Kasımın karakteristik havası: Durgun hava, sis ve pus

-
Aa
+
a
a
a

15 Kasım 2010Hürriyet Gazetesi

Peki sis hakkında neler biliyoruz? Neden bu günler sis daha çok İstanbul Boğazı gibi çukur yerlerde oluşuyor? Neden bazı yerlerde sis daha yoğun ve geç kalkıyor? Küresel iklim değişimi sisli günleri nasıl artırıyor? Ne zaman kimine göre bulut, kimine göre sisdir? Sis ile pus arasındaki temel fark nedir? Sisin kuraklık ve hastalık demek olduğunu da biliyor muydunuz? Peki sisin, yerdeki kar örtüsünü hızla erittiğini?..BAHAR VE KIŞ SABAHI SİS KURAKLIK DEMEKTİRSis ve pus, havada asılı duran çok küçük ama kirli, sıvı su damlacıklarıdır. Sis ile pus arasındaki fark havada bulunan damlacıkların sayı bakımından yoğunluğundadır. Damlacık sayısı çoksa, ileriyi görmemiz o kadar zor olur. Yani havada asılı duran küçük damlacıklar bulunduğumuz yerdeki görüş mesafesini 1 kilometrenin altına düşürüyorsa “sis”, görüş mesafesi 300 metrenin altına düşüyorsa “yoğun sis” olur. Görüş mesafesi hava yollarında 1 kilometrenin altına düştüğünde uçak, kara yollarında ise 50 metrenin altında araç trafiğini durdurabilir.Sisin oluşması için rüzgarsız, bulutsuz ve uzun geceler idealdir. Bu nedenle yüksek basınç merkezlerinin hakim olduğu kasımdan mart ayına kadar hava sisli geçebilir. Bu günlerde görülen sis, “ışınım sisi” olarak tanımlanır, çünkü yer yüzeyi geceleri ışınım kaybıyla soğur... Bu durumda yüzeye temas eden havada yoğuşan su buharı havadaki kirleticilerle birlikte sis (veya smog) dediğimiz kirli ama çok küçük olan damlacıkları oluşturur. Sabah görünen sis, açık bir güne işarettir. Bu nedenle, kışın ve bahar aylarında havanın sisli ve güneşli olması aynı zamanda kuraklık demektir! Güneş ortaya çıkınca sis, yok olmaya başlar. Güneş öğlene kadar sisi yakıp görüş mesafesini 1 kilometrenin üzerine çıkartabilir ama kirleticiler sisi oluşturan damlaların buharlaşmasını zorlaştırdığı için pus şehirin üzerinde kalabilir. Böylece bu kirli havanın, bazen çok yoğun, kalın ve uzun ömürlü olmasında kalitesiz kömür, egzos gibi kirleticilerin parmağı vardır.1952 LONDRA FACİASIDünyada sislerinin en ölümcülü Aralık 1952’de Londra’da meydana geldi. 5 Aralık’ta rüzgârların dinmesiyle sis oluşmaya başladı. Bundan sonraki üç gün boyunca sis yoğunlaştı, o dereceye kadar ki görüş mesafesi birkaç metreye indi. Trafik tamamen durdu, birçok kaza meydana geldi. Halk, soğukla mücadele etmek için gerekenden, daha çok evlerini ısıttı. Bu da daha çok kömür tozu ve sülfür dioksit üreterek havayı daha fazla zehirledi ve çok yoğun bir sise sebep oldu. Bu durumda Londralılar ağızlarında maskelerle, kaldırım boyunca binaların duvarlarına dayanarak yollarını bulup işlerine gidebilmişlerdi. Bu sis ve hava kirliliği yüzünden yalnız Londra bölgesinde 12 bin kişi öldü. Bu facia İngiltere’de “Temiz Hava Hareketi”nin başlamasına sebep oldu.Çoğumuz farkında olmasa da ülkemizde sis ve dumanın oluşturduğu “smog” denilen zehirli karışım KOAH, astım, alerjik rinit gibi solumun yolu hastalıklarında patlamalara neden oluyor. Sonuç olarak daha ucuz diye kalitesiz yakıt kullananlar ve kullanmayanlarla birlikte sağlığını kaybetip tedavi olmak için de çok daha fazla para harcıyor... Bu nedenle, böyle günlerde birçok ülkede “Hava Kalitesi Endeksi” belli bir değere ulaşınca halka “smog uyarısı” yapılır. Örneğin, ABD’de okullar “Afet Acil Yardım Planı”nı uygular. Bu günlerde okul bahçesinde beden eğitimi dersi yapılmaz ve öğrenciler teneffüste dışarı çıkartılmaz. Biz de kışın adına “pastırma yazı” dediğimiz bu sisli ve güneşli kış günlerinde yaşantımızı “smog tehlikesi”ne göre planlamalıyız. Lütfen bu sisli, güneşli ve durgun (güzel değil tehlikeli!) günlerde zehir solumamamız için ilgili ve yetkililerimiz başta olmak üzere herkes biraz duyarlılık göstersin!.. İyi bayramlar dilerim!