Marcus Aurelius: Kendime Düşünceler

-
Aa
+
a
a
a

Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler'de Haluk Mimaroğlu, İmparator Marcus Aurelius'un "Kendime Düşünceler" adlı eserini ve kendisinin eğitimini sağlayan Anadolu kökenli hocalar üzerine konuşuyoruz.

""
Marcus Aurelius: Kendime Düşünceler
 

Marcus Aurelius: Kendime Düşünceler

podcast servisi: iTunes / RSS

Ben Haluk Mimaroğlu. Bu hafta hocaların ve imparatorların hocası, Kütahyalı İskender, Bursalı Aristides, Kadıkköylü Apollonius ve Silifkeli İskender’den bahsedip, Anadolulu hocalarımızın öğrencilerinden Roma İmparatoru Marcus Antonius’un Kendime Düşünceler adlı eserini tanıtacağız.

Kütahyalı İskender’in asıl adı of Cotyaeumlu Alexander’dir; Kütahya ilimizin adı da muhtemelen Cotyaeum’dan gelmektedir. Cotyaeumlu Alexandre M.S. 100 yıllarında yaşamıştır. Bazı kaynaklara göre, geleceğin imparatoru Marcus Antonius’a İonca konuşma ve yazma eğitimi vermek üzere M.S. 135 yıllarında Roma’ya çağrılmıştır. Hayatı ve eserleri hakkında elimizdeki kısıtlı bilgilere göre Kütahyalı İskender, sofist filozof Aristides’in de hocası olmuştur.

Aelius Aristides, açık kaynaklardan derlediğimiz bilgilere göre, Mysia eyaletinin Hadriani adlı yerleşiminde yani Orhaneli, Bursa’da doğdu. Toprak sahibi, zengin babası sayesinde önceleri Smyrna yani İzmir’de Kütahyalı İskender’in okulunda, sonraları da Atina ve Mısır’da sofistlerin yanında iyi eğitim aldı. M.S. 110 ile 180 yılları arasında yaşadı. Konuşma sanatı ile ünlü sofist akımının ileri gelenlerinden sayıldı, yazdığı eserler günümüze kadar ulaştı.

Aelius Aristides, Mısır Söylevi adlı eserinde söylediğine göre, Nil nehrinin kaynağını bulmaya çalıştı. Hastalanınca Smyrna'ya döndü. Serapis Hakkında adlı eserinde ise anlattığına göre, Mısır tanrısı Serapis'e yönelerek kendini iyileştirmeye çalıştı. Rüyalarında sözde sağlık tanrısı Asclepius'tan aldığı sayısız alameti kaydetmek için Kutsal Hikayeler adlı eseri yazdı. Söylevleri ve eserleri ile İmparator Marcus Aurelius’u etkiledi.

M.S. 176 yılında da Marcus Aurelius'un Smyrna'yı ziyaret etmesi sırasında Aelius Aristides, İmparatoru etkileyen bir konuşma yaptı. Smyrna ile ilgili rehber niteliğinde bir eser yazdı. İmparator’un ziyaretinden sonra depremden yıkılan Smyrna’nın eski halini ve depremden sonraki halini dile getirdiği eser ve İmparator Marcus Aurelius’a yazdığı mektup sayesinde Smyrna’nın yeniden inşası için İmparator’dan söz aldı. Katkılarından dolayı Aristides'in bronz bir heykeli Smyrna’nın pazar yerine dikildi. Aristides'in Smyrna şehri hakkında günümüze ulaşan eserleri İzmir Belediyesi tarafından yayınlandı.

İmparator Marcus Aurelius’un bir diğer öğretmeni de Chalcedonlu yani Kadıköylü Apollonius’tur - Kadıköy’ün adı da muhtemelen Chalcedon’dan gelmektedir. Apollonius, bir Stoacı filozoftur, bazılarına göre de Nikomedia’lıdır. İster Chalcedonlu, ister Nikomedialı olsun Filozof Apollonius Anadolulu’dur. Apollonius, geleceğin imparatoru Marcus Aurelius’a felsefe konusunda eğitim vermek üzere İmparator Antonius Pius tarafından Roma'ya davet edilmiştir.

