19 Haziran 2008
Her seçim döneminde gündeme gelen ve fakat her iktidar döneminde unutulan gecekondu sorunu, bir kez daha gündemde. AK Parti, 2004 yılında Türk Ceza Kanunu'na gecekondu ve kaçak kat sorununu önlemek için, inşaat ruhsatından sonra "yapı kullanma izni" alınması, bu izin alınmadan binaya elektrik, su ve telefon gibi altyapı hizmetleri sağlayan görevlilere 5 yıl hapis cezası verilmesini öngören bir madde ekledi. 4 yıl sonra, bugün yine AK Parti'den Meclis Başkanlığı'na bu maddeyi delen bir yasa teklifi sunuldu. AK Parti milletvekilleri Veysi Kaynak ve Mevlüt Çavuşoğlu'nun teklifine göre, inşaat ruhsatına uygun biçimde yapılmayan inşaatlara elektrik, su ve telefon bağlamak suç olmaya devam edecek. Ancak inşaat bittikten sonra, binada yaşanabilmesi için gerekli olan "yapı kullanma izni" verilmeden de alt yapı hizmetleri sağlanabilecek.
Teklifin gerekçesinde, bürokratik işlemler nedeniyle yapı kullanma izni alınmasının uzun sürdüğü, bina sahiplerinin mağduriyetinin giderilmesinin amaçlandığı belirtiliyor. TCK'nın 184. maddesine eklenen bu düzenleme, Mart 2009'da yapılacak yerel seçimler öncesinde "gecekondu affı" olarak değerlendiriliyor.TEKLİF SAHİBİ İDDİALI: KAÇAK YAPIYA AF YOK Teklif sahibi olan AK Partili milletvekillerinden Veysi Kaynak, NTV canlı yayınında, istedikleri düzenlemenin gecekondu affı olmadığını savundu:"Teklif hiçbir kaçak yapıya af getirmiyor, hazine arazisine yapılmış hiçbir binaya af getirmiyor. Sadece inşaat ruhsatına uygun yapılmış binaların kullanma iznini, bir kısım bürokratik nedenlerle ya da başka nedenlerle almakta güçlük çeken vatandaşlarımızı elektrik, su, telefon hizmetlerinden yararlandıran kamu görevlilerinin cezaya çarptırılmamalarını düzenliyor. TÜRKİYE'NİN PRATİK GERÇEKLERİ Teklifimizin bu tür yapılara hizmet veren belediye başkanlarının hapis cezasından kurtulmalarına faydası olacaktır. Ama gerekçesi o değildir. Bildiğiniz gibi Türkiye'nin pratik gerçekleri var. İmar planına, projeye uygunsa inşaat ruhsatı alınır, bina yapılır. Daha sonra taşınmaz sahipleri arasında ya da inşaatı yapanla taşınmaz sahibi arasında doğan küçük problemlerden kat mülkiyetine geçilememesinden dolayı iskan almakta güçlük yaşanır. Yani yapı kullanma izni almakta bir kısım güçlükler yaşanır. Bunlar gerçek. İnsanlarımız bu konutlarına taşınıyorlar. Ancak sadece inşaat ruhsatı olduğu için şantiyeye bağlanan elektrik ve sudan, şantiye parasıyla istifade ediyorlar. Bu da çok yüksek bir elektrik ve su maliyeti doğuruyor. BAŞKANLARIMIZ CEZA DERDİNDEN KURTULUYOR Dolayısıyla zaten ruhsata uygun, projesi uygun yapılmış olmak kaydıyla bu binaların elektrik su hizmetlerinden yararlanmalarının önünü açan belediye başkanlarının ya da ilgili diğer kamu görevlilerinin bundan dolayı cezalandırılmamalarını öngören bir tekliftir. Ama altını çizerek söylüyorum hiç bir gecekondu, kaçak ya da tapusuz yere af getirmiyor. Yapı izni, inşaat ruhsatı alınıp başlayan bina kaçak olur mu? Yani inşat ruhsatına, projesine uygun olarak tamamlanmış yapılara bir imkan getirmek istiyoruz. Teklifimiz TCK'nın 184. maddesini hükümsüz de bırakmıyor. İmar kirliliğini, çevre kirliliğini bir reform olarak benim partim bu meclisten geçirdi ve yasalaştırdı. Bizim teklifimize göre zorunluluk da yok. Belediye başkanlarımız hizmet vermek zorunda değiller. Sadece cezalandırılma derdinden kurtuluyorlar. Türkiye'nin kaçak yapılaşma meselesiyle en fazla ilgilenen parti ve hükümet AK Parti hükümetleridir.