WWF-Türkiye ve Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği, Sıfır Atık hareketine destek amacıyla bir girişim başlattı. Bu çerçevede TURYİD üyesi restoranlardan harekete katılanlar da, “Atık Azaltma Taahhütleri”ni açıkladı.
WWF-Türkiye ve Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği, Sıfır Atık hareketine destek amacıyla bir girişim başlattı. Bu çerçevede TURYİD üyesi restoranlardan harekete katılanlar da, “Atık Azaltma Taahhütleri”ni açıkladı. Etkinliğe katılan restoran sahipleri; Amerikan servislerin kaldırılması, suyun sürahide servis edilmesi, tek kullanımlık şeker paketlerinin kaldırılması ve pipet kullanılmaması gibi taahhütlerde bulundular ve diğer restoranları da bu harekete katılmaya davet ettiler. Toplam 22 restoran, 121 şubesiyle hareketi başlattı. Taahhüt edilen azaltımlar sonucunda bir yılda 2700 ağaç kesilmemiş olacak; 6 ton alüminyum, 460 ton su tasarrufu sağlanacak ve 42 ton daha az plastik atık çıkacak. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, şunları söyledi: “WWF’in geçtiğimiz yıl yayımlanan ‘Plastik Kapanından Çıkış: Akdeniz’i Plastik Kirliliğinden Kurtarmak’ başlıklı raporuna göre, Akdeniz’in açık sularını, deniz tabanını ve kıyılarını kirleten atıkların %95’ini plastik maddeler oluşturuyor. Akdeniz’e kıyısı bulunan Avrupa ve Afrika ülkelerinde plastiklerin çoğu yolculuğunu Akdeniz’de tamamlayıp deniz hayatına büyük bir tehdit oluşturuyor. Türkiye bir yandan Akdeniz’deki plastik kirliliğinin sorumlularından biri, öte yandan Akdeniz’deki plastik kirliliğinin en çok etkilediği sahiller ülkemizde bulunuyor.” TURYİD Başkanı Kaya Demirer ise “Her gün restoranlarda milyonlarca öğün yemek yeniliyor. Bunun sonucunda oluşan yıllık gıda, ambalaj ve plastik atığı çok ciddi rakamlara ulaşıyor. Bu nedenle atacağımız her adım ciddi değişiklik yaratma gücüne sahip. Yeme-içme sektörüne daha bilinçli bir tüketim anlayışı getirmek amacıyla TURYİD olarak WWF-Türkiye ile sektörümüzdeki atık miktarını azaltmak için çalışacağız.” dedi. Sözlerini “Bugün üye restoranlarımız şubelerinde atık azaltmaya yönelik taahhütlerini açıklamak için bir araya geldi” diyen Demirer, konuşmasını ülkemizdeki tüm restoranları bu hareketin bir parçası olmaya davet ederek bitirdi.
Türkiye’de Yeşil Hareketi oluşturan birey ve kurumlar, bugüne dek ayrı ayrı gerçekleştirdiği çalışma ve mücadelelerini birleştirmeye karar verdi. Kurulacak Yeşiller Meclisi, ‘insanın doğa ve insan üzerindeki tahakkümü ve yarattığı şiddete karşı birlikte politika üretmeyi ve sözlerini siyasal bir platforma ortaklaşarak yükseltmeyi’ amaçlıyor. Dün, 29 Eylül Pazar günü, Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Monica Frassoni’nin katılımıyla yapılan tanıtım toplantısında: “Yeşiller Meclisi’ni kuruyoruz. Çünkü dünyada ve Türkiye’de hepimizin hayatı tehdit altında! İklim krizi ve onun sonuçları olan orman yangını, sel, fırtına, kuraklık ve sıcak dalgaları senelerdir dünya gündemini meşgul ediyor. Geri dönülmez noktaya hızla giderken hükümetlerin ilgisizliği hala sürüyor. Şirketler ve devletler, su, toprak ve hava gibi hayati kaynaklar dâhil, bütün doğayı bitmeyecekmiş gibi kullanıyor ve kirletiyor. Doğanın tahribi ve ormansızlaşma, iklim krizini hızlandırıyor. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, trans cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, temsiliyet eşitsizlikleri, iş cinayetleri, düşünce ve ifade özgürlüğüne antidemokratik müdahaleler, sürdürülen savaşlar ve silahlanma gibi yıllardır mücadele ettiğimiz alanlarda gerçekleşen kazanımlar ülkemizde ve dünyada kaybedilmeye başlandı. Bütün bunların üstüne popülist aşırı sağın yükselişi bir tehdit olarak artıyor. Ama sonunda küresel bir eylemlilik zinciri başladı: Artık çocuklar gezegene ve geleceklerine sahip çıkmak için sokakta eylemler yapıyor, Cuma günleri okula gitmeyip İklim Grevi gerçekleştiriyorlar. Yeşil hareket aşırı sağın karşısında en ciddi alternatif olarak yükselmeye başladı. Nihayet umutlarımız yükseliyor” dendi.
Belçika Hasselt Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, fosil yakıtların atıklarından kaynaklanan hava kirliliğinden, anne karnındaki bebeklerin de etkilendiğini tespit etti. Yapılan araştırmada, daha önce hiç sigara kullanmayan 25 kadının, hamilelik süreci boyunca anne ile bebek arasındaki besin ve oksijen alışverişini sağlayan plasenta incelendi ve fetüsün bulunduğu kısımdaki her bir milimetreküpte binlerce “hava kirliliği partikülü” bulundu. Bilim insanları ilk kez, hamile kadınların soluduğu havadaki partiküllerin plasenta bariyerine sızabildiği gördü. Aynı zamanda hava kirliliğine maruz kalan hamile kadınların düşük, erken doğum ve bebeklerin normalden çok daha zayıf doğmasına yol açabiliyor.
Leicester Üniversitesi’nden Jan Zalasiewics dünyamızdaki teknokürenin ne kadar büyüklüğe ulaştığını hesapladı. Araştırmacının hesabına göre dünyamızın teknoküresi 30 milyar ton kütleye sahip. Bu kütle yeryüzünde düzenli bir şekilde dağıtılacak olursa bir metrekareye 50 kilo düşüyor. Uzmanlar, biyolojik kalıntıların aksine izlerimizin yok edilmesinin neredeyse imkânsız olduğunu ve bu yüzden de varlıklarını milyonlarca yıl koruyacaklarını belirtiyor. Buna göre, günümüzdeki yapıların ve objelerin birçoğu jeolojik tabakalara gömülerek uzak geleceğe kadar kalıcı olacak ve bu tekno fosiller sayesinde gelecekte “Antroposen” tarihlendirilebilecek ve tanımlanabilecek. Tahminlere göre günümüzde bile 1 milyardan fazla bu tür tekno fosil türü bulunmakta ki bu gezegenimizdeki organizma türünden fazla.
Buğday Derneği’nin organik tarım alanında deneyim sahibi ekibi tarafından hazırlanan Organik Tarıma Giriş Eğitimi 12-13 Ekim 2019 tarihlerinde, Buğday Derneği’nin Kadıköy’deki ofisinde ve Kartal %100 Ekolojik Pazar’da gerçekleşecek. Eğitim kapsamında, %100 Ekolojik Pazar’da ürünlerini satan üreticiler ve %100 Ekolojik Pazar ziraat mühendisleri de konuk konuşmacı olarak eğitime katılarak, üretim, lojistik, satış ve pazarlama tecrübelerini, kendi alanlarında yaşadıkları zorlukları aktaracaklar. Detaylı bilgi almak için Buğday Derneği’nin internet sitesini inceleyebilirsiniz.