"Dink'in öldürülmesi olayı terör olayı değil asayiş olayı"

-
Aa
+
a
a
a

20 Haziran 2008

Gazetemiz kurucusu Hrant Dink suikasti öncesinde "görevi ihmal"den yargılanan Sanık Jandarma Astsubayı Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin'in Trabzon'da süren davada tanık olarak dinlenen Yılmaz ve Ünalır'ın verdiği ifadeler, Hrant Dink'in öldürülmesinde başta dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Albay Ali Öz olmak üzere üst düzey jandarma yetkililerinin ihmali olduğunu doğruladı. Dünkü duruşmada, ihbarların Trabzon Emniyeti'nce bir yıl öncesinden bilindiğini ileri süren Ünalır, avukatların sorusu üzerine "Çalışma sistemimize göre terör faaliyeti olması için örgüt olması gerekir. Dink'in öldürülmesi olayı terör olayı değil asayiş olayı" dedi. Yılmaz: Ali Öz, 'konuyu özel görüşelim' dedi Hrant Dink'in öldürüleceği yolunda ihbar alındığını ilk olarak Ağustos 2006'da Astsubay Şimşek'ten öğrendiğini söyleyen Yılmaz, Yasin Hayal'in suikast planladığı şeklinde Şimşek'in toplantıda gündeme getirmek istediği konuyu dönemin İstihbarat Şube Müdürü olan Metin Yıldız'ın ortaya attığını ifade etti. "Toplantıda konu açılınca Alay Komutanımız Ali Öz, 'konuyu özel görüşelim' diyerek konuyu kapattı. İki-üç gün sonra Okan Şimşek'le görüşme imkanım oldu. Olayı bana daha kapsamlı şekilde anlattı. Hayal'in üç-dört arkadaşıyla birlikte Agos gazetesi yazarı Krant Dink'e saldırı planladığını söyledi. Şimşek'in anlattıklarını, dört kişiyle birlikte bir nota dönüştürdük. Araştırdığımızda böyle bir gazete ve gazeteci olduğunu öğrendik. Gazetecinin ismininse 'Krant' değil 'Hrant' olduğunu öğrendik." Yılmaz, bundan kısa süre sonra izne ayrıldığında Ünalır'ı telefonla arayıp Hayal'le ilgili bir emir alıp almadığını sorduğunu, Ünalır'ın da kendisine Şimşek'le görüştüğünü, ondan da "Müdürle görüştüm, daha sonra size emir verecekmiş" yanıtı aldığını kaydetti. Hrant Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak 2007'de Şimşek'in kendisini aradığını ve televizyonu açıp izlemesini istediğini belirten Yılmaz, cinayet haberlerini görünce merkeze geçtiğini ve olayları oradan izlemeyi sürdürdüğünü kaydederek, "Trabzon Emniyeti'ne geçtik. Burada O.S'nin babasının ifade verdiğini öğrendim. İfade alınan odaya girmedik" diye konuştu. İl Merkez Jandarma Komutanlığı'na gittiklerindeyse Şimşek, Şahin, Şube Müdürü Metin Yıldız ve Asayiş Unsur Komutanı Gazi Günay'ı daha önce alınan bilgileri üst makama bildirmek için haber kayıt formu hazırlarken gördüğünü açıkladı; "Biz bunu gördükten sonra emniyete geri döndük" dedi. Yılmaz, Şimşek'in daha önce sarf ettiği "olayla ilgili görevi kendisine devrettim" sözlerinin kendisine hatırlatılması üzerine, "bu durumu bana devretmesi konum itibariyle mümkün değil. Ne bir devredilme ne de böyle bir görevlendirme oldu. Bu iddiayı kabul etmiyorum" dedi. Ünalır: İhbar, bize altı ay önce Emniyete bir yıl önce geldi Ünalır da ifadesinde, ihbarı cinayetten altı ay önce aldıklarını kaydederek, "Ama bu bilginin emniyete bir yıl öncesinden gelmiş olduğunu Emniyette öğrendim. Bundan sonra ise yapılan işlemlerin hiçbirisinde bulunmadım" şeklinde konuştu. Müdahil avukatlar Ergin Cinmen ve Hakan Bakırcıoğlu'nun bir sorusunu yanıtlayan Ünalır, "Çalışma sistemimize göre terör faaliyeti olması için örgüt olması gerekir. Dink'in öldürülmesi olayı terör olayı değil asayiş olayı" dedi. İfadeleri kayda alan mahkeme, talimatla ifade alınması için yazılan yazılara yanıtların beklenmesine karar verdi. Yargılamaya Eylül ayında devam edilecek. Cinmen: Öyle görünüyor ki topu birbirlerine atacaklar Dink ailesinin avukatı Ergin Cinmen, duruşma sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, duruşmada tanıkların aslında Hrant Dink'in öldürülmesi meselesinin çok daha önceden bilindiği konusunda beyanda bulunduklarını belirtti. Jandarma Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır'ın "Hrant Dink'in öldürülmesi olayı terör olayı değil asayiş olayı" sözlerini vahim olarak değerlendiren Avukat Ergin Cinmen, Ünalır'ın bu sözleriyle ilgili, "Dink suikastini bir terör olayı değil de bir asayiş meselesi olarak görüyorlarsa o vakit bütün Trabzon halkı tehlike altında demektir" dedi. Bütün bu ifadelerin jandarmanın Trabzon'da yaşanan olaylardan bihaber olduğunu gösterdiğini ve Trabzon halkının tehlike altında olduğunun kanıtı olduğunu vurgulayan Cinmen, yargılamanın bu şekilde sürmesi halinde Trabzon Jandarması'ndaki asayiş ve terörden sorumlu görevlilerin, Dink suikastini birbirlerinin üzerine atacaklarını kaydetti. "Terör bölümünde çalışanlar Dink suikastinin bir asayiş suçu olduğunu, kendilerini ilgilendiren bir mesele olmadığını garip şekilde söylüyorlar. Asayişle ilgili görevliler daha dinlenmediler. Öyle görülüyor ki, topu birbirlerine atacaklar ve Dink suikasti ortada kalacak. Daha da ilginci, hiçbiri de Dink'i daha önce tanımıyormuş." Cinmen, tanık olarak dinlenen iki jandarmanın verdiği ifadeler ile, suikast planlarının Jandarma üst düzey yetkililerine ihbar edildiği, buna rağmen de tedbir alınmadığı yönünde sanık Şimşek ve Şahin'in daha önce verdikleri ifadeleri teyit ettiğini söyledi. Jandarma Başçavuş Hüseyin Yılmaz'ın "İhbarı araştırdığımızda böyle bir gazete ve gazeteci olduğunu öğrendik. Gazetecinin ismininse 'Krant' değil 'Hrant' olduğunu öğrendik" şeklindeki sözlerine de tepki gösteren Cinmen, " Jandarma görevlilerinin hiçbiri de Dink'i daha önce tanımıyor olması çok ilginç" diye konuştu. Sekiz tutuklu 19 kişinin yargılandığı Hrant Dink suikasti davasının altıncı duruşması 7 Temmuz'da, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Bu davanın dışında iki jandarma görevlisi, "ihmal"den Trabzon'da; iki emniyet görevlisi de tetikçi zanlısı O.S. ile çekilen "hatıra" görüntülerden Samsun'da yargılanıyor.

http://www.agos.com.tr/index.php?module=news&news_id=8380&cat_id=2