8 Eylül 2013Milliyet Gazetesi
Yol kenarındaki çocuk parklarını ve otlayan inekleri gördükçe canım çok sıkılır. Yol kenarlarında çoluk çocuk piknik yapanlara ise ne demeli!
İddia şu; sağlıklı bir doğal çevre suçları azaltır. Bu iddia en az üç nedenden dolayı mümkün görünmez:
1. Kamuoyu suçların azalmayıp hep arttığını düşünür. 2. Suç oranındaki artışın daha çok ekonomideki kötü gidişle ilişkili olduğuna inanılır. 3. Genel bir inanışa göre de suça insanlar sebep olur, doğal çevre değil. Ama bütün bu yanlış inanışların aksine Amerika’da sağlıklı bir çevrede yaşamanın suç oranını azalttığı görülmüş.Suçtaki şaşırtıcı düşüşün ardındaki sır ne?
Örneğin, 2009’da yaşanan büyük ekonomik kriz sırasında suç işlenme oranı dibe vurmuştur. FBI kayıtları, 2009 yılında şiddet suçlarının 2008'e göre yüzde 5.5 düştüğünü gösteriyor. 2009'da cinayet yüzde 7.2, soygun yüzde 8.1 oranında düşmüştü. 2009'da şiddet suçlarının toplam sayısı son 20 yıl içindeki en düşük sayıydı. Kundaklama ve motorlu araç hırsızlığı gibi şiddetsiz suçlar da çift haneli oranlarda azalmıştı...
Suçta bu azalmanın nedeni sadece daha iyi polisiye yöntemler veya çocuklar için okul sonrası faaliyetlerdeki artış vb. değildi. Suçtaki şaşırtıcı düşüşün ardındaki sırrın kurşun-suç bağlantısında olduğuna inanılıyor. Örneğin, Rick Nevin çalışmalarında değişik eyaletlerde suç işleyenlerin yüzde 65 ila 90’ının okul öncesinde kanlarında kurşun seviyesinin yüksek olduğu belirlemiş. Kan testleriyle 1978’de Amerika’da 1 ila 5 yaşındaki 13.5 milyon çocuğun kanında kurşun bulunmuş. Alınan önlemlerle bu rakam 2002’de 310 bine düşürülmüş. Özetle, 1990'larda bir çocuğun kan dolaşımında kurşun oranı 1970’lerdekinden 10 kat daha azaltılmış.
Uzun süre kurşuna maruz kalan çocuklarda çeşitli sağlık problemleri ortaya çıkıyor. Bununla beraber kurşun, çocukların beyin ve zihinsel gelişmesiyle birlikte şiddete yönelik davranışlarını da etkiliyor. Bu nedenle, Amerika’daki gençlerin suç oranlarındaki büyük düşüş kurşunlu benzin, kurşun içeren boyalar, yapma ilaçlar, konserve yiyecekler, gıda katkı maddeleri, kozmetikler, giysilere takılan mücevherat ve oyuncaklar, kurşun su boruları, kurşunlu kristal ve porselen eşyaların yasaklanmasına bağlanmakta.
Kurşunsuz olarak adlandırılan benzinler de dahil olmak üzere tüm benzinler hâlâ kurşun içeriyor. Örneğin, Türkiye’de süper benzindeki kurşun miktarı 0.15 g/l'ye indirilmiş olmasına rağmen kurşunsuz benzine göre süper benzinde 12 kat daha fazla kurşun var. Böylece, Türkiye genelinde 2003 yılı verilerine göre benzinli araçlardan atmosfere atılan kurşun miktarı yaklaşık olarak 230 bin kg/yıl.Bu nedenle, şehir içinde kurşun parçacıklarının ana kaynağı, süper benzin kullanan otomobillerdir.Sıcak musluk suyunu yemeklerde kullanmayın
Çocuklarda genellikle kuşun zehirlenmesine özellikle kurşun içerikli boyalar; cadde veya otoyol etrafında kurşunla kirlenmiş toprak, park ve bahçeler; bunlardan gelen toz ve toprak, kurşunlu boya ile boyanmış oyuncaklar ve boyama kalemleri neden oluyor. Yani birçok kullanım yolu yasaklanmış olmasına rağmen hâlâ 100’den fazla sayıda endüstri dalında ve çeşitli hobilerde kurşun kullanılıyor.
Bu nedenle başka önlemlere de ihtiyaç var, örneğin:
l Eski su tesisatını kullanmayın: Eski tesisatlarda kurşun kullanılmıştır. Çok eski bir tesisatınız varsa suyu içmeden birkaç dakika akıtın. Daha fazla kurşun içerebildiği için sıcak musluk suyunu yemeklerde kullanmayın.
l Evinizi ve çocuğunuzu temiz tutun: Çocuğunuzun ellerini ve oyuncaklarını sık sık yıkayın ve tozlu yüzeyleri ıslak bir bezle temizleyin.
l Çocuğunuzun nerede ve neyle oynadığına dikkat edin: Eski evlerin, otoyol, cadde ve köprülerin etrafından uzak durun. İthal ucuz kozmetik ürünlerle oyuncaklara dikkat edin.
l Çocuğunuzu 1 ve 2 yaşında kontrol ettirin: Özellikle bebekler6 ay ile 3 yaş arasında evin döşemesinde çok vakit geçirmekte ve bulduğu şeyleri ağzına koymakta. Bu nedenle çocuklara 1 ve 2 yaşında kanda kurşun testi yaptırılması tavsiye ediliyor.
Kurşun madeni 8 bin 500 yıl önce Anadolu’da açılmış. 2 bin 200 yıl önce de zehirli olduğunun farkına varılmış. Maalesef biz bu tehlikenin hâlâ tam olarak farkında değiliz.