Günün Sözü

Askeriye için depolanan her bir ton kobalt ya da grafit; elektrikli otobüsler, geniş çaplı enerji depolama ya da enerji dönüşümü için ihtiyaç duyulan yenilenebilir teknolojiler için kullanılmalıdır. Bu madenler karbonsuzlaşmayı hızlandırmak için kullanılmalıdır; yoksa o doymak bilmez savaş makinesini beslemek için değil.

Bu uğursuz büyükelçilerin ziyaretleri hazırlık yapabilmemiz için yeterli olmalıydı. Dinozorlar dev bir göktaşının üzerlerine geldiğini bilmediklerinden hazırlık yapamazlardı. Ama biz başımıza neler geleceğini biliyoruz, önleyecek araçlarımız da var; buna rağmen gerekli önlemleri almıyoruz.

Dokuz ila on iki milyon kişi arasında insan yerinden edildi. Paraları, mülkleri, her şeyleri gitmiş insanlar bunlar, şu anda yurt dışındalar. Kendi ailemden, tanıdığım üç kişi öldü Hartum'da bombardımanlardan dolayı birkaç ay önce. RSF’nin elindeydi birkaç ay önceye kadar. Bunun şiddetini - galiba - daha bilmiyoruz. Ben tam olarak anlayamıyorum veyahut da algılayamıyorum bu noktada. Babam sanırım biliyor ama paylaşmak istemiyor benimle.

Hayvanlar, biyolojik bir varlık olsalar da hukuk düzenlerinde genel olarak bir hakkın öznesi olarak kabul edilmemişler, mülkiyet hakkının konusu bir eşya olarak değerlendirilmişlerdir.

Teşekkürler Cenova, bir fener olduğun için teşekkürler... Sizi yoldaşlarım olarak görmekten ve bugün ve gelecekte her adımda yanınızda olmaktan gurur duyuyorum. Filistin'deki soykırım hiçbir şekilde münferit bir olay değil. Ama biz de insanlığın en güçlü yüzünü gösteriyoruz. Mevcut en güçlü şeylerden birinin mücadeleler arasındaki dayanışma olduğuna içtenlikle inanıyorum ve bu yüzden her gün ayağa kalkıp sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz, ilgisizliğin tuzağına düşmemeliyiz.

Bu Alberta eyaleti için büyük bir gün ve Kanada için de büyük bir gün. Anlaşma sadece petrol boru hattını değil, nükleer enerjiyi ve veri merkezlerini de içeriyor ve devleti endüstri dönüşümüne hazırlıyor. İşte, işleyen Kanada!

Adalet Bakanlığı, 11. Yargı Paketi’ni neredeyse tamamladı...En ağır suçlardan hüküm giyenler dahil yaklaşık 50 bin kişi tahliye edilecek. Gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler ise bu düzenlemelerden elbette yararlanamayacak zira iktidarın gözünde onlar daha ağır suçlu.

Bu kararlar eskiden oybirliği ile alınırdı. Şimdi bu (muhalif) devletler işkenceye karşı çıkışa karşı çıktıklarında bu kararda ne denmiş oluyor acaba?

Ben adaya gitmedim, kimin gittiğini de bilmiyorum. Bilginin doğruluk payı yoktur.

Bu yılın BM iklim zirvesine akredite (kayıtlı) Yerli halkların katılımı, daha önceki tüm zirvelerdeki katılımdan daha fazla oldu ve bu yerlilerin sayısı bine yaklaştı. Onların mücadele ettikleri güçler arasında yer alan fosil yakıt endüstrisi lobicilerinin sayısı da bin 600'den aşkındı. Kimin kazanacağı Amazon'un da, Gezegenin de kaderini belirleyecek.

