Her yıl ortalama 45 milyon turistin ziyaret ettiği ABD’nin Kaliforniya eyaleti, örnek bir karara imza atarak, otel odalarında sunulan şampuan ve krem gibi ürünlere yasak getirdi.
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, 16 Ekim Dünya Gıda günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamada doğa dostu gıda üretiminin önemi ve bu konuda çözüm önerileri gündeme getirildi. Bu yılki Dünya Gıda Günü temasını #sıfıraçlık sloganıyla “sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılma” olarak belirledi. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, yürüttüğü “Zehirsiz Sofralar” projesi pestisitlerin olumsuz etkileri ve pestisitlere alternatif yöntemler hakkında üretici ve tüketicilerde farkındalık yaratmayı amaçlamakta. Türkiye'de pestisit kullanımını azaltmak için kurulan Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın Dünya Gıda Günü nedeniyle yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Pestisit kullanımını bir halk sağlığı problemi olarak görüyoruz. Pestisitler başta arılar ve kuşlar olmak üzere canlı türlerinde ciddi bir yıkıma yol açıyor, bir başka deyişle biyolojik çeşitliliğe büyük zarar veriyor. Bu sorunların çözümü için bir an evvel adım atılması gerektiğini savunuyoruz. Bu amaçla Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nda bulunan 90 kurum olarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından en tehlikeli ve muhtemel kanserojen olarak sınıflandırılan pestisitlerin Türkiye'de yasaklanması; doğa dostu üretim yöntemlerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi için çağrıda bulunuyoruz” dendi. Zehirsiz Sofralar’ın açıklamasında ayrıca, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nün, zehirsiz sofralar hedefi için bir başlangıç olması talep edilerek, “Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere tüm karar verici devlet kurumlarını; sivil toplum kuruluşlarını ve inisiyatifleri, tüm çiftçilerimizi, tüm halkı harekete geçmeye çağırıyoruz. Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın taleplerine el verin, sesimize ses, gücümüze güç katın; zehirsiz gıda için birlikte yola çıkalım” çağrısı dile getirildi. Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı tarafından yapılan açıklamada ayrıca “Bazı pestisitler, türlerin doğrudan zehirlenmesine yol açıyor ve nadir bulunan türlerde ciddi kayıplara neden oluyor. Diğer pestisitler ise besin zincirinde yavaş yavaş birikerek yine pek çok türü etkiliyor ve ekosistemin dengesini bozuyor. Üstelik pestisit kullanımı, endüstriyel tarımdaki yoğun fosil yakıt kullanımı ile birlikte iklim krizini tetikliyor. Pestisit kullanımının tüm bu olumsuz sonuçları ve insan sağlığına olan etkileri göz önüne alındığında, başta insanlar olmak üzere, tüm canlıların yaşam hakkını tehdit ettiği görülüyor” dendi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu bugün 16 Ekim 2019 Dünya Gıda Günü için yaptığı açıklamada "Ne yediğimizi düşünmeye başlamalıyız. Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için erişilebilir ve makul fiyatlı kılmak için gayret göstermeliyiz. Sıfır açlık için eyleme geçmeliyiz. Gıda israf edilmemeli ve yemek pişirilen her yerde su ve enerji de verimli kullanılarak en az atık çıkarımı hedefimiz olmalı. Çünkü tarımsal ve hayvansal ürünlerin eldesi, en yaşamsal hakkımız olan beslenme yüksek karbon ayak izi, su ayak izi ve ekolojik ayak iziyle gezegenimize yük bindirmekte. Hep beraber sıfır açlığa düşük karbon ayak izi, su ayak izi ve ekolojik ayak iziyle ulaşalım" dedi. Prof. Karaosmanoğlu "Bugün Ankara'da 10. Türkiye'de Tüm Yönleriyle Atık Yönetimi Paneli, 10. TÜRKTAY'da atık iş dünyası, sektör dernekleri, yerel yönetimler ve resmi erk bir araya geldik. Yeşil Ekonomi Yolunda Sıfır Atık ana teması ile atıkların hammadde olarak ulusal değerini, yarattığı istihdamı konuştuk. Atık önceliklemesine göre tarladan veya sudan soframıza olan üretim zincirinde kesinlikle en az atık oluşturmalıyız, gıdamızı israf etmemeliyiz. Gıda ambalajları da atık olmakta. Cam, plastik, metal gibi atık ambalajları ve gıda atıklarımıza döngüsel ekonomide katma değer katmalıyız" açıklamasını yaptı.
Bozcaada Uluslararası Film Festivali’nde Fethi Kayaalp adına verilen Uluslararası Yarışma Ödülü Belçika’ya gitti. Ödülü, ölümcül asbest endüstrisi hakkında hakikati öğrenmek için araştırmalar yapan yönetmen Daniel Lambo’nun çektiği “Nefessiz” filmi aldı. Bu kategorideki ikincilik ödülünü yönetmenliğini Ayşegül Selenga Taşkent’in yaptığı “Ovacık” belgeseli kazanırken, üçüncülük ödülü ise Christopher Walker’ın yönettiği “Her Yönden Mızraklar” filminin oldu. Ayrıca bu kategoride yarışan Fransız yapımı “Coğrafyacı ve Ada” belgeseli özel mansiyon ödülü aldı. Atlantik Okyanusu’ndaki küçük bir Portekiz adasındaki çevre mücadelesini anlatan İtalyan yapımı “Batan Güneşin Doğuşu” filmi ise Gaia Öğrenci ödülünü kazandı.
Çevreci Geek Görkem Gömeç’in haberine göre, her yıl ortalama 45 milyon turistin ziyaret ettiği ABD’nin Kaliforniya eyaleti, örnek bir karara imza atarak, otel odalarında sunulan şampuan ve krem gibi ürünlere yasak getirdi. Onaylanan yasa ile 2024 yılına kadar otellerin bu plastik şişeleri kullanımdan kaldırmaları bekleniyor. Otellerde tüketilen ve az kullanılmasına rağmen atılan bu plastik şişeler ciddi bir şekilde plastik “atık” oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl uluslararası otel zinciri otellerinden plastik şişeleri kaldıracağını duyurmuş ve ortalama 140 odalı bir otelin her yıl 23 bin plastik şişe plastik atık çıkardığını belirtmişti. Otellerin bu yasadan sonra tek kullanımlık plastik şişeler yerine, büyük dispanserleri tercih etmesi bekleniyor.
