Açık Radyo Bülteni
Umut, çoğu zaman bize bırakılan son şey gibi anlatılıyor; oysa biz hâlâ buradayız çünkü umut bir kalıntı değil, bir ısrar. Biz de bu mikrofonun başında, gözlerimizi kapatmadan, tanıklık ederek umudu eyleme dönüştürmeye devam ediyoruz.
İnsanlık tarihinde ilk kez, kendi evimizin kaderi doğrudan bizim kararlarımıza bağlı. Umut hâlâ mümkün — ama yalnızca sorumluluk almaya ve şimdi harekete geçmeye cesaret edersek.
Barış, demokrasi ve adalet ancak yaşamın tüm biçimlerine koşulsuz saygıyla anlam kazanır. Tüm canlıların yaşam hakkı savunulmadan, ihlaller karşısında gerçek bir toplumsal farkındalık oluşamaz.
Süreçlerde yaşanan tereddütler kamuoyunda soru işaretleri yaratabilir; ancak kararlı ve akılcı adımlar bu belirsizlikleri hızla giderebilir. Her aktörün sorumluluk üstlenmesi, hem güveni hem de toplumsal sağduyuyu güçlendirecektir.
Otokratik liderlerin inisiyatifine sıkıştırılmak istenen süreçler, demokrasiyi ve eşitliği umursamayan karanlık bir yönelim taşıyor.
COP30 sahnesinde kapılar, krizi en ağır yaşayan halklara kapatılırken; içerideki koltuklar, krizi yaratan endüstrilere özenle açılıyor. Gerçek iklim mücadelesi salonların içinde değil; ancak dışarıda kapıda bırakılanların sesinde, direnişinde ve ısrarında hayat bulabilir.
Üç on yıl boyunca kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine kulağımızı açan; sözü özgür, duruşu bağımsız bir ortak hayalin, Açık Radyo’nun 30.
İşte, ilk Açık Gazete’nin ilk anları. 30 yıl önce bugün:
Dinleyici Destek Projesi 30. yıl özel yayınının ikinci gününü tamamladık. Özel konuklarla, dinleyicilerimizin, dostlarımızın sevgisini, dayanışmasını yeniden hissettiğimiz dört saatlik yayının sonunda, 13 Kasım 1995’te radyoda ilk çaldığımız türküye döndük.
Apaçık Radyo, 3 günlük test yayınının ardından yayına başlayalı tam 1 yıl oldu bugün. 13 Kasım 1995 ise mâlum: Açık Radyo’nun doğum günü.
Sizi 4 - 4’lük bir kutlamaya davet ediyoruz.
Açık Radyo’nun 30. yaşını, 11-14 Kasım tarihleri arasında müstesna konuklar, dostlarımız ve dinleyicilerimizle 4 gün, 4 sabah, 4 saat sürecek özel bir yayınla kutluyoruz.
11 Kasım saat 08:00’de radyonuzun sesini açın.
ABD’de “Krallara Hayır” pankartları altında buluşan milyonlar, bir kez daha bize şunu hatırlattı: Demokrasi, halkın sessiz kalmadığı anlarda, susturulmadığında nefes alır.
Yıkımın, savaşın ve kaybettiklerimizin arasında ‘Neden yaşadığımız cenneti korumuyoruz?’ sorusu, artık her zamankinden daha yüksek sesle yankılanıyor. Belki de mesele, daha iyi bir yer aramak değil; elimizdekinin değerini hatırlamak, korumayı yeniden öğrenmek.
Eski dost sesler, yeni hikâyeler ve taptaze başlangıçlarla, anlatmak hâlâ umudun en güçlü hali. Apaçık Radyo, 62. Yayın Dönemi ile bir kez daha çoğul seslerin ortak yankısına dönüşüyor.
Gazze’de süregelen soykırıma acil insani yardım çağrısıyla yola çıkan ve İsrail güçlerinin baskınıyla durdurulan Global Sumud Filosu, ablukaya karşı çıkan, direnen, sebat eden en büyük sivil misyon olarak tarihe geçti.
ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Portekiz ve İskandinav dünyasında aşırı sağın yükselişi adım adım ve anbean devam ederken, hayatı savunmak için sağlam ve dik durmamız lazım.
Memlekette ve hatta dünyanın birçok yerinde süregelen adaletsizliklerle milyonlarca insanın iradesi aşağılanıyor, yok sayılıyor, ifade ve fiziksel hürriyeti kısıtlanıyor. Bu cürüme karşı tek yol ise tavır almak, dayanışmak, yanlışa ortak olmamak.
İsrail hiçbir uluslararası hukuk kuralını dinlemeden Gazze’de soykırıma devam ediyor. Uluslararası sistemlerin işlevsiz kaldığı bir dönemde, dünyanın barıştan yana olan güçleri, savaştan yana olanların karşısında ve “tarihin doğru tarafında” olmak için yola çıktı.
Hafta boyunca dünyanın muhtelif yerlerinde tahakkümün her biçimine karşı sesini yükselten aktivistlerin, kadınların ve gençlerin kararlılık ve azimle sürdürdükleri direnişlerine tanıklık ettik.
Şiddet ve ‘güvenlik’ söylemi kişisel olanı görünmez kılıyor. Édouard Louis’nin dediği gibi, bugünün tanıkları olarak gördüğümüzün yükünü taşımakla ve ‘ben’ diyen her sesin, yıllardır susturulanların ‘ben’ine alan açtığını hatırlamakla yükümlüyüz.




















