Her siyasal isyan kendi kahramanını yarattığı gibi piqeteros yani barikatçı’lar da Arjantin’in son isyanının baş aktörleri. O kadar dünyanın sol hareketinin gündemine girdiler ki, Porto Alegre’deki dünya sosyal forumundan sonra biraz izinlerini uzatan aktivistler ya da bir taşla iki kuş vurmak isteyen araştırmacı gazeteciler üç beş gün Buenos Aires sokaklarında dolaşıp piqete –barikat- bulamayıp kimi yakaladılarsa onlarla beşer onar dakika muhabbet ettikten sonra, dört yıldızlı otellerinde tahlillerini yazdılar. Porto Alegre’den sonraki bu akına Arjantin gazeteleri ‘piqetetur’ adı vererek dalgalarını geçerken onlar, yani barikatçılar açlık sınırında gittikçe |
daha da güçleşen kendi geleceklerini konuşuyorlardı.
Solana’ya gidiyoruz. Buenos Aires’i çeviren bario’dan -gecekondular- bir bölüm burası. Buenos Aires’e uçaktan baktığınızda merkezin kooperatif maketlerini andıran düzgün bedenine yapışmış barakalar görürsünüz, işte buralar bario’lardır. Bir dere büyüklüğünde açıktan akan kanalizasyonun üstündeki köprüden mahalleye giriyoruz. Hurda demirlerle, çalı parçalarıyla birbirinden düzensiz ayrılmış bahçelerin arasından sıyrılıp geçtiğimizde, yolun kenarına oturmuş elden ele dolaştırdıkları en ucuz şarapla öğlen olmasına rağmen iyice sarhoş olmuş dört beş kişiyle karşılaşıyoruz. Hemen beni tanıyorlar. Öldürülen iki piqeteros Dario ve Maximalian’ı anmak için her ayın 26’sında yapılan protesto gösterilerinde bir kaç kere konuşmuşuz. Ben önce, daha önce maskeli olduklarından çıkaramıyorum ama ucuz şarabı paylaşmaya başlayıp Fenerbahçe ve Ortega üzerine söyleşmeye başladığımızda onları hatırlıyorum. Üzerlerinde Che tişörtleri, ellerinde uzun demir çubuklarıyla konuştuğumuzda da ucuz romu paylaşmıştık…
Ocak ayında geldiğimde ise piqeteros barikatları da nerdeyse yok olmuştu. Mücadeleleri yalnızca aylık olarak aldıkları, daha önce direnerek kopardıkları paranın artırılmasıyla sınırlı kalmıştı. Başka ülkelerde övülerek anlatıldıkları günlerde aslında çoktan yok olmuş kayan bir yıldız gibiydiler. Bunları konuşmak için gelmiştik bu bario’da, mutfak oda karışımı bir eve. Sürahilere gene ucuz şaraplar dolduruldu. İçlerine küçük kazmayla parçalanan buzlar atıldı. Lidersiz hareket olmakla ünlenen Piqeteros’ların başından beri mücadeleyi sürdüren ve her geçen gün siyasallaşan ikisiyle -sizin bir kısmını dinleyebildiğiniz- şeyleri konuştuk. Nasıl her geçen gün birlikte hareket etme yeteneklerini kaybettiklerini, artık polislerin gittikçe nasıl saldırabildiklerini, neden böyle olduğunu dinledik kendilerinden…
Daha bir kaç akşam önce Buenos Aires’te yemek yerken, bütün meyhane tartışmaya katılmıştı “Ne olacak bu memleketin hali?” diye. Biri “Kim yönetecek Arjantin’i? Piqeteros hareketleri mi? Onların yönetebilecek bir kadrosu bile yok!” derken “işte bu yüzden ‘alternatifler” demiştim. “Yoksa!” diye düşündüm James Joyce’un Ulysess’inde dediği gibi mi demeliydim: “Dünyayı değiştiremiyoruz bari konuyu değiştirelim...”
Piqeteros, Buenos Aires, Solana, dünyanın sokakları… Metin Yeğin, Chau.
"Dünyanın sokakları"nı pazartesi, çarşamba, cuma günleri Açık Radyo'da 19:15 dolaylarında dinleyebilirsiniz. Sorularınız için [email protected] | Fotoğraflar: Metin Yeğin (Üzerine tıklatarak büyütebilirsiniz) |