Türk müzikal militarizmi: Bando-mehter sentezi!

-
Aa
+
a
a
a

Militarizmin şu andaki “Mehdi hazırlığı” nedir? Paralel Ordu kurmak. Resmi orduyu dinci paralı askerlerle doldurmak… En son Kürt direnişçisini, en son sosyalist devrimciyi, en son laik demokratı, en son demokrat liberali, en son özgürlükçü Müslümanı yok etmek.

(Veysi Sarısözen'in bu yazısı Yeni Yaşam gazetesinde yayınlanmıştır.)

Türk Silahlı Kuvvetleri 15 Temmuz “kontrollü” darbeden bu yana “paralı asker” ordusuna dönüştü. Vaktiyle “kınalı kuzu” denilen “zorunlu asker”“muharip asker” olmaktan çıktı.

İş burada kalmadı. Orduda “paralı asker” büyürken, “paralı” olan mükellefler, parayı bastırıp, kışlalarda 15 gün pinekleyip, evine döndü.q

Daha ilginci de oldu. Ordunun “içeriği” de kökten değişti. NATO’cu generaller hapse atıldı ya da ordudan kovuldu.

Ama asıl beteri bir de “paralel ordu” kuruldu. SADAT. Başında da utanmasa askere üniforma yerine cüppe giydirecek bir “paşa” var: Adnan Tanrıverdi. Kendisi Erdoğan’ın “baş danışmanı” aynı zamanda.

Bu şahıs geçtiğimiz gün şöyle dedi:

“İslam Birliği olacak mı, olacak. Nasıl olacak; Mehdi Hazretleri geldiği zaman. Peki Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi?…”

Adam amacını “Konfederal İslam Devleti” olarak açıklamış.

DAİŞ’in “Irak-Şam İslam Devleti” hazrete “az” gelmiş. Türkçülerin “Turancılığından”, “dünya İslam birliğine” de sıçramış.

İşte şimdi parlamenter rejimin tasfiyesinden sonra, laik Cumhuriyet’in tasfiyesine hazırlanmakta.

Paralel Ordu’nun hedefi bu.

Paralel Ordu “İslam Birliği”ni müjdeleyecek olan “Mehdi”yi karşılamaya nasıl hazırlanıyor?

Türkiye’ye sığınan beş milyonluk Sünni Arap mülteciyi “ordulaştırarak”.

Bu “yabancı lejyonerler ordusu”, yani “çeteler” ilk seferini Rojava’ya karşı gerçekleştirdi. Şimdi Libya’ya ilk parti hareket etti bile.

Şunu not edelim: Türk “yerli paralı lejyonerler”in, yani paralı ordunun bel kemiğini oluşturan “Uzman Erbaşlar”ın son zamlarla birlikte 2020 Ocak maaşları 4 bin 452 lira 42 kuruş.

Malum, işsiz sayısı gençlerde yüzde 20’yi aştı. İş bulsa ilk ay alacağı para “asgari ücret” olarak topu topu 2 bin 324 lira 70 kuruş. Bunun da anlamı şu: Rejim, işsizler ordusunu “paralı ordu” haline getirme yolunda.

“Sonunda ölüm var neden paralı asker olsunlar?” diyeceksiniz ama, bu gençler asıl işsizlikten ölüyor: İntiharlar birbirini izliyor. Zavallı işsiz “parasızlıktan öleceğime paralı ölürüm” demek zorunda kalıyor.

Libya yolcusu “yabancı lejyonerlerin” maaşı ne kadar? Medyaya sızan haberlere göre, bunlara ayda 2 bin dolar veriliyor. Yani yaklaşık 12 bin lira…

Özetleyelim:

İşsiz 0 kuruş.

İşsizlik sigortasından yararlanan işsiz, ortalama 1000 lira.

Asgari ücret alan işçi, 2 bin 500 lira.

Uzman Erbaş 4 bin 500 lira.

Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı ya da SADAT paşası: 10 bin lira.

SADAT ordusunun çetesi, 12 bin lira.

Manzara gayet açık.

Bu sayılar işsizi Uzman Erbaşlığa, mülteciyi “SADAT ordusuna” yönlendiriyor. Bunun adına “sosyal militarizasyon” deniyor. Kapitalist düzende “işsiz yedek sanayi ordusu” olarak ücretleri düşürmekte işe yararken, faşist rejimde işsizlik ve mültecilik militarizasyonun, savaş politikasının sosyal temeli işlevini görüyor.

Ve bu manzaraya bir de “oligarşik aile şirketlerinden” oluşan “sınai-askeri kompleks” denilen “silah üretimini” eklerseniz, durum netleşiyor. Dün Aydınlık ve Ortadoğu gazetelerinin manşetleri ortaktı: Savunma Sanayisinde Gurur (Atılım) Yılı… Krizin, işsizliğin, sefaletin sebebi savaş masrafları ve silahlanmadır.

Bu militarizmin özü “Bando-Mehter Sentezi”.

Militarizmin şu andaki “Mehdi hazırlığı” nedir?

Paralel Ordu kurmak. Resmi orduyu dinci paralı askerlerle doldurmak… En son Kürt direnişçisini, en son sosyalist devrimciyi, en son laik demokratı, en son demokrat liberali, en son özgürlükçü Müslümanı yok etmek.

Ardından ulusalcısından dincisine tüm Türkleri savaş mezbahanesine sürmek… İslam ülkelerinde bu orduyla İslam birliği ya da Konfederal İslam Cumhuriyetini kurmak… Laik demokratik cumhuriyet imkanını ortadan kaldırmak.

O halde düşünelim: Bütün ulusların, dinlerin, mezheplerin birliğinden oluşan Demokratik Ulus temelinde Demokratik Konfederalizm mi, yoksa farklı dinler, mezhepler, uluslar arasında kanlı boğazlaşmaları vaat eden SADAT’çıların İslam Konfederalizmi mi?

Adam “Mehdi’nin inmesine” hazırlık yapıyor.

Muhalefet yarın oylanacak Libya savaş tezkeresine karşı “Hayır” dediğinde, bu kanlı hazırlığa karşı ilk hazırlık adımını atmış olacak…

Yeni yılın ilk günü savaşa, sömürgeciliğe, bölgesel emperyalizme, militarizme, işsizliğe, sefalete, kısaca faşizme karşı ilk hazırlık adımı olsun!