Merhaba kâinat!
“Biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiip”... Bazen, alışkanlıkla düğmesini çeviriyoruz FM 94.9’un; hep aynı ses. Ne var ki daha da kötü bir ses geldi akşam saatlerinde Açık Radyo’nun dostları arasından. Radyo’da, Ayın Karanlık Yüzü isimli programı hazırlayan dostumuz Yosi Falay’ın 16 yaşındaki kızı Lara aramızdan ayrılmıştı. Ne yapacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilemez bir halde oturup bomboş yüzlerle birbirimizin yüzlerine baktık. İnanamadık. İnanmaktan başka bir çaremiz olmadığını kabullendik. Sonra bütün isteksizliğimizle gazetelere baktık ve gördük ki;
Soğuk hava dalgası haberleri almamıza rağmen en azından İstanbul’da yumuşak bir hava vardı. Pencereleri açtık ve odaya dolan sokak seslerini dinledik bir süre.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Susurluk davasını 14 mahkumiyetle sonuçlandıran İstanbul 6 No’lu DGM kararını onayladı. Karar oybirliğiyle alındı. Böylelikle, DGM kararında yansıtılan, “Devlet içinde çete var,” görüşü de kabul görmüş oldu.
Ecevit’in Amerika gezisi sürüyor. Görüşmelerden genellikle olumlu bir hava yansıyor, hatta Afganistan’a Türkiye tarafından asker gönderilmesi takdir mevzuu olmuş. Ecevit, Başkan Bush ile görüşmeden önce yardımcısı Dick Cheney ile görüşmüş ki bunun iyiden iyiye özel bir ilgi manasına geldiği yönünde yorumlar yapılıyor. ‘Irak konusu’ gündeme bile gelmemiş bu görüşmede. Bakalım ne zaman gelecek?
Buluşmadan bahis açınca Klerides ile Denktaş arasındaki kordiyal atmosferden bahsetmemek mümkün değil. Güney Kıbrıs’ın lideri ile Türk kesiminin lideri, haftada üç kez biraraya gelerek Ada’daki her iki toplumun da sorunlarını çözme kararına vardılar. Kıbrıs’ın BM elçisi Alvaro de Soto da durumu fevkalade yüreklendirici bulduğunu söyledi.
Tekrar ABD’ye dönersek Bush yönetimi ile müflis Enron arasındaki ilişkiler netleştikçe meselenin büyüklüğü daha da iyi anlaşılıyor. Enron meğer geçen 12 sene içinde federal seçimler için toplam 5.8 milyon dolarlık harcama yapmış. Bu meblağın yüzde 73’ü Cumhuriyetçiler’e gitmiş. 100 senatörün 71’i ve 435 parlamento üyesinin 188’i şirketin bağışlarından yararlanmış.
Bu arada, ABD’nin Taliban ve El-Kaide esirlerine Guantanamo Körfez’indeki üssünde gösterdiği muamele Britanya’nın tepkisini çekmeye başladı. Bunda elbette, esirler arasında Britanyalılar’ın da bulunmasının etkisi var, ama ciddi gazetelerde, büyük büyük harflerle Cenevre Sözleşmesi tekrar hatırlatılmaya başladı bile.
Ecevit’in ABD’de göremeyeceği bir kişi varsa o da Dışışleri Bakanı Colin Powell. Keşmir’e gitti Powell. Felakete doğru gidişin yavaşladığına inandığını söyledi Dışişleri Bakanı. Şimdi esas amacı bu süreci tamamen tersine çevirmekmiş.
Keşmir gibi Ortadoğu da kaynarken Filistin yönetimi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) lideri Ahmet Saadet’i tutukladığını duyurdu. Rehavam Zeevi cinayetinden sonra İsrail’in en-çok-arananlar listesinde ilk sıradaydı Saadet. Tutuklama kararı, FHKC’de tepkiyle karşılanırken İsrail’i ikna etmeye yetmedi. İsrail yönetimi, Saadet’i demir parmaklıklar arkasında kendi gözlerimizle görmedikçe inanmayız, diyorlarmış.
Eczacıların, fiyatların yüzde 10 indirimini protesto etmek amacıyla başlattıkları dükkan kapama eylemi sona ererken Devlet Bahçeli sivil eyleme destek verdi... Evet, öyle olmuş. Bahçeli, Sağlık Bakanı Osman Durmuş ile konu hakkında başbaşa görüşmediği gibi, uzlaşma araması talimatını da vermiş.
Boş, bomboş gözlerle bakınırken bunları gördük. Bir gün döner tekrar okuruz, unutmayalım, diye not ettik.
Devamı yarın...
Ömer Madra – Şerif Erol