Merhaba kâinat!
Yazar, düşünür, eylemci Arundhati Roy, sadece kendisinin değil, hepimizin üç ayını kurtardı ve 2000 rupilik (yaklaşık 55 milyon TL) cezasını ödeyerek serbest kaldı. Roy’un, zorlu bir geçmişi olan Kadınlar Günü ’nde serbest kalmış olması da onun romanına denk düşen bir sembolizm sayılabilir. Bunting’in deyişiyle, feminizmin yeni çehresini temsil eden Roy, aslında Kadınlar Günü’nü ilk öneren Clara Zetkin’den günümüze uzanan çizginin en yeni temsilcilerinden sayılabilir.
İyi haberlerin aşağı yukarı bu kadar olduğunu söyledikten sonra yukarıdaki kadar iyi olmayanlara, önce uzaydan başlayabiliriz: Türkiye'de yoğun kar-kış görüp de aldanmayınız efendim; çünkü yerküre ve atmosferi ürkütücü bir hızla ısınmaya devam ediyor maalesef ve galiba sayemizde: ABD uzay ve havacılık dairesi NOAA rekor haberini çakmış! Kuzey yarıküremizde bu yıl yaşanan kış, 1881'den bu yana yaşanan en sıcak kış olmuş. Yani, 121 yıllık bir rekorumuz oldu: Rekor mahallerinden bazıları: Asya, Rusya, ABD, İngiltere ve Galler... (Suyumuzun ısınması konusunda illa daha fazla bilgi istiyorsanız, Site'mizin "Meteorolojik durum: 10. Hafta " yazısını tıklayınız lutfen.)
Şimdi de, kanınızı ısıtacak -- ya da donduracak, artık meşrebinize kalmış -- ikinci habere geçebiliriz: Ortadoğu'da 17 aylık intifadanın en kanlı günü, dündü ( 7 Mart Perşembe ).
Ortadoğu’yu iki sayaç üzerinden okumaya çalışalım. Bunlardan biri ölüm sayacı. Diğeri de dirim sayacı.
ÖLÜM SAYACI : Son 24 saat içinde kontör en az 45 kere değişti. Oran: 40 Filistinli’ye 5 İsrailli (Bu ayın ilk 8 günü içinde de en az 101 Filistinli’nin öldürüldüğü açıklanmıştı. Bu, günde 12, her iki saatte bir de 1 Filistinli demek oluyor). Gazze Şeridi’nde bir Filistinli en az 3 İsrailli’yi öldürüp öldürüldü. İsrail misillemesi sırasında Gazze Şeridi’nde en az 11 Filistinli öldürüldü. Kuzeyde, İsrail helikopterleri 2 Filistin polisi ile bir cankurtaran sürücüsünü öldürdü. Batı Şeria’da İsrail kuvvetleri en az 9 Filistinli’yi öldürdü ve Tulkarm kentini yeniden işgal etti. Yaralıları ise sayamıyoruz... Bu arada, İsrail’de veterinerler hummalı bir faaliyete girişmiş ve patlamalardan dolayı panik atak geçirerek altlarını bile tutamaz hale gelen bobilerini Valium’la yatıştırmaya başlamış. Filistin tarafında insanın en yakın dostlarının nasıl yatıştırıldığını ise öğrenemedik...
DİRİM SAYACI: Son 24 saat içinde İsrailli asker direnişçilerin sayısı 315’ten 316’ya; onları destekleyen İsrailli sivillerin sayısı da 2336’dan 2347’ye yükseldi. (www.seruv.org.il)
İsrail’de, bilhassa ulusal birlik koalisyonunda işler iyice karışık. Şaron, hükumetin soldaki kesimi tarafından iyice sıkıştırılıyor. Bu arada, Başkan Bush büyük basiret gösterisinde bulunarak bölgede sonuç alamamasıyla temayüz etmiş, emekli general Anthony Zinni’yi tekrar barış için görevlendirdi. Barış elçisi Zinni’nin, daha önceki iki girişiminden de daha çok şiddet çıkmış olması tefrikacılarınızda bir ürperti husule getirmedi değil. Bilemeyiz, siz ne dersiniz?..
