Bu işleri yapan ve azimle sürdüren kişiye normal bir ülkede toplumun kültürüne, barışına, halkların kardeşliğine hizmet ödülü verilir olsa olsa.
Kaynak: ArtıGerçek (19 Ekim 2017)
Zamanında Hürriyet’in gördüğü işlevi, şimdi Sabah, Yeni Şafak gibi havuz gazeteleri ve medya siteleri görüyor. Bir isim orada hedef haline getirilmişse, anlayın ki hakkında tutuklama süreci için düğmeye basılmıştır.
Medya burada, biraz kamuoyunu hazırlama ama daha çok yargı sistemi üzerinde baskı kurmak için kullanılıyor. Zamanında emekli bir general, Kürt coğrafyasına yeni atanan hakim ve savcıları hizaya getirmek için evlerinin yakınına bomba attıklarını anlatmıştı. Bombanın PKK tarafından atıldığına inanan yargı mensuplarının taleplerine daha kolay ikna olduğunu dile getirmişti.
‘‘Medeni’’ Batı’da kullanılan yöntem farklıydı. Hedefe alınan kişi, ya manşete çıkarılır ya da hakkında köşe yazıları kaleme alınırdı. Hakaretlerle dolu….
Orhan Pamuk’u, Hrant Dink’i, Ahmet Kaya’yı, Eren Keskin’i, Ahmet Altan’ı hatırlayın.
Hrant Dink önce Türklüğe hakaretten mahkum edildi ardından sokak ortasında öldürüldü. Orhan Pamuk resmen direkten döndü. Ahmet Kaya ise yalan haberlerle hedef gösterilmesinin ardından gittiği sürgünde kahrından öldü. (Bütün bunların müsebbipleri şimdi hiçbir şey olmamış gibi mesleklerini sürdürüyor. Çünkü burası Türkiye.)
Hepsinin haklarında önce manşetler atıldı, köşe yazıları yazıldı ardından Türklüğe hakaret diye başlayan davalar ardı ardına geldi.
Değişen bir şey yok…
Osman Kavala’nın yaşadığı süreç, genel olarak Ergenekon dediğimiz yapının eski yöntemleri yeni maşalarla sürdürdüğünü açıkça ortaya koyuyor.
Uzaktan yeterince takip edememişim ama Osman Kavala uzun zamandır havuz medyasının radarındaymış. Hakkında hazırlanan dosyalar, tetikçilere servis edilmiş ve yayınlatılmış. Oya Baydar,t24.com.tr’de anlatmış olup biteni:
‘‘Yekvücut diye, yandaş mı ne daş’sa bilmediğim bir internet sitesi varmış. Osman Kavala hakkında yayın yapıyormuş bir süredir. Bugün haberi alınca oraya girdim. Akılları sıra Osman’ı yıpratmak, operasyona destek sağlamak için‘Osman Kavala’nın sivil şebekesi’ diye, grafik çizimler de olan bir haber yapmışlar. Araya serpiştirilmiş pis yalanları, çarpıtmaları ayıklayın, o sözde haberde bir insana ömür boyu yetecek kadar iyi iş var. Okurken bir an, yanlış yerde miyim, Osman Kavala’nın topluma hizmetlerini anlatan bir yazı mı bu diye kuşkuya düştüm. Bu işleri yapan ve azimle sürdüren kişiye normal bir ülkede toplumun kültürüne, barışına, halkların kardeşliğine hizmet ödülü verilir olsa olsa.’’
Bu topraklar, Cumhuriyet’in kurulduğu günden beri insan hakkı, adalet, hukuk, eşitlik gibi kavramlarla uğraşan insanlar için tekin olmamıştır. Bu kavramları savunan insanlar ya faili meçhule kurban gitmiş ya da demir parmaklıklar arkasında çürütülmüştür.
Devletin bekası denilen, kıymeti kendinden menkul kavram, insanların sindirilmesi, susturulması, tek tipleştirmemesi için sürekli gündem tutulmuş ve kullanılmıştır.
Bugün de Osman Kavala’ya yapılan o. Osman’ın suçu, insandan yana olması, insan hakkından yana olması… Bir insana bakınca Türk, Kürt, Alevi, Sünni değil; insan görmesi. Türkiye’nin liberal-demokratik bir hukuk devleti olması için mücadele vermesi.
Kendisine bambaşka bir yol seçip magazin dergi ve sayfalarında gördüğümüz insanlar gibi de olabilirdi.
O, onurlu ve zor olanı seçti…
Bütün onun bedelini ödüyor.
Osman Kavala hamlesi bu açıdan Selahattin Demirtaş hamlesinden farklı değil.
İnsana, insanlığa ve haklarına değer verenlere sindirme, arkadan gelenlere gözdağı verme çabasının yeni bir örneği. Ayrıca, Osman’ın uluslararası kimliği nedeniyle, Türkiye ile Batı’nın, özellikle de Avrupa Birliği’nin arasını daha da açma, mümkünse koparma hamlesi.
Rusya’dan bile istediğini alamayan, Ortadoğu’da İran’ın kuyruğuna takılmış bir ülke konumuna düşen, ‘Dün muhatabım değilsin’ dediği insanlardan bugün medet uman bir ülke haline geldi Türkiye.
Osman Kavala, Türkiye’nin madalya takması gereken bir insandır. Ama Türkiye hukuk devleti ve demokrasi olmadığı için derdest ediliyor, muhtemelen de olmayan delillerle tutuklanacak.
Türkiye’ye bir deli gömleği giydirildi, kımıldaması imkansız hale geldi. Kafasını duvarlara vurmaktan başka çaresi yok ve duvarlar plastik kaplı da değil; bildiğin taş...