Nereye Doğru'da Türkiye'deki seçimlere dünyanın yaklaşımı, Türkiye-Yunanistan arasındaki anlaşma, Ortadoğu'dan haberler ve Türkiye'nin F16 gündemi konuşuldu.
Kürt coğrafyasındaki hareketlilik ile programı başlatan Cengiz Aktar, YPG komutanı Mazlum Abdi’ye yönelik olarak gerçekleştirilen, Süleymaniye civarındaki suikast teşebbüsünün, kimsenin üstlenmediği katil dronelar ile yapıldığını belirtti. Irak Kürdistanı ile Suriye Kürdistanı arasında ciddi bir iş birliğinin başladığını ifade eden Aktar, bu süreçleri takip eden gözlemcilerin, bu işin arkasında ABD’nin olduğu şeklinde bir fikre sahip olduklarını söyledi. Aktar, çevrede yoğun tepkilere neden olan bu saldırıya sadece ABD’ den tepki gelmediğini sözlerine ekledi. Bağdat yönetiminin Türkiye’ den bir özür istediğini belirten Aktar, böyle bir özürün gerçekleşmediğini söylerken, Ömer Madra; Çavuşoğlu’nun “Bu operasyonların devam edebileceği” yönündeki ifadesini ekledi.
ABD’nin Suriye Büyükelçiliğinin, Nevruz kutlamaları sırasında öldürülen 5 genç kürdün sorumlularının yakalanmasını talep eden bir tweet yayınladığını belirten Aktar, ABD’ nin sürecin takipçisi olduğunu göstermek ister bir tarzda bu tweeti yayınladığını ifade etti. Aktar, önümüzdeki ay yapılacak olan Arap Birliği toplantısına Şam yönetiminin katılım durumunun ve kartların yeniden düzenlenmesi gibi durumların söz konusu olduğuna ve bunun önemine değindi, yeni bir dönemin başladığını ekledi.
F16 satışı mümkün mü?
Türkiye – ABD İlişkileri adıyla yayınlanan bir rapordan bahseden Aktar, raporda yer alan “Türkiye: Olası F16 satışı” şeklindeki alt başlığın önemini vurgulayarak, raporda belirtilen 4 koşulu şöyle aktardı:
- İsveç’ in NATO’ ya katılımının önünün açılması
- Rusya ile yakın ekonomik ve enerji ilişkilerinin gözden geçirilmesi
- Yunanistan ile olan bölgesel rekabet ve izinsiz hava sahası uçuşları konusunda tavır değişikliği
- Hâli hazırdaki hükümetin icraatları sonucunda ortaya çıkan insan hakları ihlalleri ve demokratik gerilemeyle ilgili adım atılması
Aktar, raporun bir bağlayıcılığı olmasa da Türkiye ile ilgili neler düşünüldüğünü anlamak açısından aydınlatıcı olabilir, dedi. Ömer Madra, Amerika Casusuluk Teşkilatı’ndan sızan belgelere değinerek, endişe verici birçok bilginin yer aldığı belgelerde, en önemli konunun Mısır’ın Rusya’ya silah satış planının (40.000 roket satışı planı) olduğunu belirtti.
Ortadoğu ve normallik sorunsalı
Dış ilişkiler bağlamında, Suriye konusunda ki normalleşme çabasını hatırlatan Aktar, 4 Nisan’da başlayan ve İran, Suriye, Türkiye ve Rusya’ nın yetkisiz memurlarının katıldığı bu toplantının hiçbir koşulu değiştirmeyen bir nitelikte sonuçlandığını ancak Türkiye’nin ısrarı üzerine ikinci defa toplanma kararı (tahminen 14 Mayıs sonrasına ertelenmiş olarak) aldıklarını ifade etti.
Ortadoğu ile normalleşme bağlamında Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri’nin Türkiye’ye geleceğini söyleyen Aktar, önceki programlarda bahsedildiği üzere, Mısır’ın da çok ciddi taleplerinin olduğunun hatırda tutulması gerektiğini belirtti.
Türkiye ve Yunanistan freezone bir bahar
Aktar, Yunanistan ile Türkiye arasındaki yüzeysel iyi anlaşma ve bahar dalgasını seçim süreçlerinden bağımsız yorumlamamak gerektiğini ifade etti, iki ülke arasındaki olumlu beyanatlara ve karşılıklı ziyaretlere dikkat çekti. Bir yanda yumuşak bir hava varken, iki gün önce Mevlüt Çavuşoğlu’nun; “Ege bölgesinde bulunan freezone denilen (ne ak ne kara) 17-18 adanın hükümranlığı konusu bizim açımızdan sakıncalıdır, kabul edilemez. Bir an evvel sorunlarımızı halletmemiz için masaya oturmalıyız” ifadelerine dikkat çeken Aktar, Çavuşoğlu’nun “her konuyu konuşmalıyız” söyleminin altını çizdi. Aktar, “her konu” ifadesinin içerisini dolduracak olan konuların (Yunanistan için adalar konusunun tartışmaya açık olmaması gibi) iki ülke açısından farklı başlıklardan oluştuğunu ve bunun da başlı başına bir kaos oluşturduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye seçimlerinde dış müdahaleler: “Amerika müdahale ediyorsa Rusya da müdahale eder”
Programın son bölümünde, Moskova’ da çıkan siyasi bir tahlil dergisinde, Türkiye’nin seçimleri ile ilgili olan yayına dikkat çeken Aktar, yayında geçen “Kılıçdaroğlu, Rusya açısından ikinci bir Zelenski olabilir” ifadelerini aktardı. Yayında yer alan ifadeleri “ABD Türkiye’nin seçimlerine müdahale ediyor, edecek ve ettiğini biliyoruz” beyanatı ile ilişkilendirerek değerlendirmek gerektiğini belirten Aktar, bu ifadelerin altyazısında “Amerika müdahale ediyorsa Rusya da müdahale eder” şeklinde endişe verici bir gelişme olarak değerlendirmek gerektiğini belirtti. Ek olarak ülkeye yapılan ziyaretlerin seçimlerle ilişkili olarak düşünülmesi gerektiğini vurguladı.