ŞEHİR PLANCILARINA GÖRE DEMEK Kİ KAÇAK VAR Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski Başkanı Ahmet Turgut ise, 2004'te kaçak yapılara yasak getiren maddenin delinmek istendiğini belirtiyor: "Bu yasa kabul edilirse çok fazla sonucu var. Türkiye maalesef 1950'lerden sonra önce gecekonduyla sonrada kaçak yapı sorunuyla karşı karşıya kaldı ve Türkiye'yi yönetemeyen siyasetçiler yüzünden oldu bu. İstanbul'da ve diğer büyük kentlerimizin tamamında böyle alanlar çokça var. Şimdi bu alanlarda insanlarımız zor koşullarda yaşıyorlar bu kaçak, hizmetsiz yapılarda zor yaşıyorlar. Elektrik ve su en medeni ihtiyaç. Bunun insanlarımız tarafından kullanılması tabii ki kabul edilebilir. Ama şuna bakmak lazım; teklif hiç hoş olmayan bir şekilde Elektrik Piyasası Kanunu'yla ilgili bir düzenleme gündeme gelirken, bir geçici madde eklenerek yapılıyor. Tartışılmıyor ve kamuoyunda gerekçeleri ortaya konulmuyor. SÜREKLİ TAVİZLERLE DELİNİYORİkincisi baktığınızda Türk Ceza Kanunu'nun bahsedilen maddesi 2004'te yürürlüğe girdi ve ben o gün bu yasanın altına imza atan bütün sayın vekillerime teşekkür ettim, övdüm. Türkiye'de kaçak yapı açısından ve çevre kirliliği açısından devrim niteliğinde maddelerdi, önemliydi ve doğruydu. Şimdi sürekli bu tavizlerle deliniyor ve bu noktaya geliyoruz.2004'TE ÇIKAN YASA MİLATTIBurada kritik konu şu bana göre; yasa yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan kaçak yapılara hizmet verilmesini yasaklamıyordu. Bunu milat kabul ediyordu, bu doğaldır zaten. Bu tarihten sonra kaçak yapılara hizmet sağlanırsa, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası getiriyordu. Yani 2004'ten önceki yapılar bu hakları aldılar. 2004'ten sonra kaçak yapı yaptırılmaması gerekiyordu maddeye göre, demek ki yaptırıldı. Demek ki bunu yaptıranların sorunu var ve bu çözülmeye çalışılıyor, aslında vatandaşın sorunu çözülmeye çalışılmıyor. MEZARLARINI İNŞA ETTİRİYORUZİmar kirliliği meselesi zaten Türkiye'nin en önemli sorunu. Bir çok sosyal ve ekonomik sorunu oluşturan da bu. Şimdi bununla ilgili maalesef hiç çaba harcanmıyor. Üstüne bir de maalesef 1999'da keşfettiğimiz deprem tehdidiyle karşı karşıyayız. Ben imar affıyla ilgili 90'lı yılların ortalarından beri hep şunu söyledim: Bu insanlarımıza iyilik yapmıyoruz, mezarlarını inşa ettiriyoruz. "BEN TAVİZ VERDİM, SEN DE OY VER" MANTIĞIKaçak yapın, başınızın çaresine bakın, kamu hizmetlerini de benden alın, verdiğim taviz karşılığında bana oy verin!.. Bu mantıkla çözülmez. 4-5 yıldır da kentsel yenileme, kentsel dönüşüm gibi kavramları tartışıyoruz. Yine bu gariban halk mağdur ediliyor. Yani kentler düzeltilirken bozuluyor, ruhsatlı yapılar yapılıyor, ama dokuya uymayan çirkin yapılar. Türkiye imar sorununu çözemezse çok büyük felaketler maalesef kapımızda. Kanunla lütfen oynamayalım. Sorun bence 2004'ten sonra bu kaçak hizmeti verenlerin kurtarılması sorunudur."BELEDİYE BAŞKANLARI NE DİYOR?Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de, düzenlemenin 2004'te çıkarılan yasaya karşı hareket edenleri ödüllendirmek olduğunu söylüyor: "Benim bölgemde bundan faydalanan tek bir gecekondu yok. Yani bu yasa çıksa dahi benim bölgede bundan faydalanan gecekondu yok. Çünkü 2004'ten sonra değil, biz 1989'dan bu yana Kadıköy'de gecekondu yaptırmıyoruz. Gecekondu denilen şey, hazine arsasına, başkasının arsasına veya hisseli bir yere imar durumu olmaksızın, proje çizdirmeksizin, kaçak yapı yapmaktır. Şimdi yapılan ne demektir? Her şeyden önce 2004'te çıkartılan yasaya göre işlenen suçları bir anda ortadan kaldırıyorsunuz. Bugüne kadar Kadıköy'de oturup gecekondu yapmayanları, yasaya saygı gösterenleri cezalandırıyorsunuz, yasaya karşı çıkanları ödüllendiriyorsunuz."PROBLEMLİ BİNADA YAŞANIR MI? Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da 2004'te çıkarılan yasanın ne olursa olsun arkasında durulması gerektiğini savunuyor, değişikliğin belediyelerin direncini kırabileceğini ifade ediyor: "2004 yılında çıkan yasa, Türkiye'deki kaçak yapılaşmanın önüne geçen ciddi anlamda atılmış bir adımdı. Bu yasanın arkasında durmamız lazım. Zeytinburnu'nda 9 yıldır bir tane bile kaçak bina yaptırmadık. Bu yasa gerçekleşirse bizim direncimiz kırılabilir. Gördüğümüz kadarıyla, kaçak yapılar artsın diye yola çıkılmış değil. Fakat iskansız bina demek, problemli bina demektir. Yani en iyi ihtimalle böyledir. Dolayısıyla iskansız binalara su ve elektrik götürülmesinin önünü açabilecek herhangi bir yasal düzenlemenin yapılması doğru olmaz. Mümkünse cezayı da 5 yıl hapisten, 10 yıla çıkarmak gerekir."