Eko-Çöplük

-
Aa
+
a
a
a

Böyle olmayacaktı. İklim bilimciler bize kışlarımızın daha yağmurlu yazlarımızın daha kurak olabileceğini söylediler. Yani bu sellerin iklim değişikliği yüzünden olduğunu veya söz konusu modellerle uyumlu olduğunu da iddia edemem. Ancak bize, henüz gelmemiş Noel’in hayaleti** gibi, eğer kendimize çeki düzen vermezsek, ileride yaşayacağımız kışlardan bir sahne sunuyor.Yükselen deniz seviyeleri ve daha fazla kış yağmuruyla (ve hatırlayın, ağaçlar uyurken ve toprak suya doymuşken yağmurun gidebileceği pek az yer vardır) oluşmuş seller bahar mevsiminin yükselen sularıyla aynı zaman denk gelince tam bir felaket formülümüz oluyor. Şimdi, bölgesel sellerin, hayati hizmetlerimizi nasıl felce uğrattığını ve acil durum çalışanlarını nasıl alt ettiğini görüyoruz. Ancak, yayımlanan makalelerde öngörülen bazı olayların yanında, bu ay yaşadıklarımızın sözü bile olmaz. (1) Asıl politik mücadelemiz Grönland ve Batı Antarktika’daki buz örtüsünün kırılmasını önlemek için olmalı. Şimdi iklim değişikliği ile ilgili sorulmaya değer tek soru, “nasıl?”.  Bu soruya bir cevap veren düzinelerce yeni kitap çıktı: dünyayı “daha iyi ve yeşil bir hayat tarzı” benimseyerek kurtarabiliriz. Örneğin geçen hafta, Guardian’da, çok zengin bir çevreci olan Zac ile evli olan Sheherazade Goldsmith’in bize “doğanın limitleri içinde yaşamayı” öğrettiği yeni kitabından bir alıntı yayımlandı. (2) Çok basit: sadece kendi ekmeğini, tereyağını, peynirini, reçelini, turşunu yap, süt için bir inek besle, birkaç domuz, kazlar, ördekler, tavuklar, arı kovanları, bahçe ve bostan. Peki, daha ne bekliyorsunuz?

Ayrıca kitabı pek çok faydalı tavsiye de içeriyor ve son derece anlaşılır, mütevazı, samimi ve bilgili. Ama siyasi değişim için lobi yapmak konusunda tek bir söz yok; gezegeni kendi mutfağınızda kurtarabilirsiniz, -eğer sonsuz vaktiniz ve oldukça büyük bir toprağınız varsa. Bunu trende okurken, diğer bir yolcu, bir göz atmak için izin istedi. Bir an göz gezdirdikten sonra sorunu yedi kelimede özetledi: “Bu tür şeyler çalışmayan insanlar için uygun.”Bunların hiçbiri mesele olmayabilirdi, eğer Guardian geçen hafta Goldsmith’in fotoğrafını, bize yeşil yaşamayı öğreteceği sözüyle beraber manşete koymasaydı. Medyanın güzellik, zenginlik ve ün takıntısı, dokunduğu her konuyu çarçur ediyor, ama hiçbirini yeşil politikalar kadar değil. Çevreciliğin esas ihtiyacı ile, okuyuculara kendini daha iyi hissettiren ve köy mutfaklarını pazarlayan ‘yaşam tarzı’ gazeteciliği arasında özlerine dair bir çelişki var ki, bu da daha az tüketmemizin gerekliliği. “Bu değişikliklerin hiçbiri bir şeyden feragat etmek anlamına gelmiyor” diyor bize Sheherazade. “Daha dikkatli olmak bir şeylerden vazgeçmek değildir.” Ama öyle: eğer örnek oysa, başkalarının hiç yokken sizin birden fazla eviniz olması demektir. Medya ve reklamcılar için rahatsız edici olan bir şeylerden vazgeçmek, yeşil hayat tarzının esas unsurudur. Goldsmith’in kitabının etik alışveriş bölümünde, bize organik, mevsiminde, yerel, sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir tüketim tavsiye ediliyor, ama daha az tüketmek hakkında tek bir söz yok.Yeşil tüketicilik gezegenin salgın hastalığı haline geliyor. Sadece satın aldığımız zararlı malları daha az zararlı olanlar ile değiştirmek söz konusu olsaydı bunu savunabilirdim, ama iki paralel pazar gelişiyor; biri etik olmayan ürünler, diğeri de etik ürünler için ve ikincisindeki gelişme ilkinin gelişmesini çok az önlüyor. Şimdi bir eko-çöplükte boğuluyoruz. Geçtiğimiz altı ayda, ardiye dolabımız şimdilerde çevreci aktivitelerin mecburi hediyeleri olan, organik pamuk torbaları, ginseng çayı paketleri, jojoba yağlı banyo tuzları ile doldu taştı.  Geçen hafta The Telegraph, okuyucularına gezegeni kurtarmak için savaşmayı bırakmamalarını söyledi. “Hâlâ umut var ve orta sınıf, çöp öğütücüleri, ekolojik aletleri ile yolu açacak.” (3) Bazı faydalı önerilerde de bulunuyor; 74.99 pounda, güneş paneli, elektroliz cihazı, yakıt pili de dahil olan hidrojenle çalışan model yarış arabaları gibi.(4) Kim bilir üretiminde hangi nadir metaller, hangi enerji yoğun işlemler kullanıldı. (4) Çevre bilinci adına sadece sermaye fazlasına yeni fırsatlar yarattık.

