"Hak dostum hak!Yanıldım bir çırak aldım yanıma,Eve gelmez külhani; dükkânda yatır.Kovsam o da düşmez şanıma,Kibardır; çarşafsız yorganda yatır,Hâşâ huzurda, ustası çırağını sever.”
Merhaba kâinat!
En son, ‘Bazı Belirsizlikler’ diye başlık atmış ve onu izleyen tefrikanın başlığını da ‘Her Şey Yoluna Girerken’ diye koymuştuk, ama bu sonuncusu yayımlanamadı. Zaten her şey de yoluna falan girmedi. Açık Gazete programından sonra herkes odasına dağılırken Açık Site editörü Melih’ten bir haber geldi: “Hack’lendik!” (Melih’i hemen koridordaki kameriyeye davet edip kulağına eğildim ve üyelik sırasında kullandığım kredi kartı bilgilerimin, ehliyet ve ruhsatımın, muhabbet kartımın ve yemek fişlerimin tehlikede olup olmadıklarını sakin bir sesle sordum. Melih, hiçbir üyenin kredi kartı bilgilerinin tehlikede olmadığını; o bilgilerin bankanın kendisine ait bir servis sağlayıcıda mahfuz bulunduğunu söyledikten sonra diğer sorduklarımın Açık Site’yle bir alakası olmadığını söyledi. Bir ara gülümsüyormuş gibi geldi bana, ama gerginliğine verip üzerinde durmadım. İkram ettiği bir bardak suyla müsekkinimi alıp kameriyeden ayrıldım –şerif)
Siber uzayın derinliklerinde konuşlanmış olan ve Japonca yazışan bir siber-terörist, Açık Site’nin bağlı bulunduğu servis sağlayıcının güvenlik boşluğundan istifade ederek orayı kendi ‘hard-disc’i gibi kullanmaya başlamıştı. Kullandığı alanın bir kısmı Açık Site’nin kullandığı alana denk düştüğü için Site bir müddet kenara itilmiş oldu.
Senenin 365 günü (artık yıllarda 366) terörle mücadele etmeye kendini adamış tefrikacılarınız ve Açık Site ekibi, tahmin edebileceğiniz gibi böyle bir saldırıya da hazırlıklı..... değildi. Bu iyi kalpli, temiz yürekli, iyi niyetli ve saf insanlar, herkesi kendileri gibi zannettiklerinden bir saldırıya maruz kalacaklarını ya da başka bir hedefe yönelik bir saldırıdan etkileneceklerini akıllarına dahi getirmemiş ve gereken ‘destek tedbirleri’ni almamışlardı: Açık Site arşivinin hallice bir bölümü uçmuştu. Bir müddet, “Biz ne ahmağız,” diye ortalıkta dolandıktan sonra bunu tekrarlamanın daha da büyük bir ahmaklık olduğunu farketmekte gecikmediler neyse ki... Hemen tamirat işine girişildi.
Tamirat safhası, sanal cehalet ile ‘elelineşeğinitürküçağırarakararmış’ sendromu arasında savrulmakla geçen bir 27 güne yayıldı. Bir gün, Açık Gazete programından sonra herkes odasına dağılırken Açık Site editörü Melih’ten bir haber geldi: “On-line’ız.”
‘Kalıcı Özgürlük’ bize de gelmişti. J
Şimdi, diyor Melih, Açık Site’nin mecburi tatilinin ardından sitenin köşelerini ve bucaklarını; kaybolan yazıları, çizimleri, fotoğrafları ve resimleri restore etmek için hummalı bir faaliyet devam ediyor. İyi bir haber mi, bilemeyiz, ama tefrikaların hepsinin tekrar arşivdeki yerlerini aldığını duyuralım.
Tefrikacılar olarak diğer malzemeyle çok ilgilenmiyoruz aslında, ama bilgi paylaşımı meselesini önemsiyoruz malum; o nedenle şunu da ilave edelim: Açık Site’nin ‘kayıplar’ı -gerçek hayatta olduğunun aksine- tek tek aranıp bulunuyormuş.
Bitirirken bir iyi, bir de kötü haberimiz var. İyi haber: Tefrikacılarınız döndü. Kötü haber: Tefrikacılarınız döndü.
Devamı yarın...