Sayılarla 2022, Suriye ve Rusya’dan gelişmeler

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin Nereye Doğru? köşesinde bu hafta Cengiz Aktar'ın gündeminde cenazelerin kompost edilmesi uygulaması, Türkiye’de 2022 yılı için açıklanan kadın ve işçi cinayetleri sayıları, İran’da öldürülen ve tutuklanan gösterici sayılarının yer aldığı raporlar, Suriye’deki gelişmeler ve Helsinki Yurttaşlar Komitesi’nin kapatılması kararı vardı.

Fotoğraf: RETURN HOME

Ömer Madra: Günaydın Cengiz.

Cengiz Aktar: Günaydın. Bugün olağan dışı bir konuyla başlayalım. İnsan kompostu meselesi var.

Ö.M.:Yeşil Gazete’de, ölen kişilerin bedenlerinin kompost yapılması uygulamasına New York da katıldı diye bir haber var.

C.A.: Henüz çok yaygın bir uygulama değil. Amerika'da giderek yaygınlaşıyor. Washington, Colorado, Oregon, California, bu eyaletlerin hepsinde var. New York'ta özellikle ısrar etmişler. Demokrat Partili bir vali, New York’ta gömülecek arazi sınırlı olduğu için çok cazip bir alternatif olduğunu ifade ediyor. Fakat bütün dini ulema takımı karşı çıkmış. “Bu kabul edilemez. Sadece gömülme ve yakılmayı kabul ederiz.” demişler. Fakat bu karar alınmış. Çok ilginç, cesedin etrafına talaş ve yonca gibi doğal malzemeler yerleştiriliyor. Bu nekroforlar, yani faydalı bakteriler burada gelişerek yaklaşık bir ay içinde cesedin parçalanmasına yardımcı oluyorlar. Bir ay hakikaten çok hızlı.

Ö.M: Haberde, bu işlemin bir ton karbon tasarrufu sağladığı ifade ediliyor. İklim değişiminde çok ciddi bir zaman darlığı içindeyiz. Üstelik son günlerde özellikle Avrupa'nın kentlerinde binlerce tarihi sıcaklık rekoru kırıldı.

C.A.: Ama 2022 iklim konusunda hiçbir şey yapılmayan bir yıl olarak tarihe geçti. Rusya'nın saldırısı dolayısıyla işler daha da kötüye gitti. Savaşın iklim değişikliğine etkisi de oldukça önemli.

Sayılarla 2022

2022 yılına dair ilk rakamlar gelmeye başladı. Türkiye'de yıl boyunca aşağı yukarı her gün bir kadın cinayeti var. 334 kadın cinayeti, 245 de şüpheli kadın ölümü var. Gizlenenleri de eklersek üstüne çıkıyor bu rakamın.

Kasım’da 127 işçi cinayeti gerçekleşti, Aralık rakamı ise henüz gelmedi. İSİG rakamlarına göre ilk 11 ayda 1.658 işçi ölmüştü. Bu şiddet sarmalı sadece Türkiye'ye mahsus da değil. İran'ın rakamları da açıklandı. İnsan hakları kuruluşlarının verdiği bilgilere göre İran, 1 Ocak Pazar itibarıyla Eylül ayından beri 69’u çocuk 512 vatandaşı öldürmüş. 683’ü öğrenci olmak üzere 19.204 gözaltı var. 161 şehir ve 144 üniversiteden insanlar protestolara katılmış. Toplam 1.234 protesto gösterisi düzenlenmiş ve daha dün yani yılın ilk çalışma günü Mehdi Muhammed Vard adlı 18 yaşında bir genç “Allah’a karşı savaş” suçundan iki kere idama mahkum edildi. 

Suriye üzerine Rusya-Türkiye görüşmesi

Aralık ayının son günlerinde Moskova'da Türkiye'nin talebiyle Suriye'deki gelişmeler üzerine bir üçlü toplantı düzenlendi. Suriye, Rusya ve Türkiye bu toplantıya en üst düzeyde katıldı. Türkiye'den Hulusi Akar ve Hakan Fidan katıldılar. Rusya tarafından Savunma Bakanı Şoygu katıldı. Suriye tarafından da Savunma Bakanı Abbas katıldı. Toplantıda ne karar alındı, karar verildi açıklanmadı. Ve bunun üzerine bir dolu spekülasyon yapıldı. Fakat sızan bir iki bilgi var. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye'nin amacı yeni bir askeri harekat konusunda Moskova'nın yeşil ışığını almaktı. Bir de seçimlerle bağlantılı olarak bir mülteci meselesi var. Dolayısıyla bu harekâtın aynı zamanda Türkiye'deki bir milyon Suriyelinin zorla Suriye'ye, yani Türk Silahlı Kuvvetleri'nin denetiminde olan bölgelere yollanması, deport edilmesi meselesi var. Fakat bu da tam bir keşmekeş. 

