordu. O da ‘diğerkam’. Yani, başka insanların ya da canlıların mutluluğunu kendi mutluluğu gibi gözeten, kişisel çıkar gözetmeksizin diğer insanlara maddi veya manevi yararlı olmaya çalışan. Diğerinin değerini bilen. Onurlu bir yaşam hakkını herkes için ilke edinen.  Bu yüzden bu programla birlikte hazırladığım çalma listesinin ismini “Diğerkam için Şarkılar” koydum. İçinde Osman Kavala’nın sevdiği şarkılarla birlikte bir diğerkam için seçilmiş şarkıların olduğu bu çalma listesini Spotify’da Banu Kanıbelli altında bulabilirsiniz. 

Eğer bu akşam siz sevgili dinleyiciler de Osman Bey’in mektubuna, şarkılarına, yazarak karşılık vermek isteği uyandıysa, lütfen ertelemeyin, bize yazın. [email protected] mail adresine yazacağınız mektupları kendisine ulaştıracağımızdan kuşkunuz olmasın.

Diğer taraftan, sıklıkla yinelediğim gibi, “Sahibine Şarkılar” programı, şarkılar ve hikayeleriyle olduğu kadar, bize yazılan mektuplar ve onlardan yapılan şarkılara da ev sahipliği yapıyor. Şarkılara Mektuplar ismini verdiğimiz oluşumun web adresi ise www.letterstosongs.com. Orayı da ziyaret etmek isterseniz, kapımız, mektup zarflarımız, şarkılarımız her zaman açık. 

Kalan zamanımı, “Diğerkam için Şarkılar” çalma listesinden, bir şarkı için kullanmak istiyorum! 

Bu şarkı hem Osman Kavala’nın kendisine, bu programda şarkılarıyla yer almayı kabul ettiği, hayal bile edemediğimiz zorluklar içinde bize bir mektupla karşılık verme inceliğini göstermiş olduğu için teşekkürümüz, hem de en yakın zamanda dilediğimiz özgürlüğün şarkısı olsun. Tracey Chapman söyleyecek: “Freedom Now” Özgürlük Şimdi!       

İki hafta sonra, çok daha aydınlık bir çarşamba akşamı yeniden buluşmak üzere. Lütfen kendinize iyi bakın ve hep müzikle kalın.