Neyse ki, herkes acil durumda nasıl davranması gerekiyorsa öyle tepki göstermiş. İnsanlar birbirlerini uyarmış, mekânı tahliye etmiş. İtfaiyeciler gelip söndürücü aletleriyle alevleri söndürmüş... Başka bir deyişle herkes, dünyayı kasıp kavurmaya başlayan yangın fırtınasına karşı bugüne kadar nasıl tepki verdiyse onun tam aksi yönünde hareket etmiş.

Eşitsizlik kaçınılmaz değildir; bir politika tercihidir. Daha eşit ve kapsayıcı bir dünya inşa etme yolunda hayatî bir ilk adım olarak Uluslararası Eşitsizlik Paneli'nin kurulmasını desteklemenizi şiddetle talep ediyoruz.

Üç haftadır buradayız, Yerliler kurultayı ile birlikte yiyor, içiyor, konuşuyoruz. Dünyanın dört bir yanından, yedi sosyal, kültürel bölgesinden gelen yerliler olarak buluştuk, görüştük, oydaştık. Zirveye katılan ülkelerin, tarafların oybirliğine varamamalarını anlamak mümkün değil. Biz en azından, bizi biraraya getiren ve birleştiren temel şeyin topraklarımız olduğunu gösteriyoruz. Bölge topraklarımızı hep öyle tutmak için savaşmaktayız.

Biz, Guarani Kaiowá yerli halkları, Tekoha Pyelito Kue'de bir reisimizin katledilmesi ile sonuçlanan saldırıları kınıyoruz. Bizim mücadelemiz hayat için, toprak için, ve 'Tekoha Guasu' (yani tüm ata topraklarımız) için. Kendi topraklarımız üzerinde istilacı muamelesi görmeyi bundan böyle kabul etmiyoruz.

Bu muhteşem şehirde herkesin başını sokacak bir evi olmasını istiyorum. Dünya standartlarında toplu taşıma istiyorum. Çocukların özgürce koşup oynayabilecekleri harika ve güvenli kamusal alanlar istiyorum. Kiracılar için istikrarlı ve uygun fiyatlı konutlar istiyorum. Sosyal konutlar istiyorum.

Bir radyo ile insanın bağı nasıl bu kadar derin olabilir? Burası, yaşadığımız dünyanın, ülkenin içinde tutunamayanlar duygusu olan insanların birleştiği bir yer. Ters giden şeyleri, haksızlıkları, hepimizle birlikte olmadıkça tam olmadığını hep hisseden, hissettiren, rahatsız olan Apaçık Radyo. Rahatsızız biz. Ve o rahatsızlığımız içinde konuşuyoruz buna çare arıyoruz, bağlar kurarak bu rahatsızlığın sesi oluyoruz. O zaman tek başına olan o yalnız tutunamama halimize büyük bir sığınak oluyor burası işte. Okuduğum kitapların, dinlediğim şiirlerin, şarkıların ve sorulması nadir soruları sorup cevap arayanların bileşkesinde ben kendimi evimde hissediyorum hep.

Birlikte ümit edebilmek, vicdanının sesini birlikte dinleyebilmek, yalnız olmadığını bilmek, karanlık bir dünyada tekrar radyoyu açtığımızda orada olduğunu bilmek... Hepimizin bu buluşmadan iyileştiğini görüyorum. Sırf bunun için bile burada bulunmak gerek.

Karamsar olmamak için hiçbir sebebimizin olmadığı, umutlu olmanın naiflik olarak algılandığı bu dünyada, ‘bu aslında öyle de değil’ gibi hissettiriyorsunuz bana. Bu inanılmaz bir duygu.

Kıyamet filmlerinde bir radyo vardır ya, insanlar onun sinyaline doğru gider; Açık Radyo orası gibi.

Önlenebilir her ölüm cinayettir. Ancak bu yaşadığımız son olay göstermektedir ki, bu önlenebilir kazadan daha ilerisidir. Çalışanlara ölüm için davetiye çıkarılmış, kamu otoritesi bunu görmezden gelmiştir.