Ankara'dan İstanbul'a Yollardan Sellere: Bu Gidilen Yol, Yol Değil...

Türkiye’de kış boyunca doğru düzgün yağış olmazken, ilkbaharın sonlarına doğru gündemi seller belirledi. Ankara, Urfa, Eskişehir ve Muğla’da sokakları sular bastı. Olup bitenin tek sorumlusu iklim değişikliği mi? Bu gidişatta iklim değişikliğiyle uyumlu olmak yerine onun etkilerini daha da artıran yanlış kentleşme politikaları ve uygulamalarının rolü de yok mu? Türkiye bu aşırı iklim olaylarına uyum sağlamak için önlemlerini alıyor mu? Bu soruların cevabını bulmak için kentlerimizin yollarına baktık.   

Yollar, yanlış kentleşmenin sadece bir boyutu elbette. Daha konuşulması gereken başkaları da var.  Ancak yol yapmakla bu kadar övünülen bir dönemde ilk olarak yollara bakmamız da tuhaf karşılanmamalı. Zira onlar “Memlekete yol yaptık” dedikçe, biz de yollara baktık… Dere yataklarına yapılmış yollardan akan azgın sular gördük. Yağan yağmurun toprağa değmeden aktığı kazılmış, delik deşik edilmiş, betonla asfaltla yamanmış yollara baktık. Gördük ki bu gidilen yol, yol değil…

Sudan Gelen’e konuk olan Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden Prof. Dr. Halim Perçin, Ankara’nın Mamak ilçesinde kentsel dönüşümü, dere yataklarına yapılan yolları ve yaşanan selleri anlattı. Perçin, İstanbul’un tarihi semtlerden biri ​olan Kurtuluş’ta İSKİ’nin yağmursuyu kanalı yapım çalışmalarının ardından Şişli Belediyesi’nin küp taşlarla kaplı yolları asfaltla kaplanmasının sakıncalarına da değindi. Neredeyse hiç yeşil alanın olmadığı ve toprağın her santimetre karesinin geçirimsiz yüzeyle kaplandığı Kurtuluş’ta vatandaşları nasıl bir hayat bekliyor? Ankara’da ve ülkenin dört bir yanında yaşanan sellerden hiç ders alınmayacak mı? Şehirlerde yolların kaplanmasında kullanılabilecek iklim ve ekosistem dostu malzemeler ve yöntemler nelerdir? Sudan Gelen’de bu sorulara da cevap aradık. Can alıcı güncel bir konuda zihin açıcı bir sohbet oldu. Buyurun buradan dinleyin…