Brezilya'da tropikal sulak alanlarda çıkan yangınlar büyük bir tehdit oluşturuyor

-
Aa
+
a
a
a

Rekor kıran sıcaklıklar ve kuraklık ile karşı karşıya olan Brezilya’da hayati öneme sahip tropikal sulak alanlarda çıkan yangınlar büyük bir tehdit oluşturuyor.

Gezegenin Geleceği: 15 Eylül 2020
 

Gezegenin Geleceği: 15 Eylül 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Rekor kıran sıcaklıklar ve kuraklık ile karşı karşıya olan Brezilya’da hayati öneme sahip tropikal sulak alanlarda çıkan yangınlar büyük bir tehdit oluşturuyor. Federal Rio de Janeiro Üniversitesi, uydu görüntülerinden yola çıkarak yaptığı hesaplamada ağustos başından bu yana Pantanal bölgesinde yaklaşık 1,5 milyon hektar sulak alanın yandığını ortaya koydu. AA’nın aktardığına göre uydu yoluyla yangınları gözlemleyen Brezilya Ulusal Uzay Araştırma Enstitüsü de Panantal’daki yangın sayısının, eylülün ilk 12 gününde, geçen yılın aynı döneminin üç katı olduğuna dikkati çekti. Güçlü rüzgarlar ve 40 dereceyi aşan sıcaklıkların yanı sıra 47 yıl sonra en kötü kuraklığın etkili olduğu bölgede, jaguarların ve diğer hayvanların alevlere teslim olmadan kurtarılması için itfaiye ekipleri, askerler ve gönüllüler mücadele veriyor. Uluslararası vahşi kedi koruma örgütü Panthera, Pantanal’da yangınlar nedeniyle 200 kadar jaguarın öldüğünü, yaralandığını veya yerlerinden olduğunu bildirdi. Amazon bölgesinde yangınların büyük bölümünden yasa dışı ağaç kesme, madencilik ve çiftçilik faaliyetleri sorumlu tutulurken, Mato Grosso eyaleti itfaiyesinden Yarbay Sheila Sebalhos, Pantanal’da bu seneki yangınların nedenlerinden birinin, yaban arılarını etkisizleştirmek için anız yakılması olduğunu söyledi.

BM destekli küresel sıcaklık artışı raporu

Birleşmiş Milletler, Dünya Meteoroloji Örgütü ve uluslararası örgütlerin küresel sıcaklık artışına ilişkin hazırladığı rapor ile Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün 2020 Küresel Barış Endeksi raporu iklim krizine ilişkin birbiriyle bağlantılı yeni verileri ortaya çıkardı. Dünya Meteoroloji Örgütü, atmosferdeki seragazı salımının yeni tip koronavirüs salgınına rağmen rekor seviyede olduğunu kaydederken; Ekonomi ve Barış Enstitüsü, COVID-19 salgını nedeniyle gıda güvensizliğinin dört  katına çıkabileceği uyarısında bulundu. Dünya Meteoroloji Örgütü, küresel sıcaklık artışının gelecek beş yılda 2,7 derece artışla “tehlikeli” seviyelere ulaşabileceğini de raporunda aktardı. Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün raporu ise, hızlı nüfus artışının yanı sıra iklim değişikliğine bağlı doğal afetlerle birlikte yiyecek ve suya erişim ihtiyacının artmasının, 2050’ye kadar 1 milyardan fazla insanı yerinden edeceğini söyledi. Birleşmiş Milletler, Dünya Meteoroloji Örgütü ve uluslararası örgütler tarafından hazırlanan yeni rapora göre, pandemi nedeniyle karantina döneminde karbon salımı %17 azalsa da atmosferdeki uzun süreli gaz konsantrasyonları artmaya devam etti. Söz konusu olası artışın Paris Anlaşması’ndaki “küresel sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulması” hedeflerini karşılamadığına dikkat çekilen raporda, iklim değişikliğinin “geri dönüşü olmayan” etkilerinin artmaya devam ettiği ifade edildi.

Yenilenebilir enerji yükselişini sürdürüyor

Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren Türkiye’nin tüm dünyada çok önemli jeopolitik bir yere sahip olduğuna işaret eden Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, uluslararası ticaretin dünyaya açılan kapısı olma özelliği de taşıyan Türkiye’nin aynı zamanda yer altı ve yer üstü yenilenebilir enerji kaynaklarıyla da küresel sistemdeki yükselişini sürdürdüğünü aktardı. Alkin, yenilenebilir enerji üretimiyle bir yandan cari açığı kapanacağını, diğer yandan enerjide kendi kendine yetebilen ülke olma özelliğiyle dünyada yükselen yıldız olacağını vurguladı. Bir ülkenin dünya ekonomi-politiğinde iddiasının “tam bağımsız” bir “milli ekonomi” inşasını başarıyla yürütmesi ve bunu “sürdürülebilir” kılmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Kerem Alkin: Yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlarla da yeni jeopolitik dengelerde enerjinin rolünün önemini gözler önüne serdiğini söyledi.  Alkin’in yenilenebilir enerji ile birlikte Karadeniz gazı ve savunma sanayisi savunusu ise yenilenebilir enerjinin barış ve dağıtık sistemlerle savaşlara neden olan güç birikimi arasında uyumsuzluk oluşturdu.

Sinop'a nükleere ÇED başvurusu onaylandı

Akkuyu Nükleer Santrali’nden sonra Sinop’ta, Türkiye’nin ikinci nükleer santrali için hazırlanan ÇED başvurusu onaylandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın web sitesinde ilan edilen onay metni şöyle:  “Sinop ili Merkez, ilçesi Abalı Köyü, İnceburun mevkiindeki EUAS International ICC Merkezi Jersey Adaları Türkiye Merkez Şubesi tarafından yapılması planlanan Sinop Nükleer Güç Santrali projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenmiş ve değerlendirildi. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak Bakanlığımızca ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ Kararı verildi. Ayrıca, söz konusu projeye ait Nihai ÇED Raporu ve eklerinde belirtilen hususlar ile 2872 sayılı Çevre Kanununa istinaden yürürlüğe giren yönetmeliklerin ilgili hükümlerine uyulması, mer’i mevzuat uyarınca ilgili kurum/kuruluşlardan gerekli izinlerin alınması gerekmekte İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.”