ABD Ankara'ya göz yummamalı

-
Aa
+
a
a
a

Andrzey RYBAK / Hendrik KAFSACK

Türkiye ile ABD arasındaki belirtiler, yumuşamayı gösteriyor. Birkaç gün önce ABD askerleri tarafından Kuzey Irak'ta tutuklanan Türk askerleri serbest. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bile bu konuda uzlaşmacı sözler söyledi. Özkök, Türk ve Amerikan orduları arasında yaşanan en büyük güven krizinin aşıldığını, bu olayın Türkiye yöneticilerine büyük baş ağrıları yaşattığını, ulusal onurun sonuçta ilişkiler kadar önemli olduğunu söyledi.

Ancak Türkiye'nin ABD ile ilişkileri, bu son krizin aşılmasından sonra da sorunlu olmaya devam ediyor. Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi ve buna bağlı olarak Kuzey Iraklı Kürtlerin güçlenmesi, bir zamanlar çok iyi olan ilişkileri ciddi bir şekilde zora sokabilir.

Ancak her şeyden önce Türk birliklerinin Kuzey Irak'taki faaliyeti bölgedeki durumu istikrarsızlaştırıyor. Bu nedenle Amerikalılar, bu tehlikeyi önlemek için her şeyi yapmak zorunda.

Türklere karşı yapılmış bir uyarı

Türkiye'nin Irak'ın Kürt bölgelerine ilgisi sürpriz değil. Ankara, bağımsız bir Kürt devleti kurulmasından korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmuyor. ABD ile Türkiye arasında, bu yüzden daha savaşın başlamasından önce ciddi görüş ayrılıkları yaşandı.

ABD önce, Türk ordusunun Kuzey Irak'ta bir tampon bölge oluşturmasına karşı çıktı. Meclis bunun üzerine, Türk toprakları üzerinde Saddam Hüseyin'e karşı bir kuzey cephesi açılmasını reddetti. ABD, Türkiye'ye söz verdiği ekonomik yardımın bir kısmını kesti.

Ancak Ankara, Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasından bu yana güney sınırındaki gelişmeleri kuşkuyla izliyor. Türkiye, Iraklı Kürtlerin, daha fazla özerklik elde etmek için Türkiye'de yıllardır mücadele veren kardeşlerini desteklemelerinden korkuyor. Ankara, Saddam iktidarda olduğu sürece Irak'taki Kürtlerin otonom yönetimine karşı çıkmıyordu. Kürtler nihayetinde Kerkük'teki petrol yataklarını işletme imkânına sahip değillerdi.

Ancak Saddam rejiminin devrilmesinden sonra petrol, PKK'nın finansmanına bir zemin teşkil edebilir. Kuzey Irak ayrıca, Türkiye'deki Kürt asilerin geri çekilebilecekleri bir bölge haline gelebilir. Talabani ve Barzani yönetimindeki Iraklı Kürtlerin geçtiğimiz aylarda güçlenmeleri bu nedenle Türk ordusu ve milliyetçileri arasında güçlü şüphelerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Türk ordusu, Kürtlere karşı verdiği mücadelede sınırda durmadı. İstihbarat elemanları ve özel timler uzun zamandan beri Irak'ta operasyonlar gerçekleştiriyor. Türk birlikleri Saddam'ın Kürt bölgelerinde kontrolü kaybetmesinden bu yana PKK savaşçılarını Kuzey Irak'ta takip etti; tutukladılar ya da öldürdüler. Türkiye'deki Kürtlerin mücadelesine sempati gösteren gruplar korkutuldu, köyleri tahrip edildi. Washington bu eylemleri uzun süre sessizce izledi.

Ancak güncel durum buna artık izin vermiyor. Zira Türkiye, Kürdistan'daki özel birlikleriyle Irak'ta zaten kırılgan olan durumun daha fazla istikrarsızlaştırılması yönünde bir tehdit teşkil ediyor. Bu nedenle Türk askerlerinin Kerkük Valisi'ne karşı suikast düzenleme zannıyla tutuklanmaları, Türklere karşı zamanında yapılmış bir uyarı. Washington, müttefikinin, kendisine karşı çalışmasına izin veremez.

Taviz verme sırası Türkiye'nin

Bu bağlamda Türk birliklerinin Kerkük Valisi'ni öldürmeyi gerçekten planlamış olup olmadıkları bir anlam ifade etmemekte. Bu birlikler, yalnızca Kuzey Irak'taki varlıklarıyla bile Amerikalılar için sorun teşkil etmekte. Zira ABD'nin Irak nüfusu içindeki en önemli müttefiki olan Kürtlerle ilişkilerini zora sokmakta. Kürtler şu ana kadar Amerikalı askerlerin örnek ortakları oldu. Onların yaşadığı bölgede Amerikan ordusuna ya da tesislerine karşı herhangi bir saldırı olmadı.

ABD şimdi, Türkiye'nin davranışını değiştirmesi için nüfuzunu kullanmalı. Ankara, Washington'a teşekkür borçlu. Amerikan politikası geçtiğimiz yıllarda Türklerin AB'ye katılımını destekledi. Bush, bu ülkenin entegre edilmesini isteyerek daha geçtiğimiz yıl bazı Avrupalı ortaklarına gözdağı verdi. ABD, Türklerin ağır mali krizden çıkmalarına yardımcı olmak için IMF ve Dünya Bankası'na da baskı uyguladı. Şimdi artık Türkiye'nin taviz verme zamanı. Ancak eğer Türkler, komşu ülkedeki operasyonlarında ısrar ederlerse, Bush, Türkiye üzerindeki baskıyı belirgin bir şekilde artırmalı. Ankara, geçen haftaki tutuklamalarla yeterince uyarıldı.

(Orjinali FT'nin Almanya baskısında 8 Temmuz 2003'te, Türkçe çevirisi Radikal gazetesinde yayımlanmıştır.)