Bir anakonda | İyiye yakın bir haber de Afganistan'daki Anakonda Operasyonu’nun bitmeye yüz tutmuş olması. ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, bu hafta sonunda, bilemediniz gelecek haftanın içinde yılanın avını tam manasıyla yutacağını müjdelemiş bulunuyor. Esasında, 24 saat sürmesi planlanıyordu Anakonda’nın, ama gene Rumsfeld’in ifadesiyle “ölümüne savaşıyor”muş Taliban ve El-Kaide savaşçıları. Ayrıca, kuşatma altına alınan bölgede kaç kişinin öldürüldüğünü de tam olarak bilemiyormuş Rumsfeld. Sayaç iyi çalışmıyor olabilir. General Franks’e “Vietnam bataklığı” lapsusunun boşuna gelmediğini düşünüyor insan. Guardian gazetesinde Martin Woollacott’un yazdığı gibi, normalde askeri |
Gene de, Devlet Bakanı Şükrü S. Gürel öncülüğündeki bir Türk müteşebbis hey’etinin, bölgenin yeniden yapılanması için Afganistan’a ilk çıkarmayı yapmaya hazırlandığını öğrenmek cümlemizi dilhuş etti.
Öte yandan, teşbih yerindeyse, ABD’nin bir anakonda misali dünyayı sarıp sarmaladığını da memnuniyetle öğrendik bugün. Daha önce hiç bulunmadığı yerlerde, bir ileri karakol şebekesi oluşturuyormuş ABD. Karakol listemiz şöyle: Afganistan, Pakistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Gürcistan, Filipinler, Kızıldeniz, Yemen, Sudan (Somali’ye müdahale için hazırlık), Suudi Arabistan, Kuveyt ve Türkiye (Irak’a müdahale için hazırlık).
Bombalar ve tümenlerle daha güvenli bir dünya yaratılamayacağını belirten Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn ise ABD’nin yoksul ülkelere yardım edilmesine karşı çıkması nı alışılmadık derecede sert bir dille eleştirmiş.
Britanya’da, Hind kökenli işadamı Mittal ile Blair hükumeti arasındaki al gülüm-ver gülüm ilişkisi giderek daha da renkli bir hal alıyor. Mittal meğerse eski muhafazakâr hükumet zamanından beri yönetimin maddi ilgisine ziyadesiyle mazhar olurmuş. Ancak, son zamanlarda yükselen sesler Blair yönetimini bir an evvel temize çıkmaya davet ettiğine göre meselenin Enron ayarında bir skandale dönüşeceğini düşünmek pek abartılı olmayacaktır herhalde.
İstanbul’da geçen gün en çok konuşulan konular arasında iki banka soygunu vardı. Soygunlardan birinde öldürülen iki soyguncuyla ilgili ‘hazin’ bir hikaye dolaşmıştı gazetelerde. Soygunculardan biri, babasının 40 milyarlık ameliyat parası için kalkışmıştı soyguna. Hatta, arkadaş uğruna yapılan bir soygunun da anlatıldığı ‘Güle Güle’ filmine atıfta bulunulmuştu. Ancak, bu benzetme doğru çıkmıyor galiba. Yeni haberlere göre, soygunu planlayan kişi öncelikle bir kumar borcunu temizlemek istemişti.Bu durum daha da hazin ya aslında, neyse... (Banka soyguncularının kahramanlaştırılması konusunda merak ettiğiniz her şey için, yine sitemizde "Ah Bir Banka Soysam..." yazısına bakabilirsiniz.)
Hep beraber tekrar ediyor ve bitiriyoruz: Kumar, kötü bir alışkanlıktır.
Devamı haftaya...