Etik alışveriş bir başka sosyal statü göstergesi haline gelme tehlikesi altında. Evlerini izole ettirmeden önce güneş panelleri, mini rüzgâr tribünleri alan insanlar tanıyorum; kısmen bu tür aygıtlara düşkün oldukları için, ama sanırım kısmen de herkes onların ne kadar vicdanlı (ve ne kadar zengin) olduklarını düşüneceği için. Bize sık sık bu tür ürünler almanın bizi çevre meseleleri hakkında daha geniş düşünmeye teşvik edeceği söylendi, ama aslında daha çok depolitize olmak demek. Yeşil tüketicilik kolektif eylemin yerine ikame ediliyor, oysa hiçbir politik mücadele alışverişle karşılanamaz.

Orta sınıf yaşamını yeniden biçimlendiriyor, yeşil yaşam tarzı için kendileriyle gurur duyuyor ve eskisi kadar çok satın almaya ve uçmaya devam ediyorlar. Tüm dünyanın bir dinmiş gibi yeşil ürünler satın aldığını ve karbon emisyonlarının artmakta olduğunu görmek kolay.Yeşil tüketimcilerin söylediği gibi, pek çok insanın yükselen yeşil hayat tarzını asık yüzlü püritanizmden daha çekici bulduğu doğru. Ama aynı zamanda dışlayıcı da olabilir. Çaresizce kendi küçük çiftliklerini kurmaya çabalayan pek çok çiftlik işçisi ve kiracısı ile tanıştım, ama ‘horsiculture’ diye adlandırdıkları midilli yetiştirmek ve hobi çiftliği olarak satın alınmış küçük tarım arazilerinin sahipleri tarafından dışlanıyorlar. İkramiyeler organik yaşam tarzını satın almak için kullanılırken, Surrey ve New Forest gibi yerlerde çiftliklerin dönümü 30,000 pounda kadar çıkıyor. (5) Sütçü kıyafetli yeni sahipler, dışlananlara nasıl tereyağı yapılacağını anlatırken, çevreciliği seçkinlerin gelip geçici bir hevesine çevirme riski ile karşı karşıyalar. Yeşil tüketiciliğe karşı çıkın ve ukala, can sıkıcı, oyunbozan, felaket tellalı olun. Yeni, pırıltılı, organik dünyaya karşı, yavan ve sıkıcı sınırlamaları gündeme getirmek zorundasınız: karbon kotası, sera gazı salımlarında kısma, daha zorlayıcı inşaat yönetmelikleri, otoyollar için yeni taşıt vergileri. Hiçbir renkli gazete ilavesi bu konuda bir makale yayımlamayacak. Hiçbir rock yıldızı, karbon kotasıyla kolay kolay var olamaz.Ama ne yazık ki, bu sellerin getireceği felaketi önlemek için, sadece yeşilcilik oynamak yerine, böyle önlemler ve bunları getirecek uzun soluklu, zor bir siyasi mücadele gerekiyor. Bu yeşil tüketicilik, sadece, var olan tüketime bir ek olacağına, tamamen onun yerine geçerse uygulanabilir. Zor politik seçimler yapılmak zorunda, kalburüstü sınıf ve tüketim alışkanlıkları pohpohlanmak yerine dizginlenmeli. Yeşil gündemi benimseyen multi milyonerler aniden bir başka acil amaç keşfedebilirler.

* Fotoğraf: Matt Cardy, Getty Images** ç.n: Yazar, Dickens’ın ünlü romanı A Chirtmas Carol’ın (Bir Noel Şarkısı) baş kahramanı Scrooge’ı Noel vakti ziyarete gelen ve "The Ghost of Christmas Yet To Come" olarak anılan karaktere gönderme yapıyor.Kaynaklar:

1. James Hansen, 2007. Climate Change and Trace Gases. Philiosophical Transactions of the Royal Society – A. Vol 365, pp 1925-1954. doi: 10.1098/rsta.2007.2052.

2. Sheherazade Goldsmith (Editor in chief), 2007. A Slice of Organic Life. Dorling Kindersley, London.

3. Sarah Lonsdale, 19th July 2007. “Take the online test to find out your footprint.” Daily Telegraph.

4.  http://shop.tangogroup.net/PDF/H-Racer%20002.pdf

5. http://www.lawsonfairbank.co.uk/pony-paddocks.asp

Makalenin İngilizce aslına ulaşmak için tıklayın