Bir angut olarak bu yıl kışın neden sert geçtiğini açıklıyorum

-
Aa
+
a
a
a

13 Şubat 2012Hürriyet Gazetesi

Buzul çağı hikayesi, her yıl bir türlü kopmayan kıyamet hikayesi gibidir. Böylece her sene sonunda “oh be kıyamet kopmadı” ya da her ilkbaharda “yaşasın yaza kavuşacağız, buzul çağı yine gelmedi” diye sevindirik olup duruyoruz. Yalnız bu tür uzun vadeli tahminleri yapanlara acıyorum. Çünkü her yıl söyledikleri durum yüzlerce yıl sonra belki bir yıl gerçekleşecektir ama o zaman “aha ben bunu söylemiştim” ya da “tahminim tuttu” diyemeden öteki dünyaya çoktan göç etmiş olacaklar. Kar, yağmur, deprem tahmini yapanların ise bir gün “tahminim tuttu” deme şansı her zaman var.GÜNEŞ’İ, BBG EVİ GİBİ İZLİYORUZBuzul çağı hikayelerinin temelinde meteorolojik okur yazarlığımızın çok zayıf olması var. Örneğin bir çok kişi sadece hava durumuna bakarak iklim hakkında kolayca ahkam kesebiliyor. Halbuki hava durumu ve iklim çok farklı şeyler. Bu farkı anlamak için köpeğini gezdiren bir kişiyi düşünün. Bu örnekte ip ile köpeği tasmasından tutup gezdiren kişi, iklim; köpeğin kendisi de hava durumudur. Köpeği gezdiren kişi (iklim) bir yol boyu ilerlerken, köpek (hava durumu) yol boyunca bir sağa bir sola gider, dolaşır durur. Bu nedenle, iklim dediğimiz zaman hava durumundaki değişime değil, gidişine bakarız. Köpeğin ne yaptığı, nereye pislediği filan pek önemli değildir; önemli olan gidişattır!Mini buzul çağı ile yetinmeyenlerin bazıları ise soğuk havalarda HAARP konusunu gündeme getiriyor. Alaska’da yukarı atmosferi incelemek için kurulmuş anten ağının bir benzerini yakında İTÜ Maslak Kampusu’nda da görebilirsiniz. Yukarı Atmosfer ve Uzay Havası Laboratuarı, İTÜ Meteoroloji Mühendisliği’nde açıldı. Artık Güneş’i, nasıl derler, BBG evi gibi izleyebiliyoruz. ABD’den gelmekte olan antenleri kurduktan sonra da HAARP’ın dünyada yaptığı düşünülen tüm “kötülükleri” biz de yerli olarak Türkiye’de yapabileceğiz!.. Şaka bir yana, uzay çalışmalarını epey geriden izleyen Türkiye, Uzay Meteorolojisi konusundaki bilimsel gelişmeleri böylece yakından takip edebilecek. Sivil ve askeri haberleşmedeki olası değişimler başta olmak üzere uzay havasını tahmin edebilecek. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi olarak Türkiye’nin ilk meteoroloji uydusunu yapmak gibi bir hedefimiz de var... SOĞUK ÇÜNKÜ ISINIYORUZ!Eeee, neden bu sene Avrupa’da kış sert geçiyor, derseniz size yeni bir bulgudan bahsetmem gerekir. Önce bu seneki sert kışın temel sebebinin de “küresel ısınma” olduğunu söylemeliyim. Şöyleki; küresel ısınmadan dolayı Kuzey Kutbu’nda deniz yüzeyindeki buzullarda azalmalar oldu ve deniz yüzeyinde büyük bir alan buzdan arındı. İşte bu durum Avrupa’da “kara meltemi” gibi bir olaya neden oldu. Arktik denizde buzsuz deniz yüzeyi, üzerindeki soğuk hava tabakasını ısıtıyor. Isınan hava yükseliyor. Bu sırada oluşan akımla, denizden yükselen havanın yerini Avrupa karasının ortasındaki hava alıyor. Yani Avrupa’da yer seviyesindeki hava, karadan denize doğru hareket ediyor/esiyor. Böylece batıya doğru esen bu rüzgar, Meksika Köfezi’nden kaynaklanan Körfez Sıcak Su Akıntısı’nın ılımanlaştırdığı havanın batıdan Avrupa kıtasına girmesini engelliyor. Sonuç olarak küresel ısınma, buzulların erimesi, rüzgarların değişimi ve daha soğuk bir Avrupa! ANGUTU ÇOK SEVERİMÖööf çok soğuk ya da bıktım bu kardan, dondum filan diyorsanız şu anda yaz mevsimini yaşayan Güney Yarımküre’de bir yere gideceksiniz. Sonra baharda göçmen kuşlar gibi Kuzey Yarımküre’ye dönersiniz. Kuş deyince, bence Sevgililer Günü’nün sembolü olması gereken Angut kuşu aklıma geldi. İtiraf ediyorum ben de bir Angutum!Biri laftan anlamayınca, boş boş bakınca ya da aptallık edince hemen “Angut musun” derler. Angut’un aslında eşine bağlı bir kuş olduğunu bilmezler. Avcı eşini avladığında, ölüm riskine rağmen yerdeki ölü sevgilisinin başında beklediği için bu ismi almıştır. Ben Angut kuşunu bilir, çok sever ve takdir ederim. Keşke herkes Angut gibi bakabilse değer verdiklerine. Sevgiler!..