5 Eylül 2005
Ancak bu kutlamalar sırasında onaylanması beklenen, örgütün işleyişine ilişkin reform planları üzerinde süren pazarlıklarda hâlâ bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Reform paketi üzerindeki başlıca tıkanıklık noktasını, Amerika Birleşik Devletleri tarafından getirilen değişiklik önerileri oluşturuyor.
Dünya liderlerini buluşturacak zirveye kısa süre kala Washington yönetimi, bu tür güçlükler çıkardığı için eleştirilerin hedefi durumunda.
Genel Sekreter Kofi Annan, liderler zirvesi öncesinde, BBC Dünya Servisi'ne özel bir mülakat verdi.
Örgüt yapısındaki değişiklikler ve Birleşmiş Milletler'in aslî hedefleri konusundaki soruları yanıtlayan Annan, 14 Eylül'de yapılması öngörülen liderler zirvesi öncesinde Washington'un tutumunu şöyle değerlendirdi.
"Aldıkları tutumu, diğer üyelere de açıklamak zorundalar. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Başkan Bush'la yaptığım görüşmelerde reform yapılması gerektiğine inandıklarını vurguladılar. Condoleezza Rice, yapıcı davranacaklarına, bizimle işbirliği yapacaklarına ve reformun ihtiyacına inandıklarına güvence verdi. Nihaî metinde yer alacak herşeyden hoşnut olmadıkları ortada. Ama önemli bir liderlik pozisyonları var. Ayrıca bu zirvenin de ev sahibi ülkesi Amerika."
Büyükelçi John Bolton'un istediklerini elde edememesi durumunda reform belgesini imzalamayacağını söylemesine Annan, "Bir uzlaşma yolu bulunmalı" diyerek yanıt verdi.
"Geçen hafta New York'ta üye ülkelerle görüşmeler yaptım ve onlara, hiçbir ülkenin istediği herşeyi tam olarak elde edemeyeceğini söyledim. Azınlıktaki bir grubun, mantıksız şekilde muhalefet etmesine izin verilmemeli."
BBC Dünya Servisi'ne verdiği özel mülakatta Kofi Annan, Washington yönetiminin muhalefetinin, Birleşmiş Milletler'in Bin Yıl Hedefleri arasında tanımlanan, yoksullukla mücadele planlarını etkilememesini umduğunu belirtiyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kendisini böyle bir konuma sokmak istemeyeceğini vurguluyor.
"Amerika Birleşik Devletleri kendisini bu şekilde bir köşeye sıkıştırırsa çok şaşırırım. Yoksulların daha iyi yaşamasına, insanların onuruna saygı gösterilmesine karşı çıkan bir ülke olmak istemeyeceklerdir."
Katrina kasırgasının yarattığı yıkım ve yardım çalışmalarına Birleşmiş Milletler'in nasıl destek verdiği sorusuna Annan, "Bu tür felaketlerde düzenli bir çalışma yürütmek güçtür" dedi ve şunları ekledi.
"Şu anda önemli olan, 'felaketzedelere yardım için daha erken davranılsa ne olurdu, ne yapılması gerekirdiyi' tartışmak değil, ihtiyacı olanlara yardımı bir an önce ulaştırabilmek. Biz çok erken aşamalardan itibaren yardım önerisinde bulunduk. Bu tür büyük felaketlerde, yardım çalışmalarını düzenlemek konusunda büyük deneyime sahibiz. Şu anda Washington'da bir ekibimiz var ve ne tür bir katkıda bulunabileceğimizi tartışıyorlar."
Kofi Annan'ın önündeki sorunlar sadece reform planları ya da Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kasırga felaketi değil.
Birleşmiş Milletler'de "Gıda karşılığı petrol" programıyla ilgili yaşanan skandalla ilgili hazırlanan raporun yayınlanması öncesinde, Genel Sekreter Annan da baskı altında. Kofi Annan, bu raporda örgüte yoğun eleştiri geleceğini düşünüyor.
"Bana, Güvenlik Konseyi'ne, Irak hükümetine çok fazla eleştiri yöneltileceğini düşünüyorum. Sonuçta, Irak söz konusu olduğunda hiçkimse büyük bir başarıdan söz edemez. Birleşmiş Milletler pekçok çalışmayla görevli. Gıda karşılığı petrol programı bize fazladan verilmiş, üstlenmemiz istenmiş bir çalışma. Dürüst olmak gerekirse, bu programın bize hiç verilmemiş olmasını isterdim. Umarım Birleşmiş Milletler, bir daha hiç bu tür bir görevi üstlenmek zorunda bırakılmaz."
http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/09/050905_bbc_annan.shtml