19 Ekim 2009Hürriyet Gazetesi
Ama son sellerden sonra ortalık aniden bastıran “sel uzmanları”yla doldu taştı. Bizi sele hazırlamak için Avrupa Birliği projesi yapan dişciden, belediye başkanı danışmanı olarak çalışan sosyoloğa kadar artık herkes “sel risk yönetimi” konusunda uzman oldu!Liyakettan daha çok sadakatin öne çıktığı ve standartsızlığın standart olduğu ülkemizde bunlar normal karşılanıyor! Duygusal çalışmaları boş verip iyiniyetli çalışmalara katkıda bulunmak için sellere karşı gerçekten önlem almak isteyenlere bazı önerilerim olacak. HER SEL AYNI DEĞİLDİRÖnce, sel ve sel afetinin tanımları üzerinde anlaşalım. Suların bulunduğu yerde yükselerek veya başka bir yerden gelip genellikle kuru olan yüzeyleri kaplamasına sel denir. Sel sularının fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olup, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak, olumsuz bir şekilde etkileyen ve yerel imkanlar ile baş edilemeyen durumlara sel afeti denir. Oluşma süreleri bakımından seller üçe ayrılır: Yavaş gelişen sellerin oluşumu bir hafta veya daha uzun sürebilir. Hızlı gelişen sellere bir-iki gün yeter. Ani seller, altı saat içinde oluşabilir. Oluşma yerleri bakımından ise seller beşe ayrılır: 1) Akarsu (Dere ve Nehir) Selleri (taşkınlar), 2) Vadi (Kuru Dere) Selleri, 3) Şehir Selleri, 4) Kıyı Selleri, 5) Baraj/Gölet Selleri. Yani artık tüm sellere “taşkın” demekten vazgeçip selleri oluşum süresi ve yerine göre ayrı ayrı ele alıp çözümler geliştirmeliyiz. Kısa ve uzun vadede alınması gereken yapısal ve yapısal olmayan bazı önlemler şunlardır:İŞTE ÖNLEMLERHalk, uyarıları algılayıp doğru önlem alabilmesi için eğitilmeli. Halkın afet öncesi yapılan sel risk haritası gibi çalışmalara katılması sağlanmalı. Sel tehlikesini ve geçmişte yaşanmış olan selleri hatırlatan işaretler de uygun yerlere konulmalı.Sel yatakları belirlenmeli ve varsa eski haritalar yenilenmeli. “Yerleşime Uyguluk Haritaları” tüm afetler dikkate alınarak disiplinler arası çalışmalarla hazırlanmalı.Şehir ve kırsal alanlarda yapı ruhsatları verilirken sel, heyelan alanları dikkate alınmalı. Sel yataklarına müdahaleler tümüyle engellenmeli.Sel yataklarındaki mevcut tüm bina ve altyapı tesisleri belirlenmeli. Sel yatakları ıslah edilirken mevcut yerleşimler kaldırılmalı veya varsa kritik tesisler sele karşı güçlendirilmeli veya yükseltilmeli. Zorunlu olarak sel tehlike bölgesinde yapılması gereken binalar için yönetmelikler hazırlanmalı. Mevzuatta “Su Basman Seviyesi” yeniden tanımlanıp imar, iskân, ruhsat işlemlerinde önemle dikkate alınmalı. Kapatılmış olan akarsular açık mecralara dönüştürülmeli. Akarsuların, periyodik bakım, onarımı yapılmalı. Dere yataklarından kontrolsüz malzeme alımı engellenmeli.Liman, otoyol nedeniyle menfezlerle gelen taşkın suyu, hızla ve en kısa yoldan denize ulaştırılmasını engelleyen uygulamalar terk edilmeli.Dere kesitlerinin daraltılması gibi uygulamaları önlemek için “Köprü Yönetmeliği”, geliştirilip uygulanmalı. Dereler, yolları en az 100 yıllık fırtına verisine göre boyutlandırılıp inşa edilmiş kutu menfezlerle geçmeli. Köprü ayakları arasında biriken malzemeye ilgili kurumlar gerektiğinde müdahale etmeli. Yollardaki yağmur suyu tahliye sistemi, boyutları ve sayısı artırılmış mazgallar ile birlikte boyutları artırılıp kanalizasyondan ayrılmış drenaj sistemiyle geliştirilmeli.Sel tehlikesi olan il ve ilçelerin Afet Acil Yardım Planlarında, sellere özel tahliye, toplu bakım ve barınma konuları da ele alınmalı. Mevzuat ve kurumsal reformlarla Türkiye'nin sel tahmin, erken uyarı ve afet yönetimi kapasitesi güçlendirilmeli. Sel tehlikesi de “Doğal Afetler Sigortası” kapsamına alınmalı ve sigorta birimleri “binanın su basman seviyesine” göre belirlenmeli. Meclisteki “Afet Sigortası” kanun tasarısı geri çekilip evrensel standartlara uygun bir şekilde yeniden hazırlanmalı.Dikkat! Bugün ve yarın İTÜ Maslak Kampusu'nda İTÜ Afet Yönetim Merkezi ve Almanya Yüksekokulları Mezunlar Derneği işbirliği ve Alman Akademik Değişim Servisi desteğinde “Risk Yönetiminde Başarı Faktörü: İş Sürekliliği Yönetimi” adı altında uluslararası nitelikte bir seminer gerçekleştiriyoruz (www.aym.itu.edu.tr). Dinleyici olarak katılım herkese açık ve ücretsiz.