İhracat ve istihdamdaki düşüş

-
Aa
+
a
a
a

2 Ekim 2009Referans Gazetesi

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) geçen ay içinde bir politika notu yayımladı. Sarp Kalkan ve Ülkem Başdaş tarafından yapılan "Kriz Döneminde İhracat Yapısının İşsizlik üzerindeki Etkileri" başlıklı bu çalışma Türkiye'nin ihracatında 2009'un ilk yarısında görülen düşüşün istihdam üzerindeki etkisini ortaya koymayı amaçlıyordu.

Çalışmada her il için "ihracata odaklılık göstergesi" adı verilen bir oran hesaplanmakta. Bu oran bir ilin ihracatının toplam ihracat içindeki payının o ildeki "kayıtlı" istihdamın toplam kayıtlı istihama oranı biçiminde tanımlanmış. Bu oranın birden yüksek olduğu iller ihracata odaklı, birden küçük olduğu iller ise ihracata odaklanmamış olarak kabul ediliyor. Yazarlar, bu gösterge ile toplam kayıtlı istihdamdaki değişim ilişkilendirildiğinde ihracata odaklılık artışı ile istihdam kayıpları arasında bağıntı olduğu sonucuna varıyorlar.

Bu genel görünüme ters düşen iller de var. Bunlar Gaziantep, Hakkâri ve Mardin. Bu illerden Gaziantep ve Mardin'in ihracatı Kuzey Afrika ve Ortadoğu (KAOD) ülkelerine (aslında güney komşularımıza) yoğunlaşmış durumda. Çalışmanın bulgularından, bu ülkelerin taleplerinde önemli bir düşüş olmadığı için de buralarda kayıtlı istihdamda kayıp olmadığı, tersine artış sağlandığı sonucuna ulaşmak olanaklı. Hakkâri'nin ise ihracatta odaklılık oranı birin üstünde olmasına rağmen, toplam ihracatı içinde KAOD ülkelerinin payı yüzde 30 dolaylarında görünüyor. Hakkâri'den başka hangi ülkelere ne ihraç edildiğini bilemiyorum.

Çalışmada ortaya çıkan bir başka ilginç nokta da 30 dolayında ilimizde ihracata odaklılık ölçütü çok küçük değerler alırken istihdamda önemli sayılabilecek kayıplar olması. Demek ki, 2009 yılının ilk yarısında, pek çok ilde ihracattaki kayıplarla açıklanamayacak istihdam azalışları olmuş. Bu da Türkiye'de 2009'da gözlenen daralmanın sadece dış talepten kaynaklanmayıp, iç talepteki düşüşün de önemli olduğunun bir göstergesi.

Bu bağlamda önemli bir soru, acaba dünya ekonomisi toparlanabilirse bu Türkiye'nin ihracatının tekrar artmasına, bunun olması da istihdam kayıplarının giderilmesine yol açar mı? Bu soruya kolayca "evet" demek olanaklı değil. Önümüzde iki seçenek var. Bunlardan ilki ihracat pazarlarını yeniden ele geçirebilmek için gayret göstermek. Bu, bence, kamu ve özel kesimin ortak çalışmasını gerektiren, şirketlerin kendi başlarına çözemeyecekleri bir sorun. Bu işbirliği ve gerekli örgütlenme ne kadar kısa zamanda sağlanabilirse, başarı olasılığı o derece yüksek olacaktır. Akla gelebilecek ikinci yol ise istihdam kaybının yüksek olduğu bu illerde iç talebe yönelik faaliyetleri canlandırmaktır. Ancak bu noktada, ihracata odaklı olmamasına rağmen istihdamda önemli kayba uğrayan iller grubunun olduğu da unutulmamalı.

Çalışmada ihracatları içinde KAOD ülkelerinin payı yüksek olan illerde istihdam artışı sağlandığına dikkat çekiliyor. Bunun nedeni olarak da bu ülkelerin ithalat taleplerinde düşme olmaması gösteriliyor. Bu görüşe "şimdilik" kaydını ekleyerek katılıyorum. Çünkü krizin dünyaya yayılması ve ülkelerin tepkileri tekdüze değil. Bu ülkelerde etkilerin biraz gecikmeli ortaya çıkmasını beklemek için de nedenler var. Dikkati çekmek istediğim bir başka nokta daha var: O da bu çalışmada söz konusu olan KAOD ülkelerinin büyük ölçüde komşularımız olması. Oysa Türkiye'nin bu dönemde KAOD ülkelerine olan ihracatında sağlanan ciddi artışın kaynağı bu ülkeler değil. Bu bağlamda Türkiye açısından tek önemli ülke Mısır olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla komşularımıza olan ihracatımızın devam ediyor olması, makro ölçekte önemli olmasa da çalışmada da vurgulandığı üzere, yerel ölçekte istihdam artışına katkı sağlamış olabilir. Bu bağlamda ne yapılacağı ise açık: Bu ülkelerle olan ticaret ilişkilerimizi, hayale kapılmadan geliştirmeye devam etmeliyiz.