"Amerika Birleşik Şirketleri”ne olan güven, yolsuzluk skandallerinin birbiri ardına patlamasıyla sarsıldı. Enron skandalinin gün ışığına çıkmasından bu yana, çok sayıda büyük Amerikan şirketinin hesapları gözden geçirildi ve bu durum, yeni skandallerin önünü açtı. Amerikan şirketlerinin güvenilirliğini sarsan bu olayların yaşandığı şirketlerden bazıları şöyle:
Enron
Enerji devi Enron’un geçen Ekim ayında dörtte üçlük verilerini açıklaması, piyasalardaki değerinde, hızlı bir düşüşe neden olan gizemli bir kara delik açtı. Açılan soruşturmaların ardından şirket, kârını yüksek gösterdiğini kabul etti. Bu durum hisselerin daha da düşmesine neden oldu. Soruşturma, şirket yöneticilerinin, malî sorunları yatırımcılardan nasıl sakladıkları üzerinde odaklandı. Enron’un geçen 12 sene içinde federal seçimler için toplam 5.8 milyon dolarlık harcama yaptığı da belirlendi.
Enron, Aralık ayında çökmesi sonucunda, Amerikan tarihinin en büyük batık şirketi unvanını kazandı.
World.com
World.com, en büyük muhasebe usulsüzlüklerinden birinin yapıldığı şirket olarak tarihe geçti. Şirket, kârını, Ocak 2001 ile Mart 2002 arasında yaklaşık 3.8 milyar dolar fazla gösterdiğini itiraf etti. Enron skandalinden de büyük olan bu olay, Amerikan kapitalist sisteminde büyük bir gedik açtı. World.com, geçen hafta iflasını açıkladı.
Andersen
Bu olayın ardından tüm dikkatler, şirketin mali danışmanı Andersen’a çevrildi. En çok merak edilen, şirketin hesaplarının doğruluğunu kontrol etmekten sorumlu olan denetçilerin, nasıl olup da yolsuzluklardan haberdar olamadıklarıydı. Andersen, tepkisini Enron’a ilişkin dokümanları kaybederek ortaya koydu. 15 Haziran’da ise temyiz mahkemesinden bu konuda suçlu bulunduğuna ilişkin jüri kararı çıktı. Bu hüküm, çoktan ölümcül bir yara almış olan bu danışmanlık şirketinin varlığına son noktayı koydu. Bu olay, Andersen hakkında açılan ilk soruşturma değildi; şirket, 1990’lı yılların ortalarında, SEC (Securities Exchange Commission - Güvenlik Değişim Komisyonu) tarafından bir atık toplama şirketinin hesaplarının incelenmesi konusunda para cezasına çarptırılmıştı. Andersen davası ile birlikte bir denetim şirketinin adının yolsuzluklara karışması, sistemik bir krizin habercisiydi.
Adelphia
Telekom şirketi Adelphia, 25 Haziran’da iflasını açıkladı. ABD’nin altıncı büyük kablolu televizyon operatörü olan şirket, hesaplarında hukuki ve cezai soruşturmalarla karşı karşıya. Şirket, son iki yıl içindeki kârını yeniden beyan ederek daha önce açıkladığı oranda abonesi olmadığını itiraf etti. Firma, hesaplarını denetleyen Deloitte&Touche şirketini azletti.
Xerox
Nisan ayında, SEC son 4 yıllık kâr beyanlarını yaklaşık 3 milyar dolar fazla gösterdiği ortaya çıkan yazılım devi Xerox’a kamu davası açtı. Xerox, SEC ile davada anlaşmaya giderek hesapların kapatılmasını kabul etti. Anlaşmanın bir parçası olarak, Xerox 10 milyon dolar ceza ödemeyi, 4 yıllık ticaret anlaşmalarını yeniden beyan etmeyi, herhangi bir itiraf, inkar ya da hataya meydan vermeyecek şekilde kabul etti. Söz konusu ceza, SEC’in muhasebe usulsüzlükleri yüzünden bir kamusal ticaret şirketine bugüne kadar uyguladıkları arasında en büyüğü oldu.
Tyco
Haziran ayının başında, ABD Bölge Savcısı, firmanın eski icra başkanı Dennis Koslowski’ye cezai soruşturma açtı. Tyco şirketler topluluğunun arkasındaki kişi olan Koslowski, 13 milyon dolar değerindeki sanat eserlerinin alımında 1 milyon dolarlık New York eyalet vergisini ödememekten suçlu bulundu. SEC’in Tyco soruşturmasının, sadece Koslowski’yi ele aldığı görülüyor, ancak bazı yatırımcılar, muhasebe usulsüzlükleri olabileceğinden de şüpheleniyor.
Global Crossing
Global Crossing, şüphesiz hi-tech aleminin en parlak yıldızlarından biriydi. 28 Ocak’ta şirketin Madde 11’den iflası açıklandı. Bu madde, şirketin mali yapısını yeniden düzenleyip kâr getirecek bölümlerin satışı sırasında, şirketi koruyor.
Merill Lynch
Bu toplu itimatsızlık atmosferinde, yatırım bankaları da sıkı takibe alındı. Analizcilerin, yatırımcıları, gizlice, değersiz olduğunu düşündükleri hisseleri almaya yönlendirdiklerinden şüphelenildi.
Vivendi Universal
Dünya iletişim sektöründe ikinci sırada olan Fransız grubu Vivendi Universal’ın hisselerinin sürekli düşmesi üzerine şirketin yönetim kurulu başkanı Jean-Marie Messier istifa kararı aldı. Grubun, son 19 ayda kaybının 34 milyar avro civarında olduğu tahmin ediliyor. Le Monde gazetesi, şirketin kârını yüksek göstermeye çalıştığını yazdı.
Derleyen: Aylin Bozyap