13 Şubat 2007Yıldız Yazıcıoğlu
Birleşmiş Milletler (BM), iklim değişikliğini önlemek için sera gazı salınımında kısıtlama hedefleyen Kyoto Protokolü'nü 1997'de gündeme getirmesine karşın Türkiye, ekonomik gelişme gerekçesiyle protokole taraf olmuyor. Türkiye, protokole imza attığı anda sanayisine çekidüzen vermek zorunluluğu yanında kömür kullanımından da büyük ölçüde vazgeçmek zorunda kalacak.Kyoto Protokolü, her ülke için, sera gazı seviyesinin 1990'dakinden yüzde 5 aşağı çekilmesini öngörüyor. ABD ise AB ülkelerince imza atılan Kyoto Protokolü'nü, dünyadaki en büyük sera gazı üreticisi olmasına rağmen imzalamıyor. Türkiye için Kyoto Protokolü'nü imzalamaktaki temel sıkıntıyı ise, sera gazında düşüş sağlaması şartı ve ekonomik koşullar oluşturuyor. Türkiye, 1990'dan bugüne artan sanayi tesisleri ile ekonomik büyümesini sürdürürken, buna paralel olarak dünya atmosferine her geçen gün artan miktarda sera gazı salıyor.297 milyon ton gazTürkiye, BM'ye sunduğu "1. Ulusal İklim Değişikliği Raporu"nda toplam sera gazı emisyonunu, 1990'da 170 milyon ton, 2004'te ise 297 milyon ton olarak açıkladı. Türkiye, 1990'da 140 milyon, 2004'te ise 242 milyon ton karbondioksit gazını (CO2) atmosfere salmış durumda.Kişi başına düşen karbondioksit gazı (C02) emisyon miktarı ise 2004 verileriyle bakıldığında, AB ülkelerinde 9 ton, OECD ülkelerinde 11.1 ton, dünya ortalaması 4 ton iken, Türkiye'de ise 3.4 ton olarak gerçekleşiyor.Ciddi filtreleme önlemi gerekiyorKyoto Protokolü'nde hedeflenen sera gazı emisyonundaki düşüşü sağlamak için mutlaka otomotiv, kâğıt sektörü ve enerji santralları gibi pek çok sanayi yatırımında ciddi filtreleme önlemleri alınması gerekiyor. Türkiye açısından protokole imza atmak, az 20 milyar dolarlık yatırım anlamına geliyor.Kyoto Protokolü ile birlikte ilk adımda AB ülkelerindeki gibi kömürle ısınmaktan tümüyle vazgeçilmesi ve tamamen doğalgaza dönülmesi de gerekiyor. Yerel yönetimlerce metan gazı emisyonuna neden olan vahşi çöp depolama uygulamasının terk edilmesi, kapalı sahalarda düzenli atık bertaraf edilmesi, ulaşımda raylı taşımacılığa öncelik verilerek, petrol ve petrol ürünlerine dayalı kara taşıtlarının azaltılması zorunluluğu bulunuyor.Ormanlar 74 milyon tonu yutuyorRaporda, "yutak alanlar" tabiriyle, sera gazını yok etmeyi başaran ormanlar sayesinde atmosferi etkilemeyen gaz değerleri de sıralanıyor. Buna göre, Türkiye'de ormanlar, 1990'da 43 milyon ton, 2004'te ise 74 milyon ton sera gazını yuttu. Ancak Türkiye'nin sanayileşmesini sürdürmesi nedeniyle toplam sera gazı emis- yon miktarında gün geçtikçe artış olması bekleniyor. Bu nedenle Türkiye, Kyoto Protokolü'nü imzalayarak, kendi sanayi gelişimini sınırlayacak bir adım atmak istemiyor.ABD imzaladı, ama onay yokABD, Avustralya, Kazakistan ve Hırvatistan, Kyoto Protokolü'ne imzalamasına rağmen, ulusal meclislerinden onaylatmadıkları için kendileri açısından protokol şartlarını yürürlüğe koymadı. Çin ve Hindistan ise, protokolün taraf olma sürecini tamamladı, ancak bu iki ülke de, 2012'ye kadar sera gazı emisyonunu azaltmak zorunda değil.http://www.milliyet.com.tr/2007/02/13/guncel/agun.html