"Umut eylemdir!"

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin Nereye Doğru? köşesinde bu hafta Cengiz Aktar programa Pandora’nın kutusu miti üzerinden umut tartışmasıyla başladı.

Ömer Madra: Günaydın Cengiz.

Cengiz Aktar: Hayırlı sabahlar. Pandora’dan başlayalım mı?

Zeus, Tanrıçalar gibi güzel olan Pandora’yı, Prometheus’un ikizi olan Epimetheus‘a bir kutuyla/küple gönderir. Kapıyı çalan Pandora’nın güzelliğinden büyülenmiş olan Epimetheus, onu evine alır ve ertesi gün onunla evlenir. Söz konusu kutuyu/küpü açmasını Pandora’nın kulağına fısıldayan Zeus’un, artık insanlıktan intikam alma zamanı gelmiştir. Zeus sayesinde kutuyu/küpü (Pandora’nın kutusunu) açan Pandora, dünyaya mutsuzluğu salıvermiştir. Böylece kötülükler insanlığa yayılmıştır.

Efsaneye göre Pandora, Epimetheus‘la evleniyor. Zeus'un Pandora’nın çeyizine dahil ettiği bir kutu var. O kutuda da bir sürü melanet var. Epimetheus kutuyu açıyor ve bütün kötülükler dünyaya yayılıyor. Delilik, sefalet, hastalık, savaş, kıtlık, iklim değişikliği… Zeus kutudan kaçamayacak kadar yavaş olan o son kötülüğün çıkmasını engelliyor. İşte o kötülük meşhur Umut.

Bir kitap okudum. Fransa'daki edebiyat ödüllerinden biri olan Goncourt Ödülü’nü 2020’de kazanan Hervé Le Tellier yazarın kitabıydı. L’Anomalie [Anormallik] eserinde yazar, “Umut tüm kötülüklerin en kötüsüdür. Bizi harekete geçmekten alıkoyan umuttur, insanların bedbahtlığını uzatan umuttur, çünkü aksine işaret eden tüm kanıtlara rağmen “’Her şey güzel olacak’ dedirtir?” diyor. Şimdi Açık Radyo’nun bahçesinde de böyle bir söz var değil mi?

Ö.M.: Evet, bizim bu avlumuzda Greta Thunberg’in bir grafitisi var. Altında da “Umut Ölür, Eylem Başlar” yazıyor.

Özdeş Özbay: Michael Löwy buna “devrimci kötümserlik” diyor.

Ö.M.: Greta Thunberg’in yeni kitabı The Climate Book’ta da var. 421. Sayfada “Umut bir ihtiyaç ancak bu harekete geçmekle olabilir. Bir şey yapmakla olabilir” notu var.

C.A.: Bekleyerek bir şey olmuyor. Bu Türkiye'nin içinde bulunduğu halet-i ruhiyeye çok benziyor. Sadece İklim değişikliği konusunda değil, hükümet değişikliği konusunda da aynı şey söylenebilir. O yüzden Pandora’nın hikâyesi her zaman güncel.

Ö.M.: Chris Hedges yıllar önce “Bir bedeli vardır umudun. Öyle rahat, kolay bir şey değildir. Kişisel risk almayı da gerektirir. Umut eylemdir. Bir şey yapmaktır” diyordu.

C.A.: Her zaman hatırlatmakta fayda var.

Ukraynalı mülteciler ve Ukrayna’ya askeri yardım

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği son rakamları açıkladı. 44 milyonluk nüfusun 17 milyonu yerinden olmuş. Ya ülke içinde başka yerlere, genelde ülkenin Batısına doğru ya da başka ülkelere kaçmışlar. Bu ülkelere Türkiye de dahil ama Ukraynalılar Türkiye'de çok fazla kalmamış. Öyle anlaşılıyor. Ankara'daki Ukrayna Büyükelçiliği’nin verdiği bilgi bu yönde. Çünkü burada iş bulamadılar. Açıklamada “Rahat edemediler ve başka ülkelere gittiler” dendi. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük mülteci dalgası.

Ö.M.: Aynı zamanda iklim kaynaklı göçlerde de muazzam bir artış bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler kuruluşları da net olarak söylüyor.

C.A.: İklim mültecileri tartışması çok yavaş başladı, yavaş da ilerliyor.

Ö.Ö.: Bu resmî olarak kabul edilmeyen bir kavram. Kullanıyor ama böyle bir mülteci grubu olduğu kabul edilmiyor.