Silifkeli İskender de Marcus Aurelius’un öğretmelerindendir. Silifkeli İskender, tarihte Seleucialı Alexandre veya Platoncu Alexandre olarak da bilinir. Silifkenin adı da muhtemelen Seleucia’dan gelmektedir. Silifkeli İskender; Antakya, Roma, Tarsus'ta bulundu ve Etiyopya'ya kadar tüm Mısır'ı dolaştı ve ayrıca o da İmparator Marcus Aurelius'un da yanında bulundu.

Marcus Aurelius, yazdığı eserinde, sık sık boş vakti olmadığını, başka görevlerinin olduğunu, acil işlerinin olduğunu öne sürerek birlikte yaşadığımız insanları ihmal etmemeyi, Platoncu İskender’den öğrendiğini dile getirir. Eserinde dile getirdiği gibi, Roma İmparatorlarının yetiştirilmesinde ve yönetimleri sırasında pek çok Anadolu kökenli yazar, filozof ve bilgin görev almıştır.

Anadolu’nun Roma üzerinde ki tesiri Cumhuriyet dönemine kadar gitmektedir. Roma’nın Cumhuriyet döneminde Senato tarafından görevlendirilen Konsül ve komutanlar, Anadolu’da elde ettikleri başarıları, ele geçirdikleri hazineleri ve güçlenen orduları sayesinde Roma’ya dönüşlerinde zengin toprak sahiplerinin etkisindeki Senato’nun gücüne karşı kendi güçlerini ortaya koydular. Julius Caesar’la doruğa ulaşan bu güç, her ne kadar Cumhuriyet taraftarları Brutus ve arkadaşları tarafından bir suikast ile bertaraf edilmeye çalışılsa da Julius Caesar’ın evlatlık oğlu Octavius’un M.Ö. 27’de yıllarında iktidarı ele geçirmesi ile Roma’da İmparatorluk dönemi başladı.

Augustus adını alan İmparator ve tarihte beş iyi imparatorlar olarak anılan İmparatorlar Anadolu’nun toprakları, kaynakları ve zenginliklerinin yanı sıra kültürünü de benimsemek üzere çeşitli girişimlerde bulundular. Anadolu’nun ileri gelen iyi eğitimli soylularını devlet işlerinde görevlendirdiler, yazılı kaynakların Anadolu’dan Roma’ya taşınması ve yaygınlaştırılmasını sağladılar ve Anadolu’da yarım kalmış sanat eserlerini tamamlatıp, Anadolu’daki yerleşimleri baştan başa imar ettiler.

Roma’nın bu beş iyi İmparatorun sonuncusu Marcus Aurelius’un eğitimini de Anadolulu hocalara emanet ettiler. Ancak ne yazık ki, ne bizim tarihçi, yazar ve araştırmacılarımız, ne de Batılı sözde aydınlar, ne Roma İmparatorluğu’nun kuruluşunda, ne de Roma kültürünün oluşumundaki kadim Anadolu kültür ve kaynaklarından bahsetmemektedirler.

Bizim de yukarıda adlarını saydığımız, yurdumuzun en güzide yerlerinde yetişen ve İmparatorların hocalıklarını yapan Kütahyalı İskender, Bursalı Aristides, Kadıkköylü Apollonius ve Silifkeli İskender’den de, Roma kültürünün oluşmasına katkılarından da haberimiz yoktur. Hatta en güzide yerleşimlerimizden Kütahya’nın Cotyaeum’dan, İzmir’in Smyrna’dan, İznik’in Nicea’dan, Kadıköy’un Chalcedon’dan, Silifke’nin adının bile Seleuicia’dan geldiğinden bile pek azımız haberdardır. Bu yerleşimlerimizin adları, elbette isim benzerliğinden ziyade, devam eden kültürel bağlantılar nedeniyle zamanla ufak tefek değişikliklerle de olsa benimsenmiş; adetleri, inançları, yaşamları, meslekleri, müzikleri, giysileri, törenleri, halk oyunları ve atasözleri, davranışları ile de günümüzde de yaşamaya devam etmektedir.

