Saros Körfezi’ne yapılması planlanan Likit Doğalgaz Taşıma ve Yükleme Limanı projesi hakkında verilen ÇED Olumlu kararı yargıya taşındı.
Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yerel Çalışma Grubu bünyesindeki Yürütme Kurulu bir araya geldi. “Daha iyi korunan bir Akdeniz” fikrinden hareketle Akdeniz’deki yolculuğunda Kaş’a ulaşan WWF’in Blue Panda yelkenlisinin ziyareti çerçevesinde gerçekleşen toplantıya WWF-Türkiye temsilcileri de katıldı. Toplantıda Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizel Yönetim Planı kapsamında belirlenen hedeflerinin gerçekleştirilmesi yönündeki uygulamalar, alanın etkin bir şekilde yönetimi ve paydaşlar arasında etkin koordinasyon ve iletişimin sağlanması üzerinde duruldu. WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, “Balık stoklarının hızla azaldığı, iklim krizinin yaşamı tehdit ettiği, plastik atıkların önemli boyutlara ulaştığı bir süreçten geçiyoruz. Bu şartlar altında, deniz ekosistemlerinin korunması ve denizel kaynakların daha iyi yönetilmesi, yalnız doğa için değil, aynı zamanda bu kaynaklara bağımlı insanlar ve sektörler için de hayati öneme sahip. Sürdürülebilir geleceğimiz için daha fazla israf etmeden, tüketmeden, kirletmeden yaşamanın yollarını bulmalıyız. Bu bakımdan Deniz Koruma Alanları, önemli bir çıkış yolu. Buralarda oluşturulacak ava yasak alanlar, balık stoklarının üremesi ve uzun vadede balıkçı için balık tedarikinin güvence altına alınması demek. Deniz Koruma Alanlarının sayıca ve alanca artması kadar, bu alanların iyi korunması ve yönetimi de aynı derecede önemli. Bu nedenle başarı için, balıkçılar dâhil tüm yerel paydaşların sürece katılımını sağlamamız gerekiyor” dedi.
30 yıldır Asya’nın çeşitli ülkelerinden nükleer enerji ve nükleer silahlanmaya karşı olan bilim insanı, akademisyen ve aktivistlerin buluştuğu Nükleersiz Asya Forumu bu sene Tayvan’da gerçekleştirildi. Etkinliğe ev sahipliği yapan Tayvan Çevre Koruma Örgütü‘nün “Nükleersiz bir Asya için gücümüzü birleştirelim” sloganıyla gerçekleştirdiği etkinlikte, nükleer santrallerin risklerine karşı Fukuşima Nükleer Felaketi’nden ders alınması gereği ve deprem gerçeğine dikkat çekildi. Avustralya, Çin, Hindistan, Japonya, G.Kore Moğolistan, Filipinler, Vietnam ve ABD‘den delegelerin katıldığı NNAF 2019’e Türkiye‘den Yeşil Gazete yazarı Pınar Demircan katıldı. Aynı zamanda Nükleersiz.org koordinatörü olan ve daha önce Japonya ve Filipinler‘in ev sahipliğinde gerçekleştirilen forumlara davet edilen Demircan bu sene Tayvan’da yapılan Forum’a ilişkin şunları söyledi : “Türkiye’de tam da deprem gerçeğinin hatırlandığı bir dönemde bu Forum’un Tayvan gibi yoğun fay hatlarının bulunduğu bir coğrafyada yapılmış olması Fukuşima Nükleer Felaketi’nden bugüne bir kez daha nükleer santral-deprem ilişkisine dikkat çekmeyi olanaklı kılması bakımından ayrıca anlamlı oldu. Zira sivil toplum özellikle Fukuşima sonrası endişelerin yükselmesiyle ülkede 1970’lerdeki sıkıyönetim zamanında inşa edilmiş olan nükleer santrallerin devreden çıkarılmasını planlıyor. Yine en son inşa edilen santralin çalıştırılmasından bir sonraki hükümetin döneminde yapılacak referandum oylamasıyla vazgeçilmesi hedefleniyor. Tayvan için dileğim halkın iradesinin referandumda manipülasyona uğratılmaması’’ dedi.
23 Eylül’de New York’ta, Antonio Guterres başkanlığında gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi’nde Yunanistan ve Macaristan kömürden vazgeçeceğini duyurdu. İki ülkenin kömürden çıkış duyurularıyla birlikte Avrupa ülkelerinde kömürden çıkış tarihleri haritasının güncellenmiş halini Europe Beyond Coal’dan Duygu Kutluay Türkçeye çevirdi. Hazırlanan bu belge Avrupa’daki kömürden çıkış kararları ve duyurularının bir derlemesi niteliğinde. Duyuruları takiben, hükümetlerin bunu icraata geçirmesi gerekiyor, bu da her bir santral için kapanma tarihlerinin belirlenmesi ve kömürden adil bir çıkış için yol haritasının hazırlanması anlamına geliyor. Bu planların iklim, çevre ve sağlık alanındaki sorumluluklarla örtüşmesi ve etkilenecek bölge, topluluk ve işçilerin ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. 2030 yılı veya öncesinde kömürden kurtulacağını açıklayan ülkelerde toplam 72,8 GW kömürlü termik santral kapasitesi bulunuyor. Bu Avrupa’nın işletmedeki mevcut kömür filosunun %40’ına; Avrupa Birliği’nin ise %48’ine denk geliyor. Paris’te imzalanan Birleşmiş Milletler İklim Anlaşması doğrultusunda, Avrupa ve OECD ülkelerinin en geç 2030 yılına kadar elektrik üretimlerinde kömür kullanımını bitirmeleri gerekiyor.
Yeşil Gazete’den Elif Ünal’ın haberine göre, Saros Körfezi’ne yapılması planlanan Likit Doğalgaz Taşıma ve Yükleme Limanı projesi hakkında verilen ÇED Olumlu kararı yargıya taşındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölge halkının itirazlarına rağmen ÇED Olumlu kararı vermişti. Yeşil Gazete’ye konuşan Avukat Bülent Kaçar “Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararının iptali için dava açtıklarını” belirtti. Edirne İdare Mahkemesi verilen bu kararı incelemek için 1 Kasım Cuma günü saat 14:00’da Sazlıdere köyünde, atadığı bilirkişi heyetinin katılımıyla keşif ve bilirkişi incelemesi gerçekleştirecek. Kaçar konuşmasında “Jeolojik zemin etütlerine, mühendislik çalışmalarına devam ediyoruz diye BOTAŞ’ın verdiği beyanlar var” dedi. Raporun sonucuna göre mahkemenin kararını açıklayacağını belirten Kaçar, “bölge halkının bu davayı etkili bir şekilde takip ettiğini göstermek için 1 Kasım’da gerçekleşecek keşif ve bilirkişi incelemesinde kalabalık olmanın önemli olduğunu” söyledi.