Merhaba kâinat!
Kar yağarken ve İstanbul’da okulların açık olacağı söylenirken ve sonra karın şiddeti artınca talebelere okullarının tatil olup olmayacağını öğrenmek için sabah 6’daki haber bültenini izlemeleri tavsiye edilirken ‘Amerikan Sabahı’ programında günaydın dileklerinin arasında bir de bomba patladı. Tanınmış sunucu Paula Zahn, ABD Dış İlişkiler Konseyi Üyesi, BM Silah Denetmeni (Irak’ta da bulunmuştu) ve Büyükelçi Richard Butler ile yeni bir kitap hakkında konuştu. Yeni bir kitap!.. Fransa’da henüz yayınlanmış, ismi belirtilmeyen, ama içindekilerden hayretle bahsedilen, yepyeni bir kitap!.. Amerikan yönetiminin Taliban yönetimiyle -elbette Kalıcı Özgürlük Operasyonu’ndan önce- yaptığı bir ‘halı’ pazarlığını anlatıyor kitap. Müstafi FBI Başkan Yardımcısı John O’Neill’in kitabın yazarlarına anlattıklarına göre, Bush yönetimi göreve gelmesinden kısa bir süre sonra El-Kaide örgütü ve Afganistan’daki terörizm konusundaki FBI soruşturmalarını askıya alıyor, bunun üzerine FBI Başkan Yardımcısı John O’Neill bunu protesto ederek istifa ediyor ve ABD temsilcileri Taliban’a şunu söylüyor: “Size ya altın ya da bombalardan oluşan bir halı vereceğiz. Seçim sizin.” Altın halıdan kastedilen; Orta Asya petrolü. Yani, Afganistan’ı boydan boya katedip Pakistan kıyılarından geçen bir boru hattı. Program konuğu Richard Butler’a göre, bu büyük bir ‘ödül’dü. Çünkü, Rusya engelini aradan çıkaran bu formül sayesinde Orta Asya petrolü çok ucuza ve çok daha kolay taşınabilecekti.
Taliban’ın bu ‘altın teklifi’ neden kabul etmediği bilinmiyor, ama diğer seçenek halı bombardımanından ne kastedildiği artık malum (programın konuşma dökümünü (8 Ocak, 9 Ocak) ve FBI soruşturmalarının askıya alındığını daha önce de ifade eden Ruppert’ın metnini Açık Site’de bulmak mümkün).
Halı bombardımanından ne kastedildiği artık malum, dedik; mesela otlar kastediliyor olabilir mi? Afganistan’da bombardıman devam ederken onbinlerce kişi açlıktan ot yiyor. Ülkenin kuzeyindeki dağlık Abdullah Gan bölgesinde bulunan Bonavaş köyünde tek yiyecek türü, dövülmüş ot çorbası. Guardian’dan Ravi Nessman’ın, Bonavaş’tan verdiği haberin ilk iki paragrafını aynen alıntılıyoruz: “Bonavaş köyü yavaş yavaş açlıktan ölüyor. Taliban kuşatması ve yıllarca süren kuraklığın etkisi altında talmış bu uzak dağ köyü, ottan ve bitmek üzere bulunan arpa buğdayından yapılmış ekmeklerle beslenmeye çalışıyorlar. Bebeklere, annelerinin sütleri kuruduğu için ot lapası yediriliyor. Dişi olmayan ihtiyarlar da otları toz haline getirerek yemeye çalışıyorlar.
Çok sayıda insan öldü. Daha fazla sayıda da hasta var. Hemen herkes ishal ve sürekli öksürüyor. Pek çok kişi ayakta duramayacak kadar zayıf. Onların dışındakiler de evlerinden çıkamıyorlar. Bazı çocukların karınları şişti. Ağrı dayanılmaz hale geldiğinde, anneleri şişkinliğin baskısını azaltmak amacıyla çocukların karınlarının etrafına kilim sarıyorlar. Zayıflıktan hareket edemeyecek hale gelmiş birisi vardı burada. Geçen hafta kör oldu.”
MAKAS ARTIĞI:
Gazze şeridinde çıkan çatışmada, 2 Filistinli ve 3 İsrail askeri öldü.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, “Irak’a müdahale, yeni bir çıbanbaşının Ortadoğu’da yaratılması anlamına gelir. Önemli olan, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasıdır,” dedi.
Avustralya’da yetkililer, orman yangınlarının en kötü kısmının atladıldığını açıkladılar.
Nijerya’nın kuzeyinde meydana gelen bir trafik kazasında, çoğu bir düğüne gitmekte olan 50 kişi öldü.
Devamı yarın...
Ömer Şerif - Şerif Erol