Nedense binlerce yıldan beri çeşitli coğrafi ve siyasi etkilerle yoğrulan topraklarımızın bu zenginliği görmezden gelinmekte, Batı’nın ve Doğu’nun etkisinde kalınarak özümüzdeki zenginlik göz ardı edilmektedir. Umarız programımızda kısaca tanıtmaya çalıştığımız yurdumuza ait eserleri okuma fırsatı buldukça, Anadolu’yu daha iyi anlar ve yurdumuzda binlerce yıldır var olan ve halen yaşamakta olduğumuz kadim medeniyetlere de sahip çıkarız.

Şimdi, Marcus Aurelius’un eserine geçmeden kısa bir müzik arası verelim ve Farja Faraji’nin “Aurelian” adlı epik Roma müziğine kulak verelim.

Açık Radyo, 95.0, Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programındayız. Programımıza Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler adlı eserinin tanıtımı ile devam ediyoruz.

İmparator Marcus Aurelius Antoninus, M.S. 121 ile 180 yılları arasında yaşamıştır ve M.S. 160’larda 20 sene imparatorluk yapmıştır. Roma imparatoru olduğu kadar, Stoacı bir filozof olarak da bilinir. Tarihçilerin ‘Beş İyi İmparator’ olarak tanımladığı hükümdarların sonuncusudur ve aynı zamanda M.Ö. 27'den M.S. 180'e kadar süren ‘Pax Romana’ diye bilinen dönemin son imparatorudur.

İmparator Marcus Aurelius Antoninus, İmparatorlar Trajanus ve Hadrianus ile evlilik yoluyla akrabadır. Hadrian'ın Marcus Aurelius'un amcası Antoninus Pius'u, Antoninus Pius’un da Marcus Aurelius’u evlat edinmesi ile İmparatorluğa kadar yükselmişlerdir.

Marcus Aurelius'un hükümdarlığı döneminde Doğu'da Pers İmparatorluğu, Batı’da Germen kabilelerle savaştı.

Marcus Aurelius, gençliğinden itibaren iyi bir eğitim aldı. Yazdığı eserlerinde kendisine ilham veren pek çok bilgenin adını anarak onlardan neler öğrendiğini tek tek yazdı.

Türkçeye Kendime Düşünceler olarak çevrilen eserini bu seferler sırasında yazdı. Yazdığı eser sayesinde filozof imparator olarak anıldı. 12 kitaptan oluşan Kendime Düşünceler adlı eseri Stoacı felsefenin günümüzde de önemli bir kaynağıdır.

Marcus Aurelius’un eseri ilk olarak Türkçeye İtalyanca kaynaklardan yararlanılarak Şadan Karadeniz’in çevirisi ile Yapı Kredi Yayınları tarafından 2004 yılında Düşünceler adı ile yayınlandı ve kitabın bugüne kadar 23. baskısı yapıldı.

Marcus Aurelius’un aynı eseri, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından Yunanca aslından Emre Ceren tarafından çevrilerek 2018 yılında Kendime Düşünceler adı ile de yayınlandı ve bugüne kadar 20 defa daha basıldı. Ayrıca en son olarak, Can Yayınları tarafından eski Yunancadan Cengiz Çevik’in çevirisi ile 2023 yılında Kendime Düşünceler adı altında yayınlandı ve kısa sürede 3. baskısı yapıldı.

Cengiz Çevik’in verdiği bilgilere göre, Marcus Aurelius Roma’da doğdu ve Roma İmparatoru olarak görev yaptı. Filozof imparator ünvanı ile anılan en büyük Stoacı düşünürlerden birisi olarak tanındı.

