Merhaba kâinat!
Şaron’un, olup bitenleri ‘savaş’ kelimesiyle nitelediğini, bunu epey vakit evvel yaptığını, ama bizim bir basiretsizlik gösterip bunu hatırlamadığımızı söylemiştik dün. Belki de biz ‘savaş’ kelimesinin telaffuzuna pek de alışkın değildik. Ortadoğu’da, Ramallah’ta, bilhassa Manara Meydanı’nda tanklar dolaşıyor gene. Ancak, ölü sayısının “en az 3” olarak ifade edilmesinden midir, 1 gün içinde 40 kişiyi bulamadıkları için midir, nedir bilinmez; savaş haberleri birinci sırada değildi biz tefrikamız için düşünmeye başladığımızda. Belki de her şey iyiye gidecektir artık. Baksanıza, ABD’nin temsilcisi Anthony Zinni bölgeye gelmek üzereymiş. Bugüne kadar neredeydi, diye sormayacaksınız artık. Hatta, Zinni’nin ziyareti öncesinde, İsrail basınında, Washington yönetiminin İsrail’in son operasyonlarına yeşil ışık yaktığı yönünde haberler yer aldığını da görmemeye çalışacaksınız. Öyle demiş Jerusalem Post gazetesi; Şaron’un isteği üzerine ABD’nin Zinni’yi geçen hafta bölgeye göndermediğini yazmış (Edward Said de BBC’ye verdiği mülakatta, Zinni’nin gecikmesinin kayda değer olduğunu vurguluyordu). 1 hafta süre istemiş İsrail, “Operasyonlar bitsin de öyle buyursun Zinni,” demiş. Şimdi, gelir gelmez, ilk işi ateşkes sağlamak olacakmış Zinni’nin. Bu arada, haberlere bakılırsa, Başkan Bush da yaşananların kalbini kırdığını söylemiş. Şunu da eklemiş: “İsrailliler’in son yaptıkları, barış koşullarının oluşturulmasına yardımcı olmayacak.” Bush’un üzülmesine biz de üzülürken Şaron’un pek de -afedersiniz- umursamadığını görmeyelim mi? Ilımlı Savunma Bakanı Binyamin Ben Eliezer’e de ‘işine gelmiyorsa istifa et’ sinyali veren Şaron, bildiğini okuyacağını ilan etmiş. Hatta, Şaron’un söylediğine göre silahların menzili dışında tutulan Arafat’ın da emniyeti tam değilmiş artık. Çarşamba günü en az 6 tank kuşatmış Filistin liderinin bulunduğu binayı. İsrail’in, Arafat’a yönelik saldırıya verdiği kod ismi biliyor muydunuz? Bekarov Etzlecha! Yani: Senin de Sıran Geliyor.
Unutmadan, işgal altındaki topraklarda yaşananları izleyen gazetecilere yönelik (aşağı yukarı 40 civarındaki) saldırıların dosyası tekrar kabardı. Hem de bir ölüyle: İtalyan Corriere della Sera için bölgede bulunan fotoğrafçı Raffaele Ciriello, yüz metre mesafeden makineli tüfek ateşiyle...
Ortadoğu’dan Irak’a doğru yönelirsek Zinni’nin misyonuyla ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin Ortadoğu turunun, ABD her ne kadar aksini söylese de, birbirinden ayrı düşünülemez iki hareket olarak yorumlanması gerektiği ifade ediliyor. Yani, Zinni İsrail ile Filistin arasında ateşkes sağlayamazsa Cheney’nin Irak operasyonu için Arap dünyasından destek bulmasına pek zor gözüyle bakılıyor. Cheney, bu arada, 19 Mart Salı günü Ankara’da olacaktı ve görüşmeye katılacakların az tutulmasını istemişti ya; Ankara’daki yemeğe katılacak kişi sayısı belli olmuş: Dört. Başbakan Bülent Ecevit, Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Cheney. Diplomasi devam ededursun Araştırmacı Erhan Göksel, Tempo dergisindeki röportajında, bir laborant serinliğiyle serimlemiş istikbali. ABD’nin Irak’a yaz sonunda müdahale edeceğini, Saddam’ın hemen vurulup bertaraf edileceğini, Filistin devletinin Irak’tan Ürdün’e ayrılan pay içinde kurulacağını, çünkü petrolün denetimini ABD’nin artık kimseye bırakmak istemediğini söylüyor Göksel.
Türkiye’ye döndüğümüzde, Susurluk mahkumu Korkut Eken’e destek veren paşa sayısının dörtten yediye çıktığını görüyoruz, Sabah gazetesinde. Radikal gazetesi, manşetten, “Yargıtay’a Eken baskısı” diyor. Meğer, Eken’in, diğer sanıklardan ayrı yaptığı ‘karar düzeltme’ başvurusu Yargıtay’a önceki gün ulaşmış. Müracaat Yargıtay’a varırken paşalardan de Eken’e destek mesajları geliyor... Suçu övmenin suç olduğunu, bu ifadeleri dile getiren paşaların da aslında yargılanmaları gerektiğini söyleyen, yazan milletvekilleri ve gazeteciler var, ama tefrikacılarınız daha değişik düşündüler doğrusunu isterseniz. Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım, paşaların mahkemelere çıkacaklarını, yargılanmalarını beklemektense; bütün bir hukuksal sürecin silbaştan olmasını sabırla beklemektense Korkut Eken’in serbest bırakılması daha makul değil mi? Ne dersiniz? Lambalarla da oynamayız bundan sonra... Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık yerine, sürekli karanlık için 1 dakika kadar yakarız lambalarımızı son defa. Sonra sağdan çıkarız. Son çıkanı da tembihleriz; yakmasın çıkarken. Bu kadar basittir yani. Hem sonra, Mehmet Ağar da Avukat Ergin Cinmen’e, canlı yayında “sizinle hesaplaşacağız,” falan demek durumunda kalmaz. Biz de bunları işitmek durumunda kalmayız. Bu iç ağrısı vaziyet hitam bulmuş olur. Olur mu?
MAKAS ARTIĞI:
Arjantin’de, peso bir defa daha dibe vurmuş ki ekonomik kriz daha da kötüye gidecek diye beklentiler büyüyormuş.
Teksas’ta, beş çocuğunu banyoda boğan Andrea Yates’i hatırlayacaksınız. Jüri, yaklaşık dört saatlik bir mütalaadan sonra Yates’i cinayetten suçlu bulmuş. Karısını çok sevdiğini söyleyen ve duruşmalar boyunca kendisini destekleyen Russell Yates ile avukatlar, ikna edememişler mahkemeyi. Defalarca depresyon tedavisi gören ve iki defa intihara teşebbüs eden Andrea Yates için savcılar, doğruyu yanlıştan ayırma melekesinin yerinde ve çocuklarını boğarken suç işlediğinin farkında olduğunu savunmuşlar. Şimdi karar bekleniyor: Zehirli iğne mi, müebbet hapis mi?
Devamı yarın...