Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde İsrail işgal harekatı ile ilgili son gelişmeler yer aldı.
Cengiz Aktar, Nereye Doğru programına Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun AB Konseyi’ne bu hafta sonu Ukrayna’yla üyelik müzakerelerine başlama tavsiyesinde bulunacağından bahsederek başladı. Son kararı AB Konseyi olan 27 ülkenin vereceğini, Macaristan’daki faşist hükûmetin şimdiden tehdit etmeye başladığını bildirdi.
Cengiz Aktar, “Çok enderdir Birleşmiş Milletler’in (BM) uzman kuruluşları ve ağırlıklı olarak insani konularda çalışan uzman kuruluşları, yönetenlerin imzasını taşıyan -Dünya Bankası’nın olmadığı- bir çağrı yayınladılar,” yorumunda bulundu.
Çağrı metni kendi çevirisiyle şöyle;
“Neredeyse dünya, İsrail ve işgal atındaki Filistin topraklarında ortaya çıkan durumu, kaybedilen ve parçalanan hayatların sayısındaki artışı karşısında şok ve dehşet içerişinde! İsrail makamlarına göre İsrail’de yaklaşık bin 400 kişi öldürüldü ve binlerce kişi yaralandı. Aralarında çocukların da bulunduğu 200’den fazla kişi rehin alındı. Roketler aileleri travmatize etmeye devam ediyor. On binlerce insan yerinden edildi, bu korkunç bir durum ancak, Gazze’de daha fazla sivilin korkunç bir şekilde öldürülmesi ve iki milyon 200 bin Filistinlinin gıda, su, ilaç, elektrik ve yakıttan mahrum bırakılması da bir rezalettir. Sağlık Bakanlığı’na göre Gazze’de üç bin 900’ü çocuk, iki bin 400’den fazlası kadın olmak üzere dokuz bin 500 kişi öldürüldü. Yaralanan 23 binden fazla kişinin aşırı yoğunluğuyla dikkat çeken hastanelerde acilen tedaviye ihtiyacı var.
Bütün Gazze nüfusu kuşatılmış ve saldırı altında. Hayatta kalmak için gerekli temel ihtiyaçlara erişimi engellenmiş, evleri sığınakları hastaneleri, mülteci kampları ve ibadet yerleri bombalanmış durumda. Bu kabul edilemez bir durumdur. Sağlık hizmetlerine yönelik 100’den fazla saldırı rapor edildi. UNRWA’nın 89 çalışanı da dahil olmak üzere 7 Ekim’den bu yana çok sayıda yardım görevlisi öldürüldü ki bu sayı tek bir çatışmada kaydedilen en yüksek BM ölümüdür.
Taraflar uluslararası insani hukuk ve insan hakları hukuk kapsamındaki tüm yükümlülüklere saygı göstermeli, rehin tutulan tüm siviller derhal koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır.
Hastaneler, barınaklar, okullar da dahil olmak üzere siviller ve güvendikleri alt yapılar korunmalıdır. Daha fazla gıda, su, ilaç ve elbette yakıt yardımı Gazze’ye güvenli, hızlı ve ihtiyaç duyulan ölçekte girmeli ve ihtiyaç sahiplerine, özellikle de kadın ve çocuklara nerede olurlarsa olsunlar ulaşmalıdır. Acil bir insani ateşkese ihtiyacımız var. 30 gün oldu artık yeter, bu sona ermelidir."
Cengiz Aktar, BM tarihinde 1945’den bu yana böyle bir çağrının görülmediğini belirtirken, António Guterres de Gazze’de ders kitaplarına geçecek bir soykırım olduğunu, yine Uluslarasarı Ceza Mahkemesi’nin ilk savcısı Luis Moreno Ocampo’nun da aynı şekilde yaşananın soykırım olduğunu söylediklerini de sözlerine ekledi.
Cengiz Aktar, “1945’de kurulan sistem çöktü. Bir nevi uluslararası düzenin ahlakı ve moral garantisi olarak ve de tabi hukuki garantisi olarak temayüz etmiş olan BM sistemi çöktü ve bunda İsrail’in çok büyük payı var. Unutmayalım, İsrail, bugüne kadar bu işgal altındaki topraklar başta olmak üzere bütün o bölgeyi ve Filistin meselesini ilgilendiren BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarının hiçbirisini uygulamadı. İsrail, ABD desteğiyle tek başına BM’yi doğrudan doğruya askıya almış durumda,” şeklinde yorumda bulundu.
