7 Temmuz 2013Milliyet Gazetesi
İnanılmaz ama İstanbulluların da hafta sonunda gidip görebileceği yağmur ormanları ya da su içine batmış ormanlar, yani longozlar var. Kuşların göç yolu üzerinde birer kuş cenneti olan bu doğa harikalarının içinde su menekşesi, göl lalesi gibi ender türler yaşamakta. Bütün bu türleri çok serin ve doğal bir ortamda kendi gözlerinizle çok yakından görebilirsiniz.
Longoz, derelerin getirdiği kumların birikerek deniz kıyısında set oluşturmasıyla akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Bu sucul ormanlar yağmur ormanları gibi gürdür. Dünyada longoz ormanları, nadir rastlanan ekosistemlerdir. Bu nedenle ülkemizin nadir doğal ortamlarından biri de Sakarya’da Karadeniz kıyısında denizle birleşen kıyı sulak alanlarının hemen arkasında oluşan Acarlar (Sakarya) Subasar longoz ormanlarıdır. Ayrıca Türkiye’de İğneada (Kırklareli) ve Sarıkum’daki (Sinop) longoz ormanlarının yanı sıra Kızılırmak Deltası’nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların çok küçük kalıntıları kalmış.
Karadeniz kıyılarımızın, çok kısa da olsa, yazın deniz turizmi bakımından kayda değer bir geliri var. Ancak yerli turistlerin çoğunun longozdan haberi olmadığı gibi bilenlerin de ormana gitme alışkanlığı yok. Halbuki longozlar sıcak yaz günlerinde sıcaktan bunalanlar için de gezilmeye görülmeye değer en güvenli yerlerden biridir.Su menekşesi Türkiye’de yalnızca burada görülüyor
Örneğin Acarlar Gölü, Sakarya ilinin Karasu ile Kaynarca ilçe sınırlarının birleştiği bölgede yer almakta. Karadeniz kıyısında olan Acarlar Gölü’ne İhsaniye-Denizköy üzerinden ulaşılır. Acarlar Longozu dünyadaki en büyük (kimilerine göre ikinci büyük) longozdur (www.longozacarlar.com). Longozun çevresi bütünüyle dişbudak ormanlarıyla çevrili ve bu ağaçlar yer yer gölün bataklık kesimlerine sokulmakta.
Su içinde yetişen zarif bir bitki olan su menekşesi Türkiye’de yalnızca burada görülebiliyor. Ülkemizin nadir su bitkilerinden göl soğanı ve bataklık eğreltisi de bu alanda yetişiyor. Bunların dışında su küpesi, sarı nilüfer, beyaz nilüfer, su keneviri alanda görülen türler arasında. Acarlar Longozu ile Karadeniz kıyısı arasındaki kumullarda ise zambak ve sütleğen türleri, peygamber çiçeği, katırtırnağı ve kum sazı görülebiliyor.
Başınızı her çevirişinizde sazlıkların aralarında kuluçkaya yatmış kazları, su tosbağalarını, su tavuklarını da görebilirsiniz. Acarlar Longozu’na gittiğinizde su bisikleti ya da kayığa binmezseniz Acarlar Longozu’nu gezmiş sayılmazsınız. Longozun en az dört kilometresini tekne veya su bisikletiyle turlayabilir ve serin suda inanılmaz fotoğraflar çekebilirsiniz. Longozun Karasu kısmında yürüyüş yolu, restoran, sandal, deniz bisikleti, piknik ve park alanı gibi düzenlemeler de yapılarak eko-turizme kazandırılmış durumda.Biblo gibi görmemeli ama özenle korumalıyız
Maalesef tarım alanları yaratmak amacıyla sulak alanların kurutulmaya başlanması sonucunda Acarlar Longozu yüzde 40 oranında küçülmüş. Özetle; tarım amaçlı arazi açılması ve yakacak temini için kaçak ağaç kesimleri, aşırı avcılık, suyun evsel ve tarımsal atıklarla kirlenmesi de Acarlar Longuzu’nun karşı karşıya kaldığı başlıca sorunlar. Ayrıca son günlerde herkesin korkulu rüyası olan iklim değişikliği, Türkiye’nin tüm su kaynakları ve sulak alanlarını olduğu gibi Acarlar Longozu’nu da tehdit ediyor.
Bu nedenlerden dolayı, orman turizmi öncelikle yumuşak turizm olarak adlandırılan korumacı ve disiplinli bir uygulama olmak zorunda. Diğer bir deyişle, hem günümüz insanı hem de geleceğin nesilleri bu özelliklerin ve zenginliklerin tadına varabilsin. Bu çok özel yöreyi bir fanusun içindeki biblo gibi görmemek gerekiyor. Tadına vararak güvenle ve doya doya gezmek, görmek ve incelemek ama aynı zamanda sanki bir anda ellerimizin arasından kayıp düşecekmiş gibi özenle de kollamamız gerekiyor.
Eğer orman sevgisini insanımıza aşılamayı başarabilirsek yaz turizminden önce ve sonra yani ilkbahar ve sonbaharda hatta kışın Karadeniz kıyılarımızın turizm geliri kuru ormanve longoz gezileri sayesinde ikiye de katlanabilir.
Su içinde yetişen zarif bir bitki olan su menekşesi Türkiye’de yalnızca burada görülebiliyor.