16 Ağustos 2007
Patrikhane ile Ankara, 1902’de Patrikhane tarafından 246 bin 650 sterlin karşılığında satın alınan ve işletimi 1903 yılında Büyükada Rum Yetimhanesi Vakfı’na devredilen gayrimenkulün kime ait olduğu konusunda anlaşamıyor.
PATRİKHANE, ANKARA’YI ‘AYRIMCILIK’ YAPMAKLA SUÇLUYORPatrikhane, 1997 yılından bu yana Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde olan gayrimenkulün tapusunun 2004 yılında mahkeme kararıyla Yetimhane Vakfı adına kaydedilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mülkiyet hakkına aykırı olduğunu savunuyor. Patrikhane, Ankara’nın sözleşmenin ayrımcılık ve adil yargılanmayla ilgili maddelerini ihlal ettiğini de iddia ediyor. ANKARA, “MÜLK, YETİMHANE VAKFI’NA AİT” DİYOR Türk hükümeti ise gayrimenkulün Patrikhane’ye değil, Yetimhane Vakfı’na ait olduğunu savunuyor. Hükümet, gayrimenkulün 1902’de Şehzade Sultan Mehmet Vakfı tarafından yetimhane kurulması amacıyla Patrikhane’ye satıldığını ve gerçek sahibinin Yetimhane Vakfı olduğunu ileri sürüyor. Hükümet, Yetimhane Vakfı’nın 1936 yılındaki mal beyanında söz konusu gayrimenkulün kendisine ait olduğunu ilan ettiğini de belirtiyor. Hükümete göre, vakıfların faaliyetlerini denetlemekten sorumlu Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 2004 yılına kadar Patrikhane adına kayıtlı tapunun değiştirilmesi için yaptığı girişim de eski bir kayıt hatasını düzeltme amacı taşıyor. AİHM, PATRİKHANE’NİN İTİRAZINI DEĞERLENDİRİLECEKPatrikhane ise AİHM’e gönderdiği belgelerde Türk hükümetinin bu tezlerini reddediyor. Patrikhane, Yetimhane Vakfı’nın 1936 beyanında gayrimenkulün kendisine ait olduğuna ilişkin açık ifadeler kullanmadığını, bu nedenle beyanın tapu değişikliği için temel oluşturamayacağını savunuyor. Patrikhane ayrıca, 1902’de satın aldığı gayrımenkulün Osmanlı İmaparatorluk siciline ve 1929’da Cumhuriyet tapu dairelerine kayıt ettirdiğini de söylüyor. Patrikhane’nin dava başvurusunu kabul edilebilir bulan AİHM, 2 Ekim’de Strasbourg’da davanın esasına ilişkin bir duruşma düzenleyecek. Ankara daha önce azınlık vakıflarıyla ilgili olarak Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı tarafından AİHM’de açılan mülkiyet hakkı ve ayrımcılık davasını bu yıl başında kaybetmiş, AİHM, vakfın Türk mahkemelerinin kararıyla 1996’da iptal edilen iki tapusunun iade edilmesi hükmünde bulunmuştu.