Genç yaşta Latince ve Yunanca öğrendi, Stoacı felsefeci Pammukkaleli Epiktetos’un düşüncesinden etkilendi. Beş İyi İmparator’dan sonuncusu Marcus Aurtelius, yaşamının büyük çoğunluğunu savaşarak geçirse de eşitlik, özgürlük, doğa ve insan kavramlarıyla derinlemesine ilgilendi. Germen kabileleri ile savaş sırasında kaleme aldığı Kendime Düşünceler adlı kitabı, Stoacı felsefenin en önemli kaynaklarından biridir.

Cengiz Çevik’in anlattıklarına göre, M.Ö. 300’lere kadar uzanan Stoa felsefesi çeşitli evrelerden geçerek Epiktetos ve benzeri felsefeciler tarafından Roma’nın politik ve kültürel ideallerine uyarlandı, Marcus Aurelius tarafından benimsendi. Arrianos’un kaleme aldığı Epiktetos’un öğretileri ve Marcus Aurelius’un kendisi için kaleme aldığı düşünceleri önceki Stoacı felsefecilerin de görüşlerine ulaşmamızı sağlamaktadır.

Marcus Aurelius’un 12 kitaptan oluşan Kendime Düşünceler adlı eseri çağlar boyunca en çok okunan kitaplar arasındadır.

Marcus Aurelius, felsefe eğitimine dönemin önemli filozof ve dil bilginlerinden ders alarak genç yaşta başladı. Eğitmenleri arasında Anadolu kökenli hocalar da bulunmaktadır. Kütahyalı İskender, Bursalı Aristides, Kadıkköylü Apollonius ve Silifkeli İskender gibi dönemin en önemli bilginlerinden ne çok şey öğrendiğini bizzat Marcus Aurelius’un kendisi söylemektedir.

Onun en fazla söz ettiği filozof Staocaı filozof Pamukkaleli Epiktetos’tur, Kendime Düşünceler’in pek çok yerinde Epiktetos’a atıf vardır. Epiktetos’un yanı sıra Efesli Herakleitos, Sokrates ve Platon başta olmak üzere bir çok filozofa da gönderme vardır. Eser, adından da anlaşıldığı gibi bir İmparatorun okuduğu, öğrendiği ve benimsediği felsefi ilke ve görüşleri kendine hatırlattığı bir eserdir.

Marcus Aurelius, Kendime Düşünceleri Latince yerine Yunanca yazmıştır. Kendisine göre, evren adeta büyük bir kenttir ve evrendeki her şey bir bütün oluşturur; bütünün meydana getirdiği her şey bütünün her bir parçası için iyidir; olan biten her şey hem bütünün hem de onun parçalarının yararınadır; her şey, her küçük bitki, her küçük kuş, karınca, örümcek ve diğer her katılımcı kendi işini yaparken aynı zamanda evrenin düzenine katkı sağlar; ondaki hiçbir şey ona zarar vermez.

Bu sözler günümüzde arıların bile yaşamımız için ne kadar önemli bireyler olduğunu savunan bilimsel araştırmaları doğrular niteliktedir. Bu yüzden Stoa felsefesinin merkezinde yer alan ‘doğaya uygunluk’, aslında bir şeyin hem evrenin düzenine, hem de kendi düzenine uygunluğunu dile getirmektedir.

Eser, günümüzde de, bilhassa ulusal ve uluslararası yönetimlerin örnek olarak alması gereken konuları dile getirmektedir. Belki de bu nedenle, Kendinden Düşünceler adlı kitap, ülkemizde de üç önemli yayın evi tarafından yayınlanmış ve pek çok defa tekrar tekrar basılarak okuyuculara ulaşmıştır.

