"Bu savaş mutlaka önlenmelidir" diye yazıp çizerken "maksadımız" klasik bir "anti-savaş" söyleminin dillendirilmesi değildir. Bu savaş bilinen, görülen, daha önce yaşanan savaşlardan değildir. Bir bölgede başlayıp biten, evlerin-barkların yıkıldığı, insanların öldüğü, sonra da bir şekilde "ateş-kes" anlaşmaları ya da "barış görüşmeleri"yle bitecek ve sonra da unutulup gidecek savaşlardan değildir.. Yalnızca Irak'ta, yalnızca yaşadığımız bu bölgede, Orta ve Yakın Doğuda değil, bütün bir dünyada ateşinde herkesi yakacak bir cehennemdir yaklaşan. Bu savaş bir "intikam" savaşıdır.. Başlangıcı 1991'deki "Çöl Fırtınası" savaşına kadar uzanan bir süreçtir bu.... O savaşta, ABD'nin ve koalisyon ortaklarının haklı olup olmamalarının bugün fazlaca önemi yoktur.. O savaş, bugün, bütün bir Ortadoğu'da "neden"leriyle değil, yol açtığı "sonuç"larla anılmaktadır artık.. Ölen siviller ve ardından gelen ambargoyla "hiç büyümeden kalan çocuklar.." Ve bölgede "sürekli kalan" Amerikan varlığı... 1991 savaşı, dünyada, bütün savaşların en tehlikelisi olan "misillemeler" zincirini ateşlemiştir.. 1993'te Newyork'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan ilk büyük saldırı, ABD hedeflerine planlanan başka terör eylemleri ve bu eylemlerin yol açtığı "şiddet"e paralel misilleme bombardımanları..Ve nihayet.. 11 Eylül.. İnsanlık tarihinin en büyük terör eylemi.. Şimdi sıra yeniden ABD'nin misillemesinde.. Bu misilleme, son eylemin "şiddet"ine paralel olacaktır.. Irak, bunun için vurulacaktır..Kimse, "11 Eylül'ün arkasında Irak var mıydı?" sorularının yanıtını aramasın boşuna.. Evet, Irak, belki, 13 yıl önce bütün bu sürecin sebebi olan ülkeydi.. Ama, ABD açısından bugün nerede durduğu çok da önemli değildir.. Misillemenin mantığı yoktur. İkiz Kuleler'de ölenlerin de olup bitenlerle hiçbir ilgisi yoktu.. Ama vuruldular.. Korku verici olan da budur zaten.. Bundan sonraki "missilemeler"in şiddetini, yerini, yurdunu tahmin etmek aklın sınırlarını zorlayabilir.. Irak'a düşecek ilk füze, cehhenemin fitilini ateşleyecektir. Geriye dönüşü mümkün olmayan ve hızla yayılan bir yangın başlayacaktır..Korkun bu yangından.. Ve durdurun bu yangını.. Önleyin bu savaşı.. Adına ister "Medeniyetler Savaşı" deyin, ister "Bütün Savaşların Anası"... Bu gelen "kıyamet"tir..
* * *
Yalnız o da değil.. Irak'a düşen ilk füzeyle birlikte, Ortadoğu'dan yayılarak bütün bir dünyaya "şiddetli bir radikalizmin" hakim olacağını da söylemek kehanet olmaz..Başta Türkiye, İslami duyarlılıkların çabuk harekete geçirilebildiği ülkelerde, radikal İslam'ın, ılımlı İslam'ı yerleştirme çabalarını bile ezip geçme tehlikesi kapıdadır.. Avrupa, rüya olmaktan bile çıkar gider kâbusların gölgesinde..
* * *
Biliyorum.. Bir "Karabasan Senaryosu" okudunuz.. Ama, başka çaresi var mı derin uykulardan uyanmanın.. Evet, Saddam bir diktatör.. Evet, Ortadoğu'da demokrasi ve insan hakları ayaklar altında.. Ama, bu coğrafyada sorunları şiddetle çözmeye çalışmanın, her zaman daha büyük ve daha kanlı bir şiddet iklimine davetiye çıkardığını öğrenemedi mi insanlık? Başka çözüm yok mu? Şimdi ABD'nin savaşa destek için "savaş tanıtım fonu"na "katkı payları" ayırdığı fısıldanıyor kulaklara.. Biz onun üzerinde durmuyoruz.. Ama dünkü önerimizi yineliyoruz.. Bu savaş önlenene kadar da yinelemeye devam edeceğiz Bu savaşı her kim destekliyorsa bu ülkede, her kim ki parsadan pay almayı hesaplıyorsa ülke adına, her kim ki, "üç koyup beş alalım", "masada bulunalım" diyorsa ısrarla ve iştahla.. Yazanı, çizeni, gazete sayfalarında ve ekranlarda yorumlar düzeni.. Yazsınlar sözlerinin ve yazılarının altına çocuklarının isimlerini de.. Ya kendi çocukları adına konuşsunlar.. Ya da sussunlar sonsuza kadar!