13 Ekim 2008Radikal Gazetesi
Genç bir adamın poliste ve cezaevinde işkenceden öldüğünü okuduktan sonra, kalp krizi öncesi ağrılarını yaşar gibiyim; göğsümün üzerinde filler geziniyor! (11 Ekim. Radikal) Utanıyorum; kendimden, çocuklarımdan, 75 yaşındayım, böyle bir ülke bıraktığımız için utanıyorum, herkesten özür dilerim...
ngin Ceber cezaevinde öldürüldü, 3 arkadaşı, Özgür Karakaya, Cihan Gün, Aysu Baykal neler çektiler, bundan sonra içerde ve dışarda nelerle karşılaşacaklar kim bilir?Benim utancımı, herkesten önce, "İşkenceye sıfır tolerans" diyen başbakan duymuştur herhalde! İçini karartan bir eziklik yaşamış olmalı! İstifayı düşünmeyecek kadar umursamaz mıdır? Bakanları varken, her hata ve ihmal sorumluluğu Başbakana yıkılabilir mi? Evet, bir yurttaşın işkenceyle öldürülmesi yürütmenin sorumluluğunda; yürütme de Başbakan'ın başkanlığındadır. Bence Sayın Erdoğan, dağdaki çobanın sorumluluğunu yüklenmesi için yeterli süredir başbakanlık koltuğunda oturmaktadır. İlk güvenoyu aldıktan beş yıl sonra böyle olayları başarı muhasebesine kaydediyor olmalıdır. Başbakan'ın, Adalet ve İçişleri Bakanlarını sorumlu gördüğü düşünülebilir. Adalet Bakanı soruşturma açmış; içişleri bakanı suskun! Basına yansıyanlardan ilgili bakanların, sorumluluk alanlarındaki bu yüz karası olayla kendilerini ilgili görmedikleri anlaşılıyor! Oysa böyle bir olayda bakanlar istifa ederse, polis ve infaz kurumları da yaptıklarından devletin utandığını anlar, bunu bilerek görev yaparlar! Bu olaydan duyduğu utancı açıklayarak istifa etmiş İçişleri Bakanının Türkiyesi ile, bugünkü Türkiye aynı ülke midir? Eğer bakan veya bakanlar istifa etmiş olsalardı, "işkenceye sıfır tolerans"a bir adım daha yaklaşmış olurduk.Karakolda veya cezaevinde işkenceyle öldürülme korkusuyla yaşayan insanlara, siyasal sorumluların söyleyecekleri bir şey yok mudur? Bakanların en azından, halka karşı açıkça özür borçları vardır. Olayın ayrıntısı neyse ama bir gerçek var, genç bir adam karakolda ve cezaevinde gördüğü işkence sonucu ölmüştür! Bu olayın suçluları, bugün de görevlerindedirler, yani devletin adaletini bekleyen başka insanlar da onların anlayışına terk edilmişlerdir! Bu durum Adalet Bakanımızın vicdanını rahatsız etmemekte midir? Böyle soruşturma yasalara ve ahlaka uygun mudur? Cezaevi sorumlularını soruşturmanın sonuna kadar açığa alan bir adalet bakanı mı, yoksa bir müfettiş gönderip geçen adalet bakanı mı insan haklarına duyarlıdır?Yargı ve güvenlik kurumlarındaki görevlilerin profesyonel görev anlayışlarında yaşamsal eksikler bulunduğu bilinmektedir. Bu eksikler hemen giderilemiyor diye, bakanların sorumluluğu ortadan kalkmaz, tam tersine artar. Gözaltında öldürülenler ülkesinin istifa etmeyen başbakanının ve bakanlarının duygularını, düşüncelerini ve projelerini hiç değilse kendi ağızlarından işitmek istiyorum.