C.A.: Birleşmiş Milletler'in içinde bulunan devletler tanımıyor. 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin özü bu. Ama hep altını çizdiğimiz gibi, hâlihazırda ve potansiyel o kadar çok iklim mültecisi var ki dünyada, devletler asla ellerini taşın altına koymak istemiyor.

Ö.M.:The Guardian gazetesinde dünya genelinde şu anda 100 milyonun üstünde mülteci olduğu, bunun iklim krizi nedeniyle daha da artacağı ve hükümetlerin derhal harekete geçmesi gerektiği yazıyordu.

C.A.: Ukrayna'yla ilgili diğer bilgi, bu yılbaşıyla birlikte gelen tank transferleri meselesi. Pek çok ülke nihayet Ukrayna’ya kendisini savunması için ve işgal altındaki bölgeleri geri alabilmesi için teçhizat ve özellikle tank vermeyi kabul etti. 22 Ocak'ta Fransız-Alman zirvesi var. Savaş bittikten sonra Almanya ve Fransa arasında bir dostluk antlaşması olarak imzalanan Elysee Antlaşması’nın 60. yıl dönümü. 22 Ocak, 60. yıl dönümü. Orada Macron'un Almanya’ya leopar tankları konusunda telkinde bulunacağı söyleniyor. Bu arada Britanya da tank vermeye karar verdi. Yani herhalde 2023’te savaşın gidişatı değişecek. Rusya'dan gelen bilgiler hiç iç açıcı değil. Tuhaf bir şekilde yumuşak bir kış geçiyor. Rusya'nın doğal gazdan elde ettiği mali kaynaklar da birebir etkilemiş vaziyette.

İsveç’in NATO üyeliği

İsveç’in yeni hükümeti Türkiye’yle görüşmeler yapıyor. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği için Macaristan ve Türkiye’nin onayı gerekiyor ama iki ülkede de bu süreç hâlâ sürüncemede. Fakat Budapeşte, Ocak’ta onaylayacak. Ankara ise “hayır” diyor. Macaristan'ın üyelikleri onaylama konusunda bir talebi yok.

İsveç’in yeni Dışişleri Bakanı Tobias sürekli vaatlerde bulunuyor. Yakın zamanda Anadolu Ajansı'ndan bir grup gazeteciyle konuşmuş. “Türkiye'yle el ele çalışıyoruz. Çok iyi gidiyor” gibi birtakım laflar etmiş. Bu da İsveç'te basına yansımış. İsveç basını da Tobias’a bunu sormuş.

Geçen hafta sonu büyük bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Finlandiyalılar ve başka ülkelerden savunma yetkilileri de katıldı. Orada İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Ankara “Veremeyeceğimiz, vermek istemediğimiz şeyleri istediğini söylüyor" dedi. “Türkiye'nin taleplerinin hepsini karşılayamayız” diye bir çıkışta bulundu. Bu mesele artık İsveç iç politikasını engeller hâle gelmiş vaziyette.

NATO Genel Sekreteri de o toplantıda “İsveç ve Finlandiya'nın katılım protokollerinin tamamlanacağına ve tüm NATO üyelerinin katılım protokollerini meclislerinde onaylanacağına inanıyorum” diyerek topu yine Ankara'ya atıyor. Aslında bu ülkeler iki büyük NATO müttefikinden, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’tan güvenlik garantisi almış durumda. Eğer kendilerine bir saldırı olursa bir NATO’nun kendilerine saldırı olmuş gibi addedip beşinci maddeyi çalıştırması konusunda taahhüt verdiler.

Akdeniz’de fosil yakıt gerilimi

Ankara’yla bağlantılı meselelerden biri de Girit'in Batısında ve Güney Batısında, fosil yakıt arama çalışmaları. Türkiye'nin Libya'yla 2019’un Kasım ayında imzaladığı Deniz Alanları Paylaşımı Anlaşması vardı. Girit Adası'nın batı ucunda ABD’nin 6. Filosu’nun gemileri var. Yani Türkiye'nin gemi yollaması söz konusu değil.

Libya'da Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi bir inisiyatif aldı ve bir uzlaşma konferansı topladı. Libya’dan çok fazla üst düzey katılım var. Parlamento, Devlet Yüksek Konseyi, aşiretler katılıyor. Afrika Birliği dönem başkanı, Kongo Cumhurbaşkanı, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı, Arap Birliği'nin genel sekreteri de katılıyor. Bu arada hükümetin, yani Trablus’un Ankara'yla yaptığı anlaşmayı Trablus'taki bir mahkeme iptal etti. 2023’te Libya’da seçimler olması konusunda da baskılar devam ediyor.