Suriye medyasında çıkan taze bir haberde, El Vatan Gazetesi’ne konuşan bir yetkili “Türkiye Suriye'den tamamen çekilmeyi kabul etti” diyor. Bu hemen yalanlandı. Orada silahlı cihatçılar var ve cihatçıları silahlandıran, eğiten ve bir şekilde besleyen Türkiye. Heyetu Tahriru'ş Şam diye örgüt var. Bunlar İdlib'e ve şimdi başka yerlere de sirayet ediyorlar. Çünkü bunlar diğerleri gibi haydut değil. Yani milletin malını mülkünü karısını, çocuğunu falan çalmakla uğraşmıyor. İdlib'i yönetiyorlar. Şimdi anlaşılan o ki Türkiye onları başka taraflara da yollamak istiyor ki oralara biraz çeki düzen versinler. Bunun başında Ebu Muhammed el-Colani diye bir yönetici var. “Savaşırız, biz buraları terk etmeyiz. Şam yönetimine vermek söz konusu değildir.” dedi. Yani oradan TSK çekildiği andan itibaren olacak şey belli. Suriyeli iki taraf arasında çok şiddetli bir savaş çıkar. Orada Rusya kimin tarafını tutar ona da bakmak lazım. Ama bu Türkiye'nin hesapladığı, mültecilerin oraya geri yollanması hedefini tamamen tersine çevirecek bir gelişme olur. Sadece İdlib bölgesinde üç milyon insan yaşıyor. Onların hepsi Türkiye'ye gelir.

Özdeş Özbay: Yıllardan beri muhalefetin elinde bir bölgede yaşayan bu insanlar Esat rejimi tarafından alenen düşman olarak ilan ediliyor. Suriye ordusu girerse o insanların başına ne geleceği ortada.

C.A.: Keşmekeş dediğim bu. Önümüzdeki günlerde takip edilmesi gereken bir Birleşmiş Milletler kararı var. Suriye'nin yardıma muhtaç bölgelerine Birleşmiş Milletler yardımı Türkiye üzerinden gidiyor. Rusya bunu engellemeye çalışıyor. Her sene Birleşmiş Milletler'in misyonunu uzatma krizi yaşanıyor. Bu, yıl sonuna veya yılbaşına denk düşüyor. 10 Ocak'a kadar bu kararın verilmesi gerekiyor çünkü Rusya, yardımların Şam yönetiminin kontrolü dışındaki bölgelerden geçmemesi, gıda, yakıt ve diğer malzemelerin doğrudan doğruya Şam'a verilmesi gerektiğini iddia ediyor. Orada milyonlarca insan Birleşmiş Milletler'in verdiği gıda ve ilaç yardımıyla yaşıyor.

Rusya’da pasaport tartışması ve Helsinki Yurttaşlar Komitesi’nin kapatılması

Rusya işgal ettiği bölgelerdeki insanlara Rus pasaportu dağıtıyor. Bunu önce Gürcistan'ın Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinde yaşayanlara dağıtmıştı. Şimdi de Kırım ve Donbass bölgelerinde yaşayanlara dağıttı. Avrupa Birliği tarafı ise bu pasaportların tanınmaması kararı aldı. Yani bu bölgelerde yaşayanların Rusya pasaportu tanınmıyor ve dolayısıyla yaşadıkları yerlere tıkılıp kalmış durumdalar. Ayrıca Rusya pasaportları konusunda da kocaman bir soru işareti var. Yani daha ne kadar Rusyalıları turist olarak Avrupa'ya kabul edecekleri de belirsiz.

1975 Helsinki Kararı’na imza atan her ülkede bir de Yurttaşlar Komitesi kurulmuştu. Geçen hafta Rusya Adalet Bakanlığı, komitenin Rusya'daki ayağını kapatma kararı aldı. Rusya dünyanın geri kalan ülkelerinden tam bir kopuş yaşıyor. Bu da son adımlardan bir tanesi.

NATO meselesinde İsveç ve Finlandiya’dan Ankara’ya sürekli delegasyonlar geliyor. İsveç, 1 Ocak itibarıyla Avrupa Birliği'nin de dönem başkanı oldu. Yalnız İsveç gazetesi Dagens Nyheter dün önemli bir ipsos araştırması yayımladı. Ankette bir soru var: "NATO üyeliğini geciktirse de, İsveç, Türkiye’ye taviz vermek yerine hukuk devleti ilke/yasalarına sahip çıkmalı mı?" “Evet, yasalarımıza sahip çıkmalıyız” diyenlerin oranı yüzde 79.

Daha yüzüncü günü dolmayan İsveç'teki yeni hükümetin son kamuoyu araştırmalarına göre seçimi kaybetmiş olan Sosyal Demokratlar karşısındaki oyu eriyor ve Sosyal Demokratlar daha şimdiden dokuz puan önüne geçmiş.