Şiddetten kaçan kadın şiddete dönüyor

-
Aa
+
a
a
a

27 Haziran 2008Radikal Gazetesi

İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ve 8 ilde kadın sığınma evi açılmasını ön gören projenin koordinatörü Nazik Işık, kadın sığınma evlerindeki kadınların yüzde 70'inin şiddet gördükleri eşlerine geri döndüklerini söyledi.

Işık, kadın sığınma evlerinin şiddet gören, istismara uğrayan ve kendilerini çaresiz hisseden kadınların gidebilecekleri bir yer olarak son derece önemli olduklarını ifade etti. Türkiye'de 29 ilde 38 sığınma evi olduğunu, kendi projeleriyle bu sayıya 8 tane daha sığınma evi ekleneceğini belirten Işık, yine de sığınma evlerinin sayısının Türkiye için yeterli olmayacağını belirtti. Uzun yıllar sığınma evlerinde görev yaptığını ve kadına yönelik şiddet ve sığınma evleri konusunda pek çok proje ve araştırmanın içinde yer aldığını anlatan Işık, kadına yönelik şiddetin tüm dünyanın sorunu olduğunun altını çizdi.

İlişkilerde genellikle ilk günlerde şiddetin ortaya çıkmadığını, ancak evlilikte ilk beş yıl içinde yaşanan şiddetin tekrarladığını belirten Nazik Işık, şunları kaydetti: "Her ülkede kadın şiddet görüyor. Bir kere şiddet gören kadın bir daha görmem dememeli. Araştırmalar gösteriyor ki her dört şiddet vakasından üçünü eşine şiddet uygulayanlar oluşturuyor. Kadın şiddet görüyor ve bir kere olduğunda bunun devamı geliyor. ilişkinin "ar" perdesi yırtıldığında şiddet tekrarlanıyor."

Şiddetin yanı sıra kadınların ekonomik istismara da uğradığını söyleyen Işık, ekonomik olarak istismar edilen kadınların da kadın sığınma evlerinden yararlandıklarını kaydetti.

'Yardım istemekte gecikmeyin'

Şiddet gören veya istismara uğrayan kadınların bunu söylemekten kaçınmamaları gerektiğini vurgulayan Işık, "Şiddet gören ve istismara uğrayanlar için hizmet veren Alo 183 hattını aramaktan, bilgi almaktan çekinmemeliler. Şiddet gören kişinin çözüm aramaya erken başlaması gerekir. Bir kere şiddete maruz kalan kesinlikle bir daha olmaz dememelidir" diye konuştu. Kadın sığınma evlerine gelen kadınların genellikle çocuklarıyla sığındıklarını ve yönetmeliğe göre sığınma evlerinde en fazla üç ay kalabildiklerini belirten Işık, özel durumlarda bu sürenin uzadığını anlattı.

Kadın sığınma evlerinde çeşitli konularda yardım alan kadınların, orada kaldıkları süre içinde ne yapacaklarına karar verdiklerini belirten Nazik Işık, şöyle devam etti:"Kadın sığınma evine gelen kadınlar çoğunlukla ciddi şekilde şiddete maruz kalmış oluyorlar. Her birinin hikayesi farklı olmasına rağmen, en önemli ortak özellikleri ekonomik bağımsızlıklarının olmaması. İhmal edilmiş olmaları. Sığınma evine geldiklerinde çoğunluğu travma geçiriyor oluyor. Burada her konuda yardım alarak toparlanmaları sağlanıyor. Bizim projemizde de sığınma evleri her kadının çocuklarıyla bağımsız olarak kalabileceği odalar ve her tür destek hizmetinin sunulacağı şeklinde

tasarlandı. Bir süre sonra kadın kendisine bir yol çiziyor. Ya yakınlarının yanına yerleşiyor ya hayatında yeni bir başlangıç yapıyor ya da evine geri dönüyor. Ancak bizde kadın sığınma evlerindeki kadınların yüzde 70'i şiddet gördükleri eşlerine geri dönüyorlar. Birkaç çocukla, gelir olmadan yeni bir düzen kurmak çok kolay değil."

'Yine şiddet görüyorlar'

Eşlerine dönenlerin büyük kısmının tekrar şiddet gördüğünü de belirten Işık, "Aile terapisi almaya eşini ikna edenlerde ise durum farklı olabiliyor. İkna edenlerin sayısı ise kısıtlı. Eşlerin çoğu bunu kabul etmiyor. Ülkemizdeki aile terapistlerinin sayısı da ne yazık ki yeterli değil" dedi. Sığınma evlerinin, şiddet gördüğünde gidecek yeri olmadığını düşünen kadınlar için, onları güçlendirici, cesaretlendirici etkisi olduğunun altını çizen Işık, eşin bir kez evden giden karısının, yine gidebileceğini düşündüğü için kadın sığınma evlerinin caydırıcı etkisi olduğuna da işaret etti.

Nazik Işık, kısıtlılığın, yoksulluğun olduğu yerlerde kadınların daha çok ihmal ve istismar edildiğini, daha çok şiddet gördüklerini ifade ederek, şiddetin önlenmesinde yoksulluğun ortadan kaldırılmasının, eğitim ve bilinç düzeyinin yükseltilmesinin ve kadınlara ekonomik olarak bağımsızlık kazandırılmasının son derece önemli olduğunu söyledi.