Bazen bir insan veya anlamlı yaşanmış bir hayat hikâyesi pek çok deneyimden daha yol gösterici olabilir.
Curt Kosswig 30 Ekim 1903 te Berlin'de doğar. Berlin Üniversitesi Doğa Bilimleri Bölümü'nden 1927 yılında mezun olur. Doktorasını genetik alanında yapar. 1928 de Münster Üniversitesi Zooloji bölümünde doçent olur. 1933 te Braunschwig Teknik Yüksek Okulu Genel Biyoloji ve Zooloji Dalı'na profesör olarak atanır.
Naziler'in biyolojiye ilgileri, Kosswig'in Braunschwig'de itibarını arttırır. Partiden biyoloji konulu konferanslar vermesi talep edilir. Bölgesinin SS Eğitim Sorumlusu yapılır. Bir bilim adamı olarak açık açık "ırksal safsatalarınızı onaylamıyorum" diyememekte; Nasyonal Sosyalist Parti'ye üye olması yönündeki baskıları, "Naziler iktidarı ele geçirdikten sonra telaşla partiye üye olanlar kafilesine katılma eğilimi olmadığı" savunusuyla göğüslemeye çalışmaktadır. Kosswig'in Münster'den yakın aile dostları, Botanik Enstitüsü profesörü Alfred Heilbronn, Yahudi olması gerekçesiyle, görevinden uzaklaştırılır. Yahudi ayrımcılığının üniversitelerde yaygınlaşması nedeniyle SS eğitmenliği görevinden istifa eder. İstifası, Nazi yetkililerin dikkatlerini üzerine odaklayacaktır. Nürnberg'deki Parti Kongresi, ırksal kanunları ilan ettiğinde, Kosswig dürüst bir bilim adamı olarak daha fazla suskun kalamaz. Bu kanunların "O zamanın tartışılmaz esası olan Mendel'in kalıtım yasalarına göre bir gerileme olduğunu" vurgular.
Curt Kosswig Yahudi olmadığı halde üniversitede yaşananlar, Yahudi meslektaşlarının gördüğü zulüm ve Nazi ırkçılığının bilimi de çarpıtma çabalarına boyun eğmez. Yahudi meslektaşlarının ardından o da ülkesini terk edip vatansızlar arasına katılır. Vatan haini ilan edilir ve Alman vatandaşlığından çıkarılır. Curt Kosswig, İÜ Fen Fakültesi Zooloji Enstitüsü'ne zooloji profesörü ve enstitü direktörü olarak atanmıştır. Yanı sıra, 1951 yılından itibaren Baltalimanı Hidrobiyoloji Enstitüsü direktörlüğü görevini üstlenir. Türkiye'de kaldığı 1937-1954 yılları arasındaki 17 yılda eğitimi, bilimsel çalışmaları, yetiştirdiği elemanlar ve örgütçülüğü ile tanınır. Eşi ve üç çocuğu ile birlikte İstanbul'a yerleşir. Manyas Kuş Cenneti'ni keşfedip bugünkü adını veren ve milli park olarak koruma altına alınması sağlayan, Birecik'teki Kelaynak kuşlarını dünyaya duyuran da yine Kosswig'tir.
Eşi Botanik bilimci Leonore 1974 yılında, Curt Kosswig ise 1982 yılında vefat eder. Cenazeleri vasiyetli doğrultusunda Aşiyan mezarlığında toprağa verilir.
Yahudi olmadığı halde Curt Kosswig, ırkçılığın gözleri kararttığı, Yahudilerin zorunlu göçe tabi tutulup sonra da imha edildiği, bilim adamlarının Yahudi olduğu için üniversiteden kovulup iş bulamadığı bir ortamda, devletin Alman olduğu için olanaklar sunup önünü açtığı, emrine üniversite tahsis ettiği, herkesin susup sosyal barış için en hayırlısının Yahudi soykırımı olduğunu düşündüğü bir ortamda kendi insanlığına sığınıp hain ilan edilmek vatansız olmak pahasına meslektaşları ile birlikte ülkeyi terk etmeyi seçmiştir.
Sorulduğunda "Bilim adamı olmak ve bilim adamı kalmak, kendi insanlığından utanmamak ileride çocuklarımın yüzüne bakabilmek uğruna ülkemi terk etmek zorundaydım" demiştir. Alman toplumunda vatan haini ilan edilme ve vatansız kalma pahasına insanlığından ve bilimden taviz vermemeyi seçmiştir. 1954 yılında yeniden Alman vatandaşlığına davet edilip onurlandırılmıştır. Ancak o hep biraz Türkiyeli ve İstanbullu kalmıştır.
Bu dünyadan bir Curt Kosswig geçti. Eşiyle birlikte kendi vatan toprağı bildikleri Aşiyan Mezarlığı'nda yatıyorlar.
Bazen bir insan veya anlamlı yaşanmış bir hayat pek çok deneyimden daha yol gösterici olabilir.