Şimdi, Marcus Aurelius’un eserinden bir kaç alıntı ile sözü Marcus Aurelius’a bırakalım;

Kendime Düşünceler - 1. Kitap

Dedem verus’tan iyi niyetliliği ve sakinliği,

Babamdan alçakgönüllülüğü ve yiğitliği,

Annemden Tanrı korkusunu ve cömertliği, sade yaşam anlayışını, zengin alışkanlıklarından olabildiğince uzak durmayı,

Dedemin babasından iyi öğretmenlerden yararlanmayı,

Hocamdan yarışlarda Yeşiller’den veya Maviler’den yana olmamayı, zahmete katlanmayı, az şeye ihtiyaç duymayı,

Diognetus’tan gereksiz şeylere takılmamayı, mucizelerden bahsedenlerden, büyücülerin büyülerinden, şeytan çıkarmadan ve bunlar gibi şeylerle ilgili sözlere inanmamayı, felsefeye aşina olmayı, diyaloglar yazmayı, postla örtülü bir tahta yatakta yatmayı,

Rusticus’tan sofistçe gurura kapılmamayı, anlamsız nutuklar atmamayı, gösteriş yaparcasına çileci ve fedakar biriymiş gibi davranmamayı, ev içinde toga ile dolaşmamayı, bana saldıran ve hakaret edenlere hoşgörü ve anlayış ile yaklaşmayı, dikkatli bir şekilde okumayı ve yüzeysel bakış açısından memnun olmamayı, başkalarının fikirlerini çarçabuk kabul etmemeyi, Epiktetos’un ders notları ile karşılaştırmayı,

Appolonius’tan özgür olmayı, akıl dışında hiç bir şeye başvurmamayı,

Sextus’tan iyi niyetli olmayı, ev halkını ata geleneklerine göre yönetmeyi, doğaya uygun yaşam anlayışını,

Gramerci Alexander’dan azarlayan biri olmamayı, biri konuşurken araya gramere uymayan veya yanlış telaffuz ettiği bir sözcük sıkıştırdığında, onu eleştirmemeyi, aksine, olması gereken kullanımla cevap vererek, onu destekleyerek dile değil konuya odaklanmayı,

Fronto’dan tyran yönetiminde alışılmış olan kıskançlığın, uyanıklığın ve iki yüzlülüğün farkına varmayı, genel olarak aramızdaki partici sınıfına mensup olduğu söylenen kişilerin doğal bir sevgiden yoksul olduğunu,

Platoncu Alexandre’den kimseye meşgulüm dememeyi, yazmamayı, yükümlülüklerden kaçınmak amacı ile bir mazerete sığınmamayı,

Ctulus’tan bir dostun eleştirisini küçümsememeyi, öğretmenlerimi şükranla yad etmeyi, çocukları yürekten sevmeyi,

Biraderim Severus’tan aile sevgisini, hakikat sevgisini, adalet sevgisini, bireysel doğruluğa ve konuşma özgürlüğüne dayanan, herkesi bağlayan tek bir yasanın egemen olduğu devlet fikrini, bireyin özgürlüğünü her şeyin üzerinde tutan yönetim anlayışını,

Maximus’tan kendime hakim olmayı, cömertliği, müsamahakarlığı, doğruluğu,

Babamdan yumuşak başlılığı, aldığım karaların arkasında durmayı, iş sevgisini ve titizliği, kamu çıkarı ile ilgili her öneriye kulak vermeyi,

Marcus Aurelius, birinci kitapta olduğu gibi öğrendiklerini dile getirerek 12 kitap boyunca günümüzde de geçerliliğini koruyan pek çok öğretiyi dile getirmektedir.

Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler adlı kitabını dinleyicilerimize tavsiye ederken, önümüzdeki hafta aynı dönemin ünlü hekimlerinden Bergamalı Galenos’un eserlerinde buluşmak üzere hoşça kalın dileklerimizi iletiriz.

Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programında adı geçen eserler:

  • Kendime Düşünceler, Marcus Aurelius, çev. Emre Ceren, Tükiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018
     
  • Düşünceler, Marcus Aurelius, çev. Şadan Karadeniz, Yapı Ktedi Kültür Yayınları, 2013
     
  • Kendime Düşünceler, Marcus Aurelius, çev. Cengiz Çevik, Can Sanat Yayınları, 2023