6 Temmuz 2007Ergun Babahan
Birtakım şöhret meraklıları, insanları etnik kökenine göre aşağılayarak bu cinayet üzerinden şöhret yapmaya çabalıyor.
Bu, Türkiye’nin mutlaka aydınlatması gereken bir cinayettir.
Bu topraklar siyasi suikastlerin, faili meçhullerin utanç verici gölgesinden ancak bu şekilde kurtulabilecektir.
Her köşesinden bir çetenin fışkırdığı, evlerde bombaların, patlayıcıların çıktığı bir ülke olarak mı tanınacağız, demokratik, hukuka saygılı bir ülke olarak mı? .. Bu duruşmanın seyrine bağlıdır.
Bu dava sadece Hrant Dink cinayeti olarak değil, bugüne kadar aydınlatılamamış tüm cinayetlerin ana davası olarak ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.
İlk duruşmayı izleyenler bu açıdan çok umutlu bir izlenim edinmedi.
Oysa her şey apaçık ortada.
Tetikçi, tetikçiyi yönlendirenler, yönlendiricileri yönlendirenleri herkes biliyor.
Başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partiler de bu cinayetin aydınlanması için seferber olmalı, bir liralık mazot için olduğu kadar, bu karanlık olayın tamamen aydınlatılması için de mücadele etmeliler.
Bu cinayet aydınlatılabilir, ülkedeki tüm çeteler gizli ilişkileriyle deşifre edilebilirse, herkes güven içinde uyuyabilir.
Aksi halde Türkiye’yi çalkantılı sulara sürüklemek isteyenlerin yeni dönemde de bu tip faaliyetlerde bulunmaları kaçınılmaz hale gelecektir. Sadece bir “arkadaş çetesi”nin yakalanmış olması, cinayetin aydınlandığı anlamına gelmez, gelmemeli.
O nedenle bu dava Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir gelişme olarak değerlendirilmeli ve sonuçlarıyla herkesi tatmin etmelidir.
Başta basın olmak üzere, siyasiler, aydınlar, sivil toplum kuruluşları bu davayı dikkatle izlerse bu hedefe ulaşılacağı inancındayım.
Türkiye faili meçhuller ve çeteler ayıbından kurtulamadıkça normal bir ülke haline gelemez. Bu siyasi görüşü ne olursa olsun, herkesin ortak kavgası olmalı.