“UNRWA ile ilgili bilgi vermek istiyorum. Bu UNRWA neyin nesidir? Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı [United Nations Relief and Works Agency] olarak bilinen UNRWA’nın merkezi Viyana’dadır. Rahmetli İlter Türkmen bir aralar UNRWA’nın başındaydı. Bu, mülteciler yüksek komiserliğinden farklı bir kuruluştur ama aşağı yukarı aynı işleri yapar ve görevi sadece Filistinli mültecilerle ilgilenmektir. Sayıları da aşağı yukarı altı milyondur; Gazze’de 1.6 milyon, Batı Şeria’da aşağı yukarı 1 milyon, Ürdün’de 2 milyon 400 bin, Lübnan’da 500 bin ve Suriye’de de 600 bin,” açıklamasında bulunan Cengiz Aktar, “UNRWA, çok eski bir kuruluştur. Dünyanın geri kalan tarafındaki Filistinli mültecilerin sorumluluğu BM Yüksek Komiserliği’ndedir. Gazze’de UNRWA’nın sekiz tane kampı var ve bu kampta yaşayanların çoğu İsrail kökenli. O yüzden kampta yaşıyorlar yani Gazzeli değiller, çok eski mülteciler,” dedi. Ayrıca, “UNRWA, Gazze’de 284 tane okul işletiyor. Toplamda 300 bin öğrenci, dokuz bin 500 öğretmen, 35 hastane -ki bunlardan 16’sı vuruldu-, 22 dispanser, hekimler, hasta bakıcılar olmak üzere bin tane aşağı yukarı sağlık çalışanı var. Bu bin sağlıkçıdan 150’si de maalesef öldürüldü,” açıklamasında bulunan Aktar, “2022’de yıllık istatistiklere göre 3.5 milyon insana bakılmış. 33 bin doğum öncesi konsültasyon ve neredeyse Gazze’nin nüfusunun yarısı 1.2 milyon insana da nakit yardımı yapılmış. 99 bin kişiye de düşkün yardımı yapılmış. UNRWA sayesinde ayakta kalan bir yer orası. UNRWA’nın sadece Gazze’de değil Batı Şeria’da, Ürdün’de, Lübnan’da ve Suriye’de de Filistinli mülteci kampları var, oralardan da sorumludur, ” dedi.
Cengiz Aktar, “Şimdi gelelim diğer meselelere. Gözden kaçıyorlar, bu arada bir sürü melanet de süre geliyor. Yani sadece Filistin ile sınırlı değil olup biten katliamlar. Sudan’da bir katliam süregeliyor, Cancavidler tamamen IŞİD’leşti. Sudan’da korkunç şeyler oluyor, hiçbir şekilde gündemde değil. Suriye’de de vuruşlar sürüyor ve ayrıca Azerbaycan, Ermenistan’ı tehdit etmeye devam ediyor. Pakistan’da Taliban’ın tekrar başa gelmesinden sonra ülkeye kaçak gelen Afganları sınır dışı etme kararı alındı ve bugün itibariyle 200 bin kişi derdest edilip, tekme tokat geri yollandı ve kimse bir şey yapamadı. Pakistan 1980’deki Sovyet işgali sonrasında Afganistan’ın en çok mülteci alan ülkelerden biri, diğeri de İran. Pakistan, 3 milyon 800 bin Afgan’a zaten ev sahipliği yapıyordu ve bu insanlar 40 küsur senedir oradalar. Fakat şimdi, Ağustos 2021’den itibaren yani Taliban’ın tekrar başa gelmesinden itibaren aşağı yukarı 800 bin Afgan’ın geldiği düşünülüyor. Pakistan’da sözüm ona bir çalışma yapılmış ve ülkede yaşayan Afganların 1.4 milyonunun belgesiz olduğu hesaplanmış,” derken sözlerini şöyle tamamladı, “Afganlar, ağırlıklı olarak sınır bölgelerinde yaşarlar. Pakistan çok zor bir ülke ve bu insanlar, Afganistan ile hiçbir ilgisi olmayan insanlar. İran’dakiler de öyle ve aslında 4 milyona yakın Afga’nın neredeyse yarısının zorla geri yollama operasyonunun hedefinde olduğu düşünülüyor. Kanayan bir yara olarak kimsenin farkında olmadığı bir durum bu ve BM feveran ediyor ama duyan yok. Bu tip kitlesel geri göndermeler Küresel Güney ülkelerinde çok yaygındır. Bunun bir benzerini Nijerya yapmıştı. Nijerya’da petrol olduğu için para var ve dolayısıyla bütün mücavir ülkelerden işçi alırdı. Günün birinde bu işçilere ihtiyaç olmadığına karar verdiler ve çok kısa bir zamanda yüz binlerce insanı kovdular.”
* Program özetini hazırlayan gönüllümüz Ferda Demiroğlu'na teşekkür ederiz.