Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporu ne söylüyor?

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporu, NATO ve Ukrayna yer aldı.

AB Parlamentosu

Aktar, 7 Haziran tarihinde Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye özelindeki mutat toplantısında konuşulan, tartışılan ve kabul edilen Türkiye raporunu 448 parlamenterin olumladığı, 67’sinin reddettiği, 107’sinin ise rapora çekimser kaldığı bilgisini verdi. Aktar, “Çekimserleri anlamak mümkün değil. Yeterince sert mi bulmadılar, yoksa Türkiye’yi çok sevdikleri için mi reddettiler? Çok tuhaf bir rapor.” dedi.  Parlamentonun 2022 yılındaki “Avrupa Parlamentosu demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklar ve özgürlükler şartlarına bağlı, yenilenmiş dengeli bir ortaklığa yeniden girmek için iki tarafı da ilişkilerdeki mevcut durumu yüksek bir diyalogla yeniden değerlendirmeye, güncellenmiş ortaklık anlaşması gibi katılım sürecine paralel yolları araştırmaya teşvik eder.”  ifadesini hatırlatan Aktar, “Aynı parlamento 2019’daki Suriye harekatından bu yana zehir zemberek raporlar yayımladı. Hem severim hem döverim kılıklı bir rapor. Bir yandan övüyor, dünya kadar mülteci aldı diyor, Ukrayna’nın tarafını tuttuğunu söylüyor, vizelerin kaldırılması için çalışalım deniyor. Alay ediyorlar, böyle bir şey söz konusu değil. Türkiye’nin Avrupa Komisyonu içerisinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika birimine kaldırılmasını esenle karşılıyor. NATO’da çok önemli stratejik ortak olduğunun altını çiziyor. Suriye'de işlerin o kadar da kritik gitmediği söyleniyor. Ama bütün bu palavralardan sonra, müzakerelerin yeniden başlamasını tavsiye etmiyoruz deniyor.” yorumunu yaptı. 2018’den bu yana müzakere imkanın olmadığını söyleyen Aktar, “Türkiye’nin herhangi bir kurumunda AB müktesebatı uyumuyla ilgili doğru dürüst çalışma yok. Avrupa’dan gelen hibelerin kullanımı konusunda proje üretilmiyor. Zaten Ankara’da AB’den konuşan yok, -mış gibi yapan kurumlar var. Ankara’daki Avrupa Komisyonu temsilciliği, Adalet ve İçişleri Bakanlığı ile hukukun üstünlüğü odaklı projeler yürütüyor. Hibe akıtıyorlar.” dedi.

“Parlamento adı üstünde, konuşuyor. Bir şey olduğu yok"

Aktar, Türk Hükümeti’ nin Osman Kavala davasında AİHM kararına açıkça meydan okuyarak AB üyelik sürecinin yeniden başlama emellerini kasten ihlal etmek iddiası hakkında, “Parlamento adı üstünde, konuşuyor. Bir şey olduğu yok. Başka AB kurumları Putin'e yaptırım uyguluyor. Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ile alakalı hiçbir zaman yaptırım uygulanmadı. Sadece rapor yazıyorlar.” dedi. Parlamento raporunda Türkiye’yi ikaza yönelik Rus sermaye ve tanıtımları için güvenli bir liman olmaktan vazgeçmesi, Ermeni soykırımını tanıması gibi Ankara’nın AB ülkeleri ve dışındaki faaliyetleriyle çok sert ifadelerin de olduğunu belirten Aktar, Dışişleri Bakanlığı’nın raporu kabul etmediğini bildirdi.

Aktar, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un bugünkü Ankara ziyareti hakkında Kobane Harekatı ve Rusya’ nın gasp ettiği Ukrayna halkının dünyaya dağıtımı ile ilgili görüşülecek olan toplantıya Ukrayna’nın davetli olmadığı ve Ukrayna’nın “Bizim halkımızın görüşüldüğü toplantıya bizim davet edilmememiz kabul edilemez.” şeklinde karşılık verdiğini bildirdi. Lavrov’un yakın geçmişte Rusya’nın olası Suriye operasyonuna karşılık yapmış olduğu, “Türkiye Suriye’yi temizlemekle haklı” ifadesine karşılık bakanlık sözcüsünün Türkiye’nin operasyona kalkışmaması yönünde bir ifade kullandığını bildiren Aktar, “Bir arayış var; Ege, Suriye ve Kıbrıs'ta bir arayış var. Hangisi olur belli değil. 1974 Albaylar Cuntası’nın çılgınlığı, 78’de generaller cuntasının Arjantin’deki çılgınlığı gibi bir gidişat hissediliyor.” yorumunu yaptı.

Finlandiya ve İsveç'in NATO adaylığına Türkiye'den rest

Aktar, Finlandiya ve İsveç’in NATO adaylığı konusunda “Taksimetre çalışıyor. 29 Haziran’a doğru gidiyoruz. Türkiye’nin imajı açısından son derece endişe verici. Hem Stockholm'den hem Helsinki’den gelen bilgiler, ‘Türkiye’nin ne istediğini anlayabilmiş değiliz’ minvalinde.” dedi. Türkiye’nin İsveç Savunma Bakanı’nın istifasını talep etmesi konusunda Aktar, “Diplomasi tarihinde eşine daha önce rastlanmamış olaylar yaşanıyor. Türkiye’de artık Dışişleri diye bir müessese yok. 180 senelik kurum yok edildi. Sarayda birtakım yetkililer var, onlar karar alıyorlar. O kararlardan biri de buydu.” dedi. Türkiye’nin İsveç’ten beklediği Kürt asıllılar konusundaki taleplerinin hiçbirinin karşılanmayacağını ve zirveye hiçbir karşılık alamadan gidileceğini söyleyen Aktar, “29 ülke ‘evet’, Türkiye ise ‘hayır’ diyecek. Çok ciddi bir krize doğru gidiyor. Ankara ve onunla aynı fikirde olan muhalefet ortada kalmış durumda.” yorumunu yaptı. Akar, son olarak, Ortodoks dünyasındaki çalkalanma hakkında, Ukrayna’ da 113 kilise yakıldığı bilgisini verdi.

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)