Hans Liska

-
Aa
+
a
a
a

Hans Liska (1907 Viyana/Avusturya –1984 Franken/Almanya )

Çocukluğumda beni çizimleriyle etkilemiş iki ciltlik kitaba tam elli yıl sonra tekrar kavuşunca çok sevindim. Mercedes-Benz şirketinin 1951 ve 1953 yıllarında yılbaşı hediyesi olarak vermiş olduğu şirketin ve otomobilin tarihçesi niteliğinde iki albüm kitapçık. Otomobil tarihinin hem teknik hem de romantik tarihinin yansıtıldığı, Hans Liska’nın ilustrasyonlarının toplandığı karalama defterinin tıpkı basımı. Her iki kitap da otomobil tasarımı tarihinin resimli bir belgesi olarak otomobil üretiminden, ellili yılların modellerine kadar kullanıcıları ile birlikte moda tarihinden de kesitler veriyor.

Hans Liska özellikle II. Dünya Savaşı Kuzey Cephesinin savaş haber ressamı olarak tanınıyor.

 Mercedes Jellinek. Gottlieb Daimler ve Wilhelm Maybach ikilisine mali desteği veren Emil Jellinek’in kızının adı büyük bir markanın ismi olarak seçilmiş. 1923 yılı da üçlü yıldızın kabul edildiği tarih.

1950'li yıllarda Mercedes-Benz firmasının kataloglarını resimlemiş ve o yıllarda 300 SL modelinin katılmış olduğu yarışlardaki başarılarını anlatan sayısız afişi bugün de koleksiyonerlerin ilgisini çekiyor. Kendisinin doğum ölüm tarihi ve yeri dışında yaşamı ile pek fazla bilgiye ulaşamadığım için 1951 tarihli kitabın önsözünü yazan Walter Kiaulehm’den alıntı yapıyorum:

“Hans Liska ve 2.Dünya Savaşı sonunda trajik bir şekilde ölen Theo Matejko basın ilustrasyon sanatında yeni bir stil yaratmışlar, kendine özgü tarzlarıyla zamanımızın teknik olaylarını genele tanıtmaya uğraşmışlardır. Fotoğraf tekniğinin ve reproduksiyon tekniğinin gelişmesi ile basın ressamlarının karikatür köşelerine sıkıştırıldığı bir dönemde bu iki ressam kendilerine özel bir yer yapmışlardır. Matejko ve Liska bir dönemin gazete sayfalarında önemli haberlerinin anlatımında kullanılan akademik-teatral resimleme tarzından tamamen kopmuşlardır. Her ikisi de hareket olgusunu anlatımlarının merkezine oturtarak 19. Yüzyıl başı usta ilustratörlerin kalemlerini bıraktığı ve ancak bir yüzyıl sonra Liebermann’ın tekrar cesaret ederek başlattığı yerden devam etmişlerdir.

 Karl Benz ve eşi Münih’te ilk kez benzin motorlu aracı tanıtırken (1888)

On dokuzuncu yüzyılın başında bazı ressamların insan ve hayvan hareketleri üzerine yapmış oldukları teorik çalışmalar yaygınlaşmamış, koşma yürüme galop gibi hareket süreci anlatımı “olağanüstü” olarak kabul edilmiş. “Olağanüstülük” insan ve hayvanların hareketin değişik anlarında ne yerle ne de kendileri ile ilgili bir dayanak noktası olmadan düşmeden havada aldıkları şekillerdeydi. Sanat bu evreleri resimsel olarak anlatmayı olanaksız olarak yorumladığı için bir ara vermiş ve yüz yıl kadar sonra anlık fotoğraf görüntüleri ile tekrar gündeme gelmiştir. Max Liebermann’ın yapmış olduğu polo oyunu etütlerindeki anlatımlar da önceleri yadırganmıştı.

Bütün bunlar yeni tarz haber resimlemenin çıkış kaynağı olmuştur. Olanaksız gibi görüntülerin üzerine gidilmiştir. Tercih edilen gösteri ürünleri yarış pistleri ve uçak alanlarında ortaya çıkan dramatik anlardı. Birdenbire gerekli anlatım becerileriyle donanmış ressam kendisini fotoğraf makinesinin üstünde bir yere oturtabildi. Onun “anlatımları daha doğruydu”. O, o anın çevreyle ve insanlarıyla ilgili en küçük ayrıntıyı verebiliyordu. Sonuç basitti; fotoğraf makinesi düşünemediğinden ancak belli bir kesiti veya bütünü görüntüleyebiliyordu ve bunların da etkisi cansızdı.

Liska’nın bir olayın “doğru” anı seçmesindeki dramatik güç ressamın başarısını anlatmak için tek neden değildir. Çizimlerindeki genel doğruluğun ve ayrıntılarındaki özgünlüğün rolü önemlidir. Ancak onun gibi çizebilmek için teknik çağın bilinçli bir çocuğu olmak gerekiyordu. Makine onlar için ağaç dal orman tarla gibi doğal bir olgudur. Bu dönemde yaşayanlar için makineye katlanmak zordur, onlardan bir şikayetleri de yoktur sadece sahip olurlar, onların var oluşunun olağan bir tamamlayıcısıdır.

Liska’nın çizimlerindeki makine teknolojisinin ayrıntılarındaki doğruluğa bakıldığında onun bir teknik 

 Fransız hava gemisi “Lebaudy” bir 40 PS'lik Mercedes motoruyla donatılmış (1902)

yüksek okuluna gitmiş olduğu sanılabilir. Aslında o Münih Uygulamalı Sanat Okulu ve Berlin Akademisinde resim eğitimi almıştır. Bunu söyleme gereği duymamın nedeni, makinenin yabancı bir güç olarak insanların yapısına aykırı olan bir çevrede doğduğu görüşü iddiasında olan bazı kültür tarihçilerin yaklaşımlarını doğru olmadığıdır. Onlar güzel sanatlar ve tekniğin birbirlerinden öğrendiklerinin etkileşimini gözden kaçırıyorlar. Teknik ve güzel sanatların birbirine değdikleri noktaların sıklığı yirmi yıl kadar önce Yeni Gerçekçiliğin öne sürdüğü öğretilerden daha yoğundur. Örneğin otomobilin modern biçimleri sanatçıların ve teknik elemanların birlikte çalışmalarının bir sonucudur. Bu görüntülerde aynı zamanda yeni bir yaşam duygusu ortaya çıkıyor. Makineyi bir sansasyon olarak algılamayan, onu yürek ve beynin eşit ağırlıktaki birer gücü olarak algılayıp yaşam döngüsünün içine alma uğraşmasının fırsatı olarak gören bir yaşam duygusu.

1953 tarihli kitapçığın arka sayfasındaki çizim. Altında “Çocuklar zaman nasıl geçiyor” cümlesi ve Liska’nın imzası yer almakta.

Giderek teknik ve sanatın iç içe olmasından doğan bu yeni yaşam duygusu sergileyenlerin öncüleri modern mimarlardır. Henüz her alanda görülmese de teknik ve sanatın kesiştiği diğer alanlar giderek artmakta ve doğal olarak kabul edilmekte. Bu kitabın, gelişimin sonucu olarak ortaya çıkan yaşamı kabullenme ve iyimserliğin bir işareti olacağına inanıyorum.”

Yukarıdaki alıntı Liska’nın çalışmalarının bir tanımı olduğu kadar ellili yılların sanat ve teknolojiyle ilgili görüşlerini de yansıtıyor. Çizimlerden seçtiğim bir kaç örnekle de Liska’nın anlatım gücünü ve becerisini yansıtmaya uğraştım. Mercedes-Benz 300 SL modelinin 1952-55 yılları arasındaki yarış

pistindeki başarılarını gösteren afişlere merakı olanlara da bir web sayfası buldum.

www.retroracer